Genel

İlhan Cavcav:Sabit kalmak kaydıyla araziler millileşmeli!

Devletin bu kooperatiflere ön ayak olması lazım. Kanun çıkarıp ortakları  sabit kalmak kaydıyla araziler millileşmeli. Devlet, sektörün içinde yer alan bizim gibi tecrübeli insanları bir araya getirmeli  

  Ankara Un Sanayii Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Cavcav, bir ton buğdayın 420 dolara ithal edilirken, 370
 dolara Afrika teslim un satan firmaların bulunduğunu belirterek, "Bunun altında
 telaffuz etmek istemediğim bazı kötü işlerin yattığı kanaatindeyim. Devletin bu
 gibi satışları iyi incelemesi lazım" dedi.
         Aynı zamanda Gençlerbirliği Spor Kulübü Başkanı olan Cavcav, AA
 muhabirine un sektöründe geçen yılı değerlendirdi.
         Yaklaşık 60 yıldır bu sektörün içinde yer aldığını belirten Cavcav, "15
 yaşından bu yana bu sektörün içindeyim, 2010 sezonunu kadar sıkıntılı bir süreci
 bugüne kadar hiç yaşamadık" dedi.
         Türkiye’de özellikle son yıllarda neredeyse her ilde, her kazada un
 sanayi oluşturulduğunu belirten Cavcav, çoğu aile şirketi şeklinde çalışan bu
 firmaların, büyük firmalara çok büyük zararlar verdiğini ifade etti. Fabrikada
 bir çuval unu 53-54 liraya mal ettiklerini ifade eden Cavcav, buna karşılık bir
 çuval unun piyasadaki satış fiyatının 45-48 lira arasında değiştiğini söyledi.
 Kendi fabrikasında çalışan 300 personel bulunduğunu, bunların her birinin,
 maaşları, sigortaları, vergiler ve sosyal haklarıyla birlikte şirkete maliyetinin
 ortalama 1.900 lirayı bulduğunu anlatan Cavcav, üretim kapasiteleri düşük ve
 çalışanları aile üyeleri olan küçük işletmelerin, büyük fabrikaların rekabet
 güçlerine zarar verdiğini kaydetti. Cavcav, "Küçük tesislerin büyük firmalara
 zararlarını rakamlarla ifade etmek mümkün değil" diye konuştu.
         Belediyelerin, halka ucuz ekmek yedirmek amacıyla "halk ekmek
 fabrikaları"nda ürettikleri ekmekleri, belediye imkanlarını da kullanarak
 maliyetinin altında bir fiyatla halka satmalarının da sektöre büyük zararlar
 verdiğini anlatan Cavcav, bu durumun sektörde büyük bir krize neden olduğunu
 kaydetti.
         Türkiye’nin yıllık 17 milyon ton un üretimi 14,5 milyon ton da tüketimi
 olduğunu vurgulayan Cavcav, buna karşılık ülkede yıllık 45-50 milyon ton üretim
 yapma kapasitesine sahip tesis bulunduğunu belirtti.
         İlhan Cavcav, sektörde özellikle son iki yılda bir çok tesisin tasfiye
 edildiğini, iflasların yaşandığına dikkati çekerek, "Bizde kar oranı çok
 düşüktür, yüzde 3-5 kara razıyız. Bir de bankadan para kullanacak olsan bittin,
 bir-iki sene sonra iflas bayrağını çekersin. Bu nedenle değirmen sektöründeki
 kapasitenin daraltılması sektöre canlılık getirecektir" diye konuştu.
         -"İNCELENMESİ LAZIM"-
         Türkiye’nin son yıllarda Libya, Irak ve Afrika ülkelerine başta olmak
 üzere yıllık 3 milyon ton civarında un ihracatı yaptığını ifade eden Cavcav,
 şunları kaydetti:
         "Burada büyük rekabet var. Bir ton buğdayın Türkiye’ye ithali 420 dolar
 civarında. 10 dolar liman masrafları var, 430 dolar. Bunu limanlardan fabrikaya
 getirmek en aşağı 20-25 dolar, eder 450 dolar. Bugün özellikle Trakya’da bulunan
 büyük firmaların bazıları 370 dolara Afrika teslim un satıyorlar. Buğdayın 430
 dolar olduğu bir devirde buğdayın mamul hale getirildikten sonra un olarak  370
 dolara satılmasını aklım almıyor. Bunun 40-50 dolarını da navlun kabul edecek
 olursanız, 320 dolar. Bunun altında telafuz etmek istemediğim bazı kötü işlerin
 yattığı kanaatindeyim. Açıkça konuşmak gerekirse bugün 1430 kilo buğdaydan 1 ton
 un çıkar. 430 kilosu kepektir, tali maddelerdir, firedir. Bunu da hesaba
 kattığınızda ihraç edilen unun fiyatının 600-650 dolarlara çıkması gerekirken,
 bunun yarı fiyatına satılması düşündürücü. Devletin bu gibi satışları iyi
 incelemesi lazım."
         -"FIRINCILIK ZAHMETLİ İŞ"-
         Hem değirmenci hem de fırıncı olduğunu belirten İlhan Cavcav,
 fırıncılığın çok zahmetli bir iş olduğunu söyledi. Fırıncıların, sabah vatandaşa
 sıcak ekmek yetiştirmek için gecenin yarısında kalkarak ekmek yapmaya
 başladıklarını anlatan Cavcav, bu nedenle fırıncı esnafının para kazanmasının
 teşvik edilmesi gerekirken, belediyelerin büyük imkanlarıyla fırıncıların önünün
 kesildiğini ifade etti. Cavcav, fırıncıların varlıklarını sürdürmek için
 değirmenciden 5-6 ay vadeli un aldığını, değirmencinin de aynı şekilde borçlarını
 ertelemek zorunda kaldığını, bu durumun da sektörün önünü kararttığını söyledi.
 İlhan Cavcav, "Şimdilerde bir insana beddua etmek istiyorsan fırıncı ol demek
 yeterli" dedi.
         -"İTHAL BUĞDAY OLMASA BU KALİTEDE EKMEK ZOR ÇIKAR"-
         Buna karşın Türkiye’de oldukça kaliteli ekmek üretildiğini ifade eden
 Cavcav, ekmeğin yapım ve kalitesi açısından unun kalitesinin çok büyük önemi
 olduğunu belirtti. İlhan Cavcav, son yıllarda Türkiye’de çok çeşitli buğdayların
 ekildiğini, ancak iklim şartlarının normal gitmemesi, yeterince yağış olmaması
 gibi nedenlerin, buğday kalitesinin düşmesine neden olduğunu ifade etti.
 Türkiye’nin bir süredir Avrupa’dan, ABD’den, Rusya’dan Kazakistan’dan,
 Avustralya’dan...  buğday ithal ettiğine işaret eden Cavcav, "Bu ülkelerden
 buğday ithal etme imkanı olmasa bu kalitede ekmeklerin Türk buğdaylarından
 çıkması asla ve asla mümkün değil" diye konuştu.
         İlhan Cavcav, Avustralya’da yaşanan sel felaketinin ardından
 Avustralya’nın buğday ihracatını durdurduğunu açıkladığını, yine Türkiye’nin
 buğday ithal ettiği Rusya’nın da yaklaşık 6 aydır buğday ihracatını kapattığını
 belirterek, bu ülkelerden buğday gelmeyeceğini, bu nedenle bu yıl buğdayda
 sıkıntı yaşanabileceğini ifade etti.
         -"EKMEK 1 LİRA OLMALI"-
         Türkiye’de kısa bir süre içinde seçimlerin yapılacağını hatırlatan
 Cavcav, bu nedenle iktidarın, belediyelerin vatandaşın ucuz ekmek alabilmesi için
 ekmeğe zam yapmayı düşünmediğini savundu.
         Devletin kilosuna 55 kuruş verdiği buğdayın borsalarda 75-80 kuruş
 fiyattan satıldığını belirten Cavcav, "Türkiye hakikaten az gelirli insanların
 çoğunlukta olduğu bir ülke. Ancak sektörün geleceği için 50-60 kuruşa satılan
 ekmeğin en az 1 lira olma zarureti var" dedi.
         -"KOOPERATİFLEŞMEK ŞART"-
         Devletin, ekmek fiyatları artmasın diye buğday fiyatlarını sübvanse
 etmeye çalıştığını ifade eden Cavcav, bunun doğru bir yaklaşım olmadığını
 söyledi. Parça parça olan tarım arazilerinin, kanun çıkarılarak, ortakları sabit
 kalmak koşuluyla millileştirilmesi gerektiğini belirten Cavcav, şunları
 kaydetti:
         "Rahmetli Bülent Ecevit daha önce bunu yapmak istemişti. Çiftçide
 kooperatifleşme. ABD’de görmüştüm, adamlar Konya Ovası gibi bir alanı olduğu gibi
 millileştirmişler. Herkes arazisini o kooperatife devretmiş. Böylece ayrı ayrı
 100’er dönüm yerine, 1 milyon dönüm yer tek kalemde ekiliyor, sulanıyor,
 biçiliyor. Maliyetler azalıyor, verim artıyor, dolayısıyla çiftçinin kazancı da
 artıyor.
         Devletin bu kooperatiflere ön ayak olması lazım. Kanun çıkarıp ortakları
 sabit kalmak kaydıyla araziler millileşmeli. Bu konuda devlet, sektörün içinde
 yer alan bizim gibi tecrübeli insanları bir araya getirip görüşlerini almalı ve
 bir çiftçi açılımı yapmalı."
         -"2011’DE DE SEKTÖR ADINA KARAMSARIM"-
         İlhan Cavcav, un sektörü için 2011’in de iyi geçeceğini düşünmediğini
 belirterek, "2011’den beklentim çok kötü. Sektör adına karamsar bir kanaate
 sahibim. Bugünkü buğday fiyatlarının harman zamanında da düşmeyeceğini, aynı
 kalacağını düşünüyorum" diye konuştu.
         Konya Yolu üzerinde bulunan fabrikasını sene sonuna kadar organize sanayi
 bölgesinde yapımı tamamlanacak yeni yerine yıl sonuna kadar taşımış olacaklarını
 bildiren Cavcav, Konya Yolu üzerindeki fabrikanın yerine de iş merkezi, alış
 veriş merkezi gibi yeni bir yatırım yapmayı planladığını kaydetti.
AA