Sektörel

İlişkilerin iyi olması için Türk-Çin inşaat şirketleri beraber çalışmalı!

Türk Çin Sanayici İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sungurlu, Türkiye-Çin ilişkilerinin daha iyi noktaya ulaşabilmesi için Çinli ve Türk inşaat şirketlerinin beraber çalışabilmelerinin zeminlerini hazırlamanın gerekli olduğunu söyledi.

Türk Çin Sanayici İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sungurlu, "Çin'in elinde bulunan muazzam likidite, altyapı yatırımları konusunda sahip olduğu tecrübe ve fiyat avantajı, siyasi varlığının devamı adına bütün ülkelere ama özellikle belirlediği ülkelere devlet sübvansesi ile de yatırım yapabiliyor oluşu, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde Çin'in 'yatırımcı' vasfını fazlasıyla öne çıkarıyor" dedi. 


Türk Çin Sanayici ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sungurlu, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve en büyük ihracatçı ülkesi konumundaki Çin'in öneminin iyi kavranması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin üretim ve ihracatını bunu dikkate alarak şekillendirmesinin şart olduğunu vurgulayan Sungurlu, "Dünya ekonomisindeki yeri ve konumu itibariyle olabilecek her türlü değişimin etkilediği Çin'i Türkiye olarak henüz tam anlayamamışken, süregelen değişimlerin etkileri hep bizim Çin algılama hızımızın önüne geçmektedir" dedi. 


Çin'in, dünyanın reel üretiminin yaklaşık üçte birini gerçekleştiren devasa bir ekonomiye sahip olduğunun altını çizen Sungurlu, "Dünyanın neresinde ve hangi sektörle ilgili olursa olsun, herhangi bir konuda üretim düşünülüyorsa, ilgili sektörde 'Çin'in pozisyonu nedir, üretimi var mıdır ve ne ölçektedir, dünyanın farklı bölgelerine ilgili ürünlerin girişinde Çin hangi konumdadır ve vergi kıyaslamaları ne şekildedir' diye bakılmadan bir atılım ve yatırım yapmak günümüz gerçeklerini dikkate almamak demek olacaktır" ifadelerini kullandı. 


Hiçbir şekilde göz ardı edilmemeli Herhangi bir sektörde üretime yönelik yatırım yapmadan önce Çin'deki pozisyonun bilinmesi gerektiğine vurgu yapan Murat Sungurlu, "Bir ürünün dünya çapında bilinilirliği, marka değeri, büyüme stratejileri ve ihracat gibi konuları ele aldığımızda da Çin artık hiçbir şekilde göz ardı edilmemesi gereken bir konumdadır" diye konuştu. 


AB'nin girdiği ekonomik yavaşlama ve gelişmekte olan ülkelerdeki likidite sıkıntıları göz önüne alındığında. ABD, Çin ve Afrika ülkelerine daha fazla ihracat imkanı olduğunun altım çizen Sungurlu şunları kaydetti: "Yatırımlar konusunda ise Çin'in elinde bulunan muazzam likidite, altyapı yatırımları konusunda sahip olduğu tecrübe ve fiyat avantajı, siyasi varlığının devamı adına bütün ülkelere ama özellikle belirlediği ülkelere devlet sübvansesi ile de yatırım yapabiliyor oluşu, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde Çin'in 'yatırımcı' vasfını da fazlasıyla öne çıkarmaktadır." Türklerin esnekliği Çin'deki talebe hızlı cevap verebilir 2006-2012 yılları arasında ısınmış ve belli bir kıvama gelmiş Türk-Çin ekonomik ilişkilerinin 2012 sonrası aynı ivme ile devam ettirilemediğini belirten Murat Sungurlu, şunları söyledi: "Türkiye'nin temel sektörlerde Çin ile fiyat rekabetini hemen hemen yakaladığını söylemek mümkün, fakat Çin'in devasa üretim ölçeğinin yanında Türkiye'nin rekabet şansı çok yok, reel sektörün yavaşladığı 2014-2015 ve somasında 2016'da bu Türkiye'nin avantajına olacak bir durumdur. Zira daha esnek ve kolay şekil alabilen Türk üretim tesisleri dev Çin yatırımlarına göre pazarın hızlı değişen taleplerine daha hızlı cevap verebilme şansına sahiptir. Bunun yanında genel anlamda ise Türkiye'nin Çin ile rekabet yarışına girmeyip daha katma değerli üretimler yapması ve dünyaya sunması gerekmektedir"


Murat Sungurlu, Türkiye-Çin ilişkilerinin daha iyi noktaya ulaşabilmesi için atılması gereken adımları şöyle sıraladı: 


1- Türkiye'nin reel sektör üretimini tamamen Çin'i de göz önünde tutarak ve rekabetçiliğini koruyarak daha katma değerli olmaya yönlendirmek. 

2-Çin pazarı hakkında sektörel bazda ve mümkünse daha nish alanlarda profesyonel bire şekilde analiz etmek, ihracatçı birliklerimizin afaki söylemlerinden uzaklaşıp daha net ve hemen adım atılabilecek konulan belirlemek. 

3- En acil şekilde bir gıda güvenliği anlaşması imzalamak. Bunun yanıhda başta gıda, konfeksiyon (marka) ve lüks tüketim ürünlerinde faaliyet gösteren şirketlere Çin pazarı hakkında teşvikler vermek, Çin pazarına girişlerini kolaylaştıracak adımlar atmak. 

4-Turizm sektörünü geliştirmek adına Çinli turistlerin ihtiyaçları ve talepleri konusunda analizler yapıp Çin'de tanıtım faaliyetleri düzenlemek. Bu konuda STK'ların faaliyetlerini teşvik edip ekonomik yardımlarda bulunmak. 

5- Çinli yatırımcıların Türkiye'ye gelmelerini sağlamak adına Türkiye'nin tanıtımını daha ciddi yapmak. Siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkları bir an evvel giderip altyapı çalışmalarında Çinli şirketlere Türkiye'nin kapılarını açmak ve bunun karşılığında pazarında kolaylıklar istemek. 

6-Çevresindeki pazarlarda Türkiye'nin rekabetçiliğini kaybettirmeyecek şekilde liman bölgelerinde, serbest bölgelerde Türk ortaklı ve büyük oranda Türk işçi çalıştırmak şartlarıyla Çinli yatınmcılara I-Çin ile oluşabilecek siyasi nitelikteki sorunları çözmek adına daha nitelikli fikirler üretmek, ilgili konuları iç siyaset malzemesi yapmamak. 

8-Çinli yatırımcılara aynı ABD, Kanada...gibi belli oranlarda yatınmlar getirdikleri taktirde yeşil kart, vatandaşlık...vs gibi uygulamalar yapmak. 

9-Türkiye'nin daha etkin olduğu bölgelerde, Çinli ve Türk inşaat şirketlerinin beraber çalışabilmelerinin zeminlerini hazırlamak. 

10-Ortadoğu'da kaybettiğimiz güveni ve itibarı en kısa zamanda geri kazanıp, stratejik anlamda Çin "in orta doğuya açılmasına vesile olabilecek atılımları beraberce yapıp Çin'in orta doğu ile ilgili ihtiyaçlarına cevap verebilecek ve bu sayede karşılıklı menfaate dayalı ilişkiler geliştirebilecek tek muhatap olmak. 

11- Türkiye'nin bor ve zenginleştirilmesi, silah sanayi gibi stratejik sektörlerinde hareket alanını artırmak adına Çin'le daha kalıcı, afaki söylemlerden uzak ve gerçekçi adımlar atmak. 

12- Kültürel ilişkilerin geliştirilmesi adına katı milliyetçi söylemlerden uzaklaşıp, daha reel ve milli menfaatlere uygun şekilde kültürel faalietleri artırmak, bu faaliyetlerin arkasında durmak. Çin'de Türkiye'nin doğru tanıtılması adına daha ciddi girişimlerde bulunmak. 


Dünya