Genel

İklim göçleri başladı, enerji tasarrufu yapın!

Ediz Hun Türkiye Gazetesi'ndeki köşesinde iklim değişikliklerini ele aldı. Hun, küresel ısınmadan kaynaklanan iklim değişikliklerinin hayatımızı çok yakından etkileyeceğinin altını çizdi

İklim değişikliğini frenlemekte başarılı olunsa dahi, gene en çok zararlı çıkacaklar gelişme yolundaki ülkeler olacaktır. Tehlikenin farkına varan akıllı ülkeler, doğa dostu ekolojik şehirler ve enerji tasarrufu ile küresel ısınmaya ‘dur’ diyecek

İKLİM GÖÇLERİ BAŞLADI
Gelişme yolunda bulunan ülkeler iklimle daima mücadele etmek durumunda olup, tarımsal ürün elde etme ve yeterli su temininde günümüzde büyük zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Bu durum bir taraftan açlıkla savaşı gerekli kılmakta, diğer taraftan ümitsiz şartlarda yeni verimli kaynaklara ulaşmak hayaliyle göç etme gibi mecburiyetleri beraberinde getirmektedir. Ayrıca alçak kıyı şeridine sahip ülkelerde su baskınları ve deniz taşmaları tuzlanma sebebiyle tarım alanlarını kullanılamaz hale getirmektedir. Bilhassa yoğun insan topluluklarının yaşadığı Hindistan’da Ganj Nehri deltasında ve Bangladeş’te deniz yüzeyi neredeyse karayla aynı seviyededir. Deniz, Küresel Isınma sebebiyle 1 metre yükseldiği takdirde, ülkenin %17’si sular altında kalacaktır. Bu durumda milyonlarca insan başka diyarlara göç etmek zorunda olacaktır. Göç eden halk, komşu ülke sınırları içinde hijyenik şartlardan uzak, az besinle yetinmek durumunda kalarak hayatını dış dünyadan gelecek yardımlara bağlamaktadır. Bu arada hastalıklar baş göstermekte, bilhassa Malarya (Sıtma) her sene milyonlarca insanı tehdit etmektedir.

ENERJİ TASARRUFUNDA YENİLİKLER
Dünyada ilk Ekolojik Şehir Çin’deki Şangay şehrine yakın Chongmin adasında Dongtan ismiyle kuruldu. Bu şehrin elektrik enerjisi Rüzgâr Türbinlerinden sağlanıyor. İkinci bir örnek Almanya’nın Freiburg kentinden verilebilir. Burada 6500 mesken güneş enerjisiyle elektriğini üretmektedir. Bir diğer kavram geçen hafta verdiğimiz “Yeşil Binalar”la ilgilidir. Bu ekolojik yapılarda pencereler üçlü camdan oluşturulmakta, duvar ve dam izolasyonu sıcak ve soğuk hava koşullarını iç bölüme yansımamakta, damlardaki güneş pilleri (fotovoltaik) ısı enerjisini elektrik enerjisine dönüştürmektedir. Ayrıca yakında inşa edilen bir termik santral bu binaların atıklarını kullanarak ilave enerji sağlamaktadır.

 EDİSON’UN AMPULÜ DEĞİŞİYOR
1879’da Amerika’da Thomas EDİSON’un yaktığı ampullerle geçen 133 yıllık yaşam, AB ülkelerinde bu yılın başından itibaren yerini tasarruflu ampullere bıraktı. 100 Wat’lık bir ampulün sadece yüzde 5’i ışığa dönüşüyor, geriye kalan yüzde 95’lik bölümü ise sadece sıcaklık vermekte. Tasarruf Ampulleri ise eski ampullerden 4 kat daha fazla ışık verdiği gibi, aynı zamanda daha uzun ömürlü ve tasarruflu. Bu arada LED ampuller ise daha da etkili. Bugün birçok arabada bu sistemler tercih ediliyor. Ayrıca Hibrid otolar süratle yayılacak gibi gözüküyor. Bu sistemde motora bir jeneratör bağlanmış durumda. Bu jeneratör bir aküyü şarj ediyor, o da bir elektrik motorunu devreye sokuyor.

GELECEK SÜRPRİZLERLE DOLU
Bir diğer çalışma ise Hidrojen Enerjisi. Oksijen ile birleştirilip yakıldığı zaman enerji ve buhar oluşuyor. Hidrojen sudan da elde edilebilinir, ancak bu sistem fazla masraflı gözükmekte. Hidrojen gazı sıvı haline getirildiği taktirde normal yakıt tanklarında nakledilebilmekte. Fakat sıvı halinde taşınabilmesi için eksi 253 dereceye kadar soğutmak gerekiyor.

Değerli okurlar, bazı yeni çalışmaları bugün size sunmaya çalıştım. Yarınlar sürprizlerle dolu gibi gözüküyor. İnsanoğlunun her geçen gün gelişen zihinsel gücüyle yeni buluşlara olan merakı bakalım gelecekte ne gibi yenilikleri beraberinde getirecek. Haftanızın sağlık ve mutlulukla geçmesini diliyorum. Sevgiyle kalın.

En çok termik santral kirletiyor
Sera etkisini meydana getiren sektörleri şöyle sıralayabiliriz:
Endüstriyel faaliyetler %16.8
Taşıtlar ve trafik %14
Rafineriler ve yakıt dağılımı %11.3
Termik santraller %21.7
Ticari ve evsel baca gazları %10.3
Tarımsal yan ürünler %12.5 (Büyükbaş hayvanların salımı CH4-Metan ve CO2 gazları)
Atık ekonomisi % 3.4
Orman yangınları ve anız yakma %10

Buz devri, atmosferdeki karbondioksidin artması yüzünden sona ermiş
Bilim adamları, buz devrinin hava sıcaklığının atmosferde karbondioksit miktarındaki artışa bağlı olarak yükselmesi sonucu sona erdiğine dair kanıtlar bulunduğunu açıkladı. Minik okyanus canlılarının kabukları dahil olmak üzere çok sayıda ve çeşitli verilerin incelendiği çalışmayı yürüten araştırmacılar, son buzul çağı döneminde atmosferdeki karbondioksit oranının milyonda
180’den 260 birime yükseldiğini belirlediklerini söylediler. Atmosferdeki karbondioksit oranı, günümüzde ise milyonda 392 birim olarak ölçülüyor. Son yüzyılda atmosferdeki karbondioksit oranının tıpkı buzul çağının sonunda olduğu gibi milyonda 100 birim arttığını kaydeden bilim adamları, karbondioksit miktarındaki artışın küresel ısınmada çok önemli bir rol oynadığını ifade ettiler.

Karadeniz Akdenizleşiyor
Bilim adamları uyarıyor; iklim değişikliği Karadeniz’i etkiliyor... Rize Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Semih Engin, eskiden göl formunda bir su havzası olan Karadeniz’in oluşumundan bu yana devam eden ‘’Akdenizleşme’’ sürecinin sürdüğünü söyledi. Engin, Karadeniz’in, boğazlar oluştuktan sonra Akdeniz’den gelen fauna ve floranın etkisinde kaldığını, bunun denizin oluşumundan beri devam eden bir süreç olduğunu belirterek, ‘’Günümüzde iklim değişikliği ve su sıcaklığındaki artış nedeniyle bu süreç hızlanabilir’’ dedi. Son 50 yıldır belirgin olarak hissedilen iklim değişikliğinin kapalı bir havza olan Karadeniz için oldukça önemli olduğunu ifade eden Engin, ‘Karadeniz’deki balık türlerinin yüzde 60’ını Akdeniz orijinli balıkların oluşturduğunu dile getirdi.

Strese giren tavuklar kafeinle ayık kalıyor

Tavuk yemlerinde bulunan arseniğin ardından şimdi de hayvanlara sakinleştirici verildiği ortaya çıktı. Uyanık kalıp daha çok yem yemeleri için de kafein veriliyor...

Tavuk çiftliklerinde üretilen tavuklarla ilgili ABD’de 2004 yılında yapılan bir araştırmada, üreticilerin zaman zaman yemlere arsenikli bir ilaç koydukları ortaya çıkmıştı. Arsenikli ilaç tavuklardaki parazitlerle mücadelede kullanılıyor. Ancak bu konuda yapılan yeni bir araştırma tavuklara sadece arsenik verilmediğini ortaya çıkardı. New York Times’da yayınlanan habere göre; tavuklara kafein, antihistamin, yasaklanan bir tür antibiyotik olan fluoroquinolones ve hatta antidepresan ilaç veriliyor. Tavuklara antidepresan verilmesinin nedeni, çiftliklerdeki şartlar nedeniyle strese giren hayvanların etinin sert olması. Kafein ve yeşil çay verilmesinin nedeni ise, hayvanların bu sayede daha uzun süre uyanık kalması ve daha çok yem yiyerek daha büyük olmaları...

Avdan kurtuluş
Çanakkale’de avcılar tarafından kanatları kesilerek ördek avında kullanıldığı sırada el konulduktan sonra bakımları yapılan ve “mühre” (ses ya da görüntüsünden faydalanılarak av ve yaban hayvanlarını çağırmada kullanılan canlı, yabani ya da evcil hayvan) olarak kullanıldıkları tespit edilen 70 Yeşil Başlı Ördek doğal ortama salındı.

Japonya depremi denizde 400 km’lik yarık açmış
Japonya’da 11 Mart 2011’de meydana gelen 9 büyüklüğündeki depremin denizin dibinde 400 kilometre uzunluğunda yarık açtığı tespit edildi. Büyük depremin ve ardından oluşan tsunaminin deniz dibinde bıraktığı izleri araştıran Alman ve Japon bilim adamları, yarıktaki belirli bölgelerin doğuya doğru 50 metre kaydığını ortaya çıkardılar. Sonuçlar doğrultusunda, bölgede bu kadar büyük depremlerin olma ihtimali hesaplanabilecek.

Bu da kaya ormanı!
Afrika’nın güneydoğu ucundaki ada ülkesi Madagaskar’da, doğal olarak oluşan ve türünde dünyanın en büyüğü olan kaya ormanı, çarpıcı coğrafyasıyla dikkat çekiyor. Grand Tsingy adlı orman, tropikal yağmurların kayaları aşındırmasıyla oluşmuş. Son derece sivri ve dik, sayısız kayadan oluşan 370 kilometrekarelik alandaki kayalıklar, çok sayıda canlı türüne de ev sahipliği yapıyor. Dağcılar da yüz metreyi bulan yükseklikteki kayalara büyük rağbet gösteriyor ve dik kayalara tırmanışlar gerçekleştiriyorlar. Çetin bir coğrafyaya sahip olmasına rağmen kayalıklarda 11 Lemur türüyle birlikte 100 kuş türü ve 45 sürüngen cinsi yaşıyor.

Ediz Hun/Türkiye