Sektörel

'Hormonlanmış Şehircilik: Istanbul'a Kıymayın...!'

Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp yine isyanlarda. Alp, "İstanbul'a kıymayın" diyor!

Strateji, plan, proje, altyapı hazırlığı olmadan iş ve aş beklentisiyle Istanbul'a akan kırsal nüfusun oluşturduğu çarpık ve illegal yapılaşmanın oy ve rant beklentileriyle beslenerek Istanbul'un güvenligini, ekolojisini, tarihini, coğrafyasını, ulaşımını, dokusunu, kokusunu, özetle tüm dengelerini altüst ettigini, Kentin kanser tümorleri gibi sağlıksız büyüdüğünü biliyoruz.


Bugün Istanbul da sorun çok, ancak en önemlisi Ulaşım. Günde 600 yeni araç plaka alıp caddelere, sokaklara dökülüyor.Trafik içinden çıkılmaz hal alıyor, milyar Dolar kayıp yazıyor. Yönetim de ulaşımı rahatlatacak kimisi doğru kimisi yanlış projelere milyar Dolar akıtıyor. Kavşaklar, köprüler, tüpler, tüneller yapmak için çırpınıyor. Tabii bizlerin parasıyla..


Şimdi birde Su Sorunu patlak verdi...!


Yönetim her inşaat çukurunda aslında Istanbul'un mezarını kazıyor. Ancak aynı Yönetim Istanbul'u pervasızca büyütüyor, nüfusu katlıyor. Onay verdiği 'imar hormonlu' konut, turistik ve ticari merkez projeleri bugünlerde gazete ve televizyonlarımızı süslüyor. Belediye Meclisinden her defasında parsel bazında onlarca imar planı değişikliği yüksek yoğunlukla onanarak yürürlüğe giriyor. Milyonlarca metrekare yeni inşaat hakları dağıtılıyor. Gazeteler emlak eki basıyor. Son yeşil alanlar gidiyor. Istanbul içten dıştan su, yeşil, hava demeden genişletiliyor. Inglizce isimli siteler mantar gibi fışkırıyor. Ataşehirde birkaç yılda yeni bir şehir kuruldu. Maslak bölgesi aynen. Saymakla bitmez. Belediyenin unuttuğu boş yerler varsa bunlarıda Turizm Bakanlığı veya Özelleştirme Idaresi hallediyor. Bu arada, Deprem de kullanılacak açık alanlar ve ulaşım kanalları da bir bir yok oluyor. Yeni ulaşım projeleri daha bitmeden yetersiz kalıyor.


Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu..!


Birleşmiş Milletlerin Kenya daki 'Insan Yerleşimleri Merkezi' önümüzdeki yüzyılda insanlığı tehdit eden oluşumların başında Küresel Isınma ile birlikte gelişmekte olan ülkelerde 20 kadar Megakent in sağlıksız büyümesini sayıyor. Buralarda her tür ve ölçekte kirliliğe ilaveten ulaşım, işsizlik, eğitim, güvenlik sorunlarının artarak yaşanacağını, salgın hastalıklar, etnik çatışmaların olabileceğini, felaketlerin beklendiğini haber veriyor. Müstakbel 'Avrupa Kültür Başkenti' Istanbul'umuz ne yazıkki bu listenin içinde yer alıyor.


Bence Türkiye'yi ne çarpık bir Anayasa, ne Terör ne Irtica bitirebilir. Türkiye yi 'Hormonlanmış Şehircilik' bitirir. Aynen besinlere ilave edilen hormonların insanlığı yavaş yavaş bitirdiği gibi.


Kanser vakaları patladı, görmüyormusunuz.


Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.....!