İmar Kanunu'ndaki değişiklik teklifi TBMM Genel Kurulu'nda!
TBMM'de İmar Kanunu'nda da değişiklikler içeren Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Teklifin tümü üzerindeki görüşmelere başlandı...
TBMM Genel Kurulu'nda İmar Kanunu'nda da değişiklikler içeren Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Teklifin tümü üzerindeki görüşmelere başlandı.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, teklifi, bundan sonra gelmesi muhtemel yerel yönetimler kanununa ön hazırlık olarak değerlendirdiklerini belirtti.
Teklifi, 31 Mart seçimlerinden sonra kaybedilen büyükşehir belediyelerinin intikamını alır gibi hazırlanan bir yasa olarak gördüklerini ifade eden Lütfü Türkkan, "Teklifte bazı belediye gelirlerinin tekrar iktidarın rantına sunulması için yetkinin TOKİ'ye devrini görüyoruz. Yani bu kanun teklifi 'Aman ha rantı bizden almayın, biz bu işe çok alıştık, TOKİ vasıtasıyla devam edelim'in mealidir" dedi.
Türkkan, TBMM'nin iki gündür depremi konuştuğunu, her an depreme hazırlıklı olunması gerektiğini belirtti.
Türkan, büyük depremler atlatan ülkelerden Çin, Tayvan, Şili ve Yeni Zelanda'nın yatırımlarını duble yollara değil, sismik güçlendirmeye yaptıklarını söyledi ve AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı'nın "Deprem paraları sadece depreme harcanmaz." sözünü yadırgadığını diye konuştu.
Türkkan, "deprem vergisi" adı altında toplanan paranın başka alanlarda kullanılmasının kabul edilemeyeceğinin altını çizdi ve "Bilim adamları olası bir Marmara depreminde İstanbul'da 50 bin binanın ağır hasar alacağını söylüyorlar. 50 bin bina yıkılırsa ağır hasar alırsa ne olur biliyor musunuz? 10'ar kişiden hesaplasak 500 bin kişi büyük Marmara depreminde hayatını kaybeder. Bakın, siz bu kafayla giderseniz bu 500 bin kişiyi gömecek mezarlık bulamazsınız." ifadelerini kullandı.
MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek de ülkenin deprem kuşağında olduğunu ve her daim tedbirli olunması gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yaşamak zorunda olduğunu ifade eden Şimşek, şunları söyledi:
"Fay hattındaki yapılaşmalara son verilmesi, daha sağlam binaların yapılması ve tüm Türkiye genelinde, kırsal kesimler dahil, ciddi bir tarama yapılmalıdır. Oturulamaz raporu verilen binalarla ilgili önlemlerin mutlaka alınması gerekmektedir. Artık kırsal kesimlerde de dönüşüm gerekmektedir. Bununla ilgili de gerekli çalışmalar mutlaka yapılmalıdır. Elazığ'da yıkılan 8 binanın 1980 yılından sonra yapılmış olan, normalde planlı, projeli, ruhsatlı ama maalesef malzemelerden çalınarak yapılan binalar olduklarını görmekteyiz.
Türkiye depremle ilgili bir seferberlik ilan etmek mecburiyetindedir ve kaynakları olumlu bir şekilde kullanarak bununla ilgili kentsel dönüşümdeki öncelikleri, öncelikle yıkılacak binaların olduğu bölgeleri belirleyerek, sadece kentin silüetini ve görüntüsünü düzeltmekten ziyade, önce insanlarımızın hayatını kurtaracak projeler hayata geçirmelidir. Türkiye bunu yapacak güce sahiptir. Yaşadığımız hadiselerden sonra bu ortam içerisinde günlerce depremi konuşuyoruz, yapılması gerekenleri tartışıyoruz ama maalesef daha sonra her şey normale dönüyor, hiçbir şey yaşanmamış gibi herkes hayatına devam ediyor. Bilinçlendirme bakımından ilkokuldan başlayarak insanlarımız deprem konusunda bilinçlendirilmeli, yaşanılabilir binaların yapılması sağlanmalı ve bütün Türkiye'de genel bir tarama yapılmalıdır."
HDP Batman Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryaki de Türkiye'de en çok değişiklik yapılan yasaların başında İmar Kanunu'nun geldiğini belirtti.
Tiryaki, AKP iktidarları döneminde toplumun yaşam alanlarını ilgilendiren alanların betona boğulduğunu söyledi. Tiryaki, sözlerine şu şekilde devam etti; "1999 yılı sonrasında belirlenen toplanma alanlarının yüzde 97'si ya gökdelenlerle ya da AVM'lerle dolduruldu. İktidar partisi İstanbul seçimlerini kaybedince belediyelerin yetkilerini daraltmak amacıyla bu teklifi getiriyor. Çok süslü söylemlerle halkı kandırmayı amaçlıyorsunuz. Mega projelerle tarihi alanlar yok ediliyor. Kentsel dönüşüm projeleri arsa değeri yüksek bölgelerde uygulanıyor. Kentsel dönüşümlerde ilk önce bölge insanının ihtiyaçları ele alınmalıdır."
"Sivrice'de depremin olacağı söylendiğinde dikkate alınmadı"
CHP İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek de depremin önemli bir gerçek olduğunu söyledi.
Zeybek, 2004 yılı ile 2019 yılı arasında "deprem vergisi" adı altında toplanan özel iletişim vergilerinin rakamsal karşılığının 34 milyar dolar olduğunu iddia etti ve "Başta Naci Görür olmak üzere değerli hocalarımız depremlerin nerede olacağını noktasına kadar vermiş olmalarına rağmen, riskli yapıların iyileştirilmesi ve fay hattı üzerindeki bölgede yaşayan yurttaşlarımızın güvenli alanlara taşınması konusunda hiçbir çaba gösterilmemiştir. Yani Sivrice'de depremin olacağı söylendiğinde dikkate alınmadı." dedi.
Zeybek, deprem sonrası yapılan bütün çalışmaların bir kriz yönetimi olduğunu, Türkiye'nin bu konuda son 20 yıl içinde önemli mesafe katettiğini belirtti.
Zeybek, deprem, heyelan ve su taşkını gibi doğal afetler sonrası yapılacak çalışmaların herhangi bir öneminin olmadığını savundu ve "Riski daha başlangıçta doğru yönetebilirsek o zaman bir büyük depremde ne yıkılacak bir binamız ne de binaların altında can verecek yurttaşlarımız kalır." şeklinde konuştu.
Teklif sahibi AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Demir ise teklif ile sahada karşılaşılan sorunların çözümü, bakanlıklardan gelen ve ihtiyaç duyulan konular hakkında yapılmış çalışmaları ele alacaklarını ifade etti.
Coğrafi bilgi sisteminin kanunla düzenlenmesinin temel hedefinin, e-devlet oluşumunun olmazsa olmaz temel dayanaklarından birisi olduğunu söyleyen Demir, "Akıllı devlet iki temel esas üzerine oturtulur; bunlardan bir tanesi yönetim bilgi sistemidir, diğeri coğrafi bilgi sistemidir. Bunları gerçek anlamda bütünleşik olarak çalıştırabilirseniz o zaman e-devleti oluşturabilirsiniz. Bir devlet modelinde millete hizmet etmenin en temel kaidesi bilgiye sahip olmaktır. Vatandaşlar hakkında bilgiye sahip olduğunuzda aslında hizmetin en kalitelisini en kısa zamanda üretmek durumunda olduğunuzu da görebilirsiniz." diye konuştu.