Ekonomi

İngiliz gazeteden çarpıcı seçim analizi: Erdoğan’ın politikaları Türkiye’nin ekonomisine zarar veriyor!

İngiliz Financial Times, seçim öncesi Türkiye ekonomisini analiz etti. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde ekonomideki risklere dikkat çekilerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın para politikalarının ekonomiyi tehdit ettiği ileri sürüldü. İngiliz finans gazetesinde ‘Ticaret Sırları’ köşesinin yazarı  Alan Beattie, 28 Mayıs Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının Türkiye ekonomisine olası etkilerine ilişkin bazı öngörülerde bulundu

Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde piyasalardaki belirsiz ortam devam ederken, Financial Times’ten çarpıcı bir ekonomi analizi geldi. İngiliz finans gazetesinde ‘Ticaret Sırları’ köşesinin yazarı  Alan Beattie, 28 Mayıs Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının Türkiye ekonomisine olası etkilerine ilişkin bazı öngörülerde bulundu.

Beattie, köşe yazısında; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın olası bir mali krizi ertelemek için parasal ve düzenleyici hamleler yaptığını belirterek zaferi şansa bırakmadığı yorumunu yaptı.

Beattie, Türkiye’nin yapısal olarak sağlam bir ticaret ekonomisine sahip olduğunun altını çizerek Türk imalat sanayisinin benzeri ekonomilere göre daha iyi bir seviyede bulunduğunu vurgularken Erdoğan’ın politikalarının ise ekonomiyi tehdit ettiğini ileri sürdü.

Değişken enflasyon, döviz kurları ve düzenleyici müdahalelerin yerli ve yabancı şirketlerin yatırımlarını engellediğini belirten Beattie, yabancı yatırımların son yıllarda azaldığını, Türkiye’nin refah yolculuğuna devam etmesinin, Erdoğan’ın mali ve parasal hilelerinden geri adım atmasına bağlı olduğunu dile getirdi.

MB’NIN REZERVLERİ SIFIRA YAKIN

Sözcü Gazetesi’nin derlediği habere göre, Beattie, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen ekim ayında yüzde 80’in üzerine çıkarak 24 yılın en yüksek seviyesine ulaşan enflasyona rağmen, faiz oranlarını düşürmesi için Merkez Bankası’na baskı yaparak mevcut para polikalarını alt üst ettiğini iddia etti.

Ayrıca bir dizi müdahaleyle kur üzerindeki kaçınılmaz aşağı yönlü baskıyı hafifletmeye çalıştığını ifade eden Beattie, geçen hafta, Türkiye’nin brüt döviz ve altın rezervlerinin son altı haftada yüzde 15 oranında düştüğünün ortaya çıktığına işaret ederek rezervlerin tehlikeli bir şekilde sıfıra yakın olduğuna dikkat çekti.

GÜÇLÜ EKONOMİYE SAHİP

Beattie, sorumsuz para yönetimine, büyüyen bir kayırmacılık kültürüne ve son depremde görülen yönetim kusurlarına rağmen, Türkiye’nin şimdiye kadar kendi kendine verdiği zararı tazmin edecek kadar güçlü bir ticaret ekonomisine sahip olduğunun altını çizdi.

Köşe yazısında; ayrıca ilginç para politikasına rağmen Türkiye ekonomisinin büyüdüğü, kişi başına düşen milli gelirin 2000’lerin ortalarında OECD ortalamasının yüzde 40’ının altındayken şuan bu ortalamanın yüzde 60’ından yüksek olduğu belirtildi.

Üretimin genellikle orta gelirli ekonomiler için yoksulluğu büyük ölçekte azaltmanın en iyi yolu olduğuna değinen Beattie, Türkiye’de imalat sektörünün 2021’de GSYİH’dan yüzde 22 pay alarak daha çok Çin ve Malezya gibi Doğu Asya ekonomisinin özelliklerini taşıdığını vurgulayarak ancak geleneksel Doğu Asya modelinden farklı olarak Türkiye’nin imalat ihracatının döviz kurunun düşük değerlenmesine ya da iç tüketimin baskılanmasına bağlı olmadığını, Türkiye’nin dış fazla yerine kronik bir dış ticaret açığı verdiğini belirtti.