İBB, tarım arazisine akaryakıt istasyonu yapılmasına onay vermedi!
İzmir Büyükşehir Belediyesi 14 Aralık’taki toplantısında tarım alanı olan bir araziye akaryakıt istasyonu yapılması isteğini reddetti. Milliyet Gazetesi köşe yazarlarından Mustafa Yılmaz, bu kararı kaleme aldı.
14 Aralık'ta İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde yapılan toplantıda tarım alanı olan bir araziye akaryakıt istasyonu yapılması isteği reddedildi. Milliyet Gazetesi köşe yazarlarından Mustafa Yılmaz bugünkü köşe yazısında bu kararı kaleme aldı. İşte Mustafa Yılmaz'ın bugünkü yazısı...
Her zaman aksi olurdu. Bir yeşil alan, orman ya da tarım arazisinin imara açılması ya da amacı dışında kullanılmasına onay verilmesi eleştirilirdi.
Bu kez tersi oldu. İzmir Büyükşehir Meclisi, 14 Aralık’taki toplantısında tarım alanı olan bir araziye akaryakıt istasyonu yapılması isteğini reddetti.
Olay şu:
Urla’nın Uzunkaya Mahallesi’nde, L17a22a pafta 146 ada, 2 no’lu parselin ‘Akaryakıt+LPG+Servis İstasyonu’ olması isteği, İmar ve Esnaf komisyonlarında kabul edildi. Ama Çevre Komisyonu üyeleri, olayı yerinde görmek istedi.
Akaryakıt istasyonu kurulması istenen alanda kavun olduğunu gören, Çevre Komisyonu üyeleri olumsuz rapor verdi.
Büyükşehir Belediye Meclisi de Çevre Komisyonu’nun raporu doğrultusunda karar vererek isteği reddetti.
Ama ibretlik süreç tam da burada başladı.
Tarım alanına akaryakıt istasyonu yapılmasına neden izin verilmediği tartışma konusu oldu.
Çünkü, arsa sahibi bir mektup kaleme almış ve kendisinden rüşvet istendiğini iddia etmişti.
Çevre Komisyonu üyeleri, konuyla ilgili savcılığa başvuracaklarını bir sonraki Meclis toplantısında açıkladı.
Olay, yargının konusu. İddialar doğru mu yoksa iftira mı? Mahkeme karar verecek.
Ama ilginç bir dava olacağı kesin. Tarım arazisine neden akaryakıt istasyonu izni verilmediği araştırılacak.
Ne yazık ki ‘parsele özel’ imar plan değişiklikleri, belediye meclislerinin ana gündem maddelerinden biri olduğu sürece bu tür iddialar, kuşkular, dedikodular ya da suçlamalar bitmez.
Çünkü bir arazinin değeri, yapılan imar plan değişikliğiyle bin kat, hatta bazen 10 bin kat artıyor. Başka hiçbir alanda bu kadar büyük bir kazanç yok.
Oysa kentlerin imar planları var. Ve o planlar şehir anayasası niteliğinde.
O planlar, yıllar süren çalışmalarla, sayısız araştırmayla yapılıyor. Kentin tüm verileri ve geleceğe yönelik gelişimi göz önüne alınarak yapılıyor.
Nerede fabrika, nerede ticaret alanı, nerede park, nerede okul, nerede yeşil alan olacağı konunun uzmanı şehir plancıları tarafından belirleniyor.
Neyin nereye yapılacağı belli... Her türlü faaliyet için de o planlarda yer var.
Kentin planlarında fabrika için de, ticaret alanı için de, konut için de yeterli alan ayırılıyor.
Ama nedense öyle olmuyor. İlle de planlarda tarım, yeşil, sit ya da kamu kullanımına ayırılan yerlerin başka amaçlar için kullanılması kararı alınıyor.
Hem de hemen hemen her meclis toplantısında bir ya da birkaç plan değişikliği önerisi gündeme geliyor.
29 yıldır gazeteci olarak, belediye meclislerini takip ederim. Böyle bir değişiklik önerisinin gelmediği tek bir meclis toplantısı görmedim.
Parsel parsel imar değişikliklerinin bir ya da birkaç kişiye yarar sağladığı ortada.