Genel

İMO: Riskin büyüklüğü çernobil ve Japonya ile sabittir!

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, yapılması planlanan nükleer  santrallerin oluşturacağı riskin büyüklüğünün, geçmişte çernobil, bugün Japonya  örnekleriyle sabit olduğunu öne sürdü

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası, Türkiye 'de de yaşanabilecek olası doğal  afetler ve depremler gözönüne alındığında, yapılması planlanan nükleer  santrallerin oluşturacağı riskin büyüklüğünün, geçmişte çernobil, bugün Japonya  örnekleriyle sabit olduğu belirtilerek, 'Buna rağmen bu konuda ısrar edilmesi en  hafif ifadesiyle felakete davetiye çıkarmaktır' değerlendirmesini yaptı.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası 'nın Japonya depremine ilişkin yazılı açıklamasında, Japonya depreminin öğretici, ders verici özellikler taşıdığı bildirildi.

Deprem sonrasında Japonya 'daki yapıların oldukça başarılı sınav verdiği, yapısal hasarın ve buna bağlı can kaybının oldukça düşük düzeyde kaldığı  belirtilen açıklamada, 'Japonya depremi bize, bilim ve tekniğin doğru  kullanılmasıyla her zeminde bina yapılabileceğini ve mühendislik hizmeti alan  binaların şiddetli depremlere dayanabileceğini bir kez daha göstermiştir' denildi.

Türkiye 'de deprem bilincinin ancak büyük kayıplara yol açan yıkıcı depremler yaşandıkça geliştiği, bu bağlamda yaklaşık 40 bin can kaybına mal olan  1939 Erzincan depreminin milat olarak kabul edilebileceği kaydedilen açıklamada,  bu depremin ardından adım adım gelişen deprem yönetmeliği çalışmalarının 1975  yönetmeliğiyle somut düzeye erişmişse de bu yönetmeliğin yaygın biçimde
uygulamaya geçirilmesinde başarılı olunamadığı anlatıldı. Açıklamada, 'Japonya olayında gördüklerimizden ders alarak, kendimize bir özeleştiri çerçevesinden baktığımızda, başladığımız birçok işi  tamamlayamadığımızı, son 12 yılda yapabildiklerimizin bir arpa boyundan öteye  geçmediğini söyleyebiliriz' görüşü açıklandı.

Japonya 'da deprem nedeniyle oluşan tsunaminin ciddi hasarlar oluşturduğu, binlerce can kaybına, nükleer santrallerdeki hasar nedeniyle de bir çevre  felaketine neden olduğu kaydedilen açıklamada, şöyle denildi:

'Nükleer santraller her zaman nükleer tehlike potansiyeli taşımakta, yapımında ve işletilmesinde yapılacak en küçük bir hata bile telafi edilmesi  mümkün olmayan sonuçlara yol açabilmektedir. Japonya gibi güvenli yapı üretiminde  ileri düzeyde bir ülke bile nükleer patlamaya engel olamamış ve insanlığı gelecek  tehlikesiyle baş başa bırakmıştır. Ülkemizde de yaşanabilecek olası doğal afetler ve depremler gözüne  alındığında, yapılması planlanan nükleer santrallerin oluşturacağı riskin ne  kadar büyük olduğu, geçmişte çernobil bugün Japonya örnekleriyle sabittir. Buna  rağmen bu konuda ısrar edilmesi en hafif ifadesiyle felakete davetiye
 çıkarmaktır.'

Depremin oluşturacağı risklerin azaltılması çalışmalarının en önemli boyutlarından birinin eğitim olduğu vurgulanan açıklamada, 'Japonya depremi,  toplumsal yaşamın deprem gerçeğini görerek tanzim edilmesinin, topluma doğa  olaylarıyla iç içe yaşama becerisinin kazandırılmasının ne derece önemli olduğunu  somut olarak göstermiştir. Son söz, tek çözüm, topyekun seferberlik' görüşü  ifade edildi.

DSP GENEL BAşžKAN YARDIMCISI AĞIRBAşž:
'NÜKLEER SANTRALLERİN KURULMASI REFERANDUMA SUNULMALI'

DSP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş, 12 Haziran 'da yapılacak milletvekili genel seçimlerinde bir sandık daha konularak, nükleer santral kurulması konusunda  halkın kararının sorulması gerektiğini ifade etti. Ağırbaş, yazılı açıklamasında, Japonya 'da meydana gelen deprem ve  tsunaminin, bütün dünyada bir kez daha nükleer santrallerin güvenliğini gündeme  getirdiğini vurguladı.

Dünyada ülkelerin nükleer enerji politikalarını gözden geçirirken, Türkiye 'de fay hattı kuşağındaki Mersin Akkuyu 'da nükleer reaktör inşaatının  yapım çalışmalarının başlatılmasına ilişkin hazırlıkların son aşamaya geldiğine  işaret eden Ağırbaş, şunları kaydetti:  'Nükleer santraller en ileri teknoloji ve güvenlik seviyesinde inşa  edilseler bile fay hattı üzerinde kurulacak olmaları, ülkemizdeki ve komşu  ülkelerdeki vatandaşların hayatını risk altına almak demektir. Buna kimsenin  hakkı yoktur. Bedelli askerlik konusunun dahi referanduma sunulması gerektiğini  beyan eden Başbakan, gelecek nesillerimizin hayatını risk altına alan ve çevremiz  üzerinde ciddi tahribatlar açabilecek nükleer santrallerin kurulmasını  referanduma sunmalıdır. 12 Haziran 'da gerçekleştirilecek seçimler, nükleer  santrallerin kurulmasına ilişkin ulusumuzun görüşünün sorulması için referanduma  gidilmesine olanak sağlayan kaçınılmaz bir fırsattır. 12 Haziran 'da, seçimlerin  yanı sıra ülkemizde nükleer santral kurulmasına ilişkin halkın kararını  belirlemek üzere bir sandık daha konulmalı.'

Ağırbaş, Başbakan Erdoğan 'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesinde de 12 Haziran 'da yapılacak seçimlerde, nükleer santral  kurulması konusunda bir sandık daha konulup konulmayacağını sordu. CHP İzmir  Milletvekili Canan Arıtman da soru önergesinde, yeni bir risk değerlendirmesi  yapılıp, nükleer santral yapma kararının gözden geçirilip geçirilmeyeceğini  öğrenmek istedi.

AA