İnşaat malzemeleri sanayisinin çıkış yolu: İhracat!
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından düzenlenen 2018 yılının son ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısı gerçekleşti. Toplantıda, ‘Dış Ticarette Tehditler ve Fırsatlar’ konuşuldu.
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından düzenlenen 2018 yılının son ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısında konuşan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, “En yüksek ihracat yaptığımız ülkeler sanılanın aksine Avrupa ülkeleridir. En yüksek ihracat yaptığımız ilk 20 ülkede 6 gelişmiş ülke var. Yani bizim önemli pazarlarımız olan gelişmiş ülkeler aslında rakibimiz değil. Rakibimiz gelişmekte olan ülkelerdir. Mevcut pazarlarımızda faaliyetlere devam etmemiz, ABD ve AB ülkeleri ile ilişkilerimizin iyi sürmesi halinde 2023’te 30 milyar dolarlık ihracata ulaşmamız hayal değil” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de ihracatçıların en büyük finansman kaynağı Türk Eximbank’ın Genel Müdürü Adnan Yıldırım ise şu açıklamalarda bulundu: “Yurtdışında ve yurtiçinde yaşanacak gelişmeler, misyonu ihracatı desteklemek olan Türk Eximbank’ı daha da önemli bir konuma getiriyor. Türk Eximbank olarak 2019 yılında ihracatçılarımıza sağlayacağımız toplam finansman desteğini 2018 yılsonuna göre %10 oranında artırarak 48,4 milyar dolara yükseltmeyi hedefliyoruz.”
2019 yılı ihracat hedefimiz en az 22 milyar dolar
İnşaat malzemesi sanayicileri ve iş dünyasından isimlerin büyük ilgi gösterdiği Gündem Buluşmaları’nda, Türkiye'nin en yüksek katma değerini üreten inşaat malzemesi sanayisinin, bu yıl ihracatta yeniden atağa kalktığını söyleyen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, “Ağırlıklı taşa-toprağa dayalı, kendi maden yataklarımızdan elde edilen madenlerin işlendiği bir sektörden bahsediyoruz. Otomotiv de dahil olmak üzere, ülkemize en yüksek katma değeri biz sağlıyoruz. İnşaat malzemeleri sanayisi, 2017 sonu itibarıyla otomotiv, tekstil ve hazır giyimden sonra en yüksek ihracat yapan üçüncü sektördür. 2014'te 22,1 milyar dolara kadar yükselen ihracatımız, daha sonra gerileyerek 2016'da 16 milyar dolara düştü, geçen yıl ise tekrar yükselişe geçerek 17,3 miyar dolara ulaştı. 2018'in 10 ayında ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21 artarak 17 milyar dolara ulaştı. 2018’i, 20 milyar doların üzerinde inşaat malzemesi ihracatıyla kapatacağız. Yılsonunda Türkiye'nin ulaşacağı toplam 170 milyar dolarlık ihracatın 20,5 milyar dolarını, 120 milyon ton dış satışın da 35 milyon tonunu inşaat malzemeleri sektörünün gerçekleştirmesini bekliyoruz. 2019 yılı hedefimiz ise en az 22 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmektir. Irak, Libya ve Rusya'da ulaştığımız pazarın tekrar canlanması, pazar paylarımızı tekrardan kazanmamız, yakın bölgelerimizdeki mevcut pazarlarda faaliyetlere devam etmemiz, en yüksek ihracat yaptığımız ABD ve AB ülkeleri ile ilişkilerimizin iyi sürmesi halinde 2023’te 30 milyar dolarlık ihracata ulaşmamız hayal değil“ şeklinde konuştu.
Küresel Rekabet Endeksi'ndeki 140 ülkenin 115'ine ihracat yapıyoruz
Türkiye inşaat malzemeleri sanayisinin, en yüksek ihracatını ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve Kanada gibi ülkelere yaptığını sözlerine ekleyen Ferdi Erdoğan, “En yüksek ihracat yaptığımız ülkeler sanılanın aksine Avrupa ülkeleridir. En yüksek ihracat yaptığımız ilk 20 ülkede 6 gelişmiş ülke var. Bu 6 ülkeye 5 milyar dolar, diğer 14 ülkeye de toplamda 5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiriyoruz. Yani bizim önemli pazarlarımız olan gelişmiş ülkeler aslında rakibimiz değil. Rakibimiz gelişmekte olan ülkelerdir. Dış pazarda Türk Malı inşaat malzemelerine çok güveniliyor. Çünkü ‘Batı’nın standartlarıyla üretip Doğu’nun fiyatlarıyla rekabet ediyoruz.’ Küresel Rekabet Endeksi'nde yer alan 140 ülkenin 115'ine ihracat gerçekleştiriyoruz. Türkiye'de ithal malların tümü eksiksiz ve kaliteli bir şekilde üretiliyor. Sadece yüksek teknolojili ürünlerde yerli üretim konusunda sıkıntı var. Yani, içine akıl katılan malzemeler Türkiye'de yeni üretilmeye başlandı. İnşaat malzemelerinde akıllı teknolojilerin kullanıldığı alanlarda ciddi yatırım fırsatları bulunuyor, kamunun da yönlendirmesiyle bu alanda yatırım yapanlar, milli ekonomimiz ve sektörümüze önemli kazanımlar sağlayacaktır” dedi.
Bazı engellerin kalkmasıyla marka değeri ve ihracat artacaktır
Sektörün önündeki bazı engellerin kaldırılmasıyla marka değerinin ve ihracatın ciddi şekilde artacağını kaydeden Erdoğan, “Türkiye'nin uyguladığı düşük gümrük vergilerine karşın bazı ülkeler ürünlerimize yüksek vergiler uyguluyor, bazı ülkeler ise tarife dışı engeller yaratıyor. Ürünlerimize tarife dışı engeller veya yüksek vergiler uygulayan ülkeler yakından takip edilmeli, müzakere edilmeli, gerektiğinde mütekabiliyet unsurları ve diğer karşı önlemler uygulanmalı. Ayrıca Madencilikte bazı bürokratik engellerle karşılaşılıyor. Buradaki süreçlerin de hızlanması şart. Türk Eximbank'ın sağladığı kredilerin daha uzun süreli olması gerekiyor. Türk Eximbank'ın destekleri sayesinde inşaat malzemeleri ihracatının yüzde 25'inin yapıldığı Afrika ülkeleri ile ilgili pay şüphesiz artacaktır. Türk Eximbank'ın ihracat kredi sigortasının Asya, Orta Doğu, Afrika bölgesindeki ülke limitlerinin ve alıcı limitlerinin artırılması, yeni pazarlara güvenle açılma konusunda ihracatçılarımıza fayda sağlayacaktır. Gümrüklere ve limanlara demir yolu ulaşımının artırılması gerekiyor. Tüm taşıma hizmetlerinin birbiriyle uyumlu hale getirilmesi, demir yolu ağının genişletilmesi, üretim merkezi, ham madde alanları ve limanlar arasında demir yolu taşımacılığının geliştirilmesi ihracatımızın artmasında faydalı olacaktır” şeklinde konuştu.
Kur dalgalanmasında desteğimizi değiştirmedik
Türkiye’nin ekonomik dalgalanmaları, ihracatla fırsata çevirebileceğini vurgulayan Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım ise şu sözleri kullandı: “Türkiye ekonomisinin kısa vadede yaşadığı problemleri göz ardı etmiyoruz. Hata yaparsak bedelini ödeyerek yola devam ediyoruz ama biliyoruz ki uzun vadede çok daha iyisini yapabiliyoruz. Kurlardaki dalgalanmanın her hâlükârda geçici olduğunu düşünerek yola devam ettik. Türk Eximbank olarak ne maliyet yapısında değişim yaptık ne de miktar bazında desteğimizi değiştirdik. 2018 hedeflerimiz neyse devam ettik. 2018 için kendimize 44 milyar dolarlık bir hedef koymuştuk ve gelinen noktada bunun gerisinde kalmayacağız. Türk Eximbank olarak reel sektörle sıkça buluşarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayrıca 2017 ve 2018’de yaptığımız roadshow’larla önemli bir kaynağı ülkemize getirdik. Üstelik faiz oranlarına dokunmadan yapabildik bunu.”
Finansman desteğini 48,4 milyar dolara yükseltmeyi hedefliyoruz
Yurt içinde yaşanan gelişmelerin ihracatçıya sunacakları finansman desteğini etkilemeyeceğini ifade eden Adnan Yıldırım, “Yurt dışında ve yurt içinde yaşanacak gelişmeler, misyonu ihracatı desteklemek olan Türk Eximbank’ı daha da önemli bir konuma getiriyor. Bu kapsamda Türk Eximbank olarak 2019 yılında ihracatçılarımıza sağlayacağımız toplam finansman desteğini 2018 yıl sonuna göre %10 oranında artırarak 48,4 milyar dolara yükseltmeyi hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak için ihracatçılarımız, döviz kazandırıcı hizmet firmalarımız ve yurt dışında faaliyet gösteren müteahhitlerimize, önümüzdeki dönemde sağlayacağımız finansman desteklerini artırmaya ve çeşitlendirmeye yönelik çalışmalarla, yeni uygulamaları devreye aldık” dedi.
75 bin ihracatçımız var ama 10 yıl ihracat yapan firma sayısı 10 bini bulmuyor
İhracatın önemini bir örnekle vurguladığını ifade eden Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ, şunları söyledi: “Düdüklü tencerenin içinde bir hayli basınç var. O basıncı şimdi dışarıya salmak durumundayız ve bunun da bir numaralı yolu ihracat. Ayrıca yabancı şirketlerle iş birlikleri geliştirmek gerek. Türkiye bugüne kadar ekonomik belirsizlik süreçlerinden hep ihracatla çıktı. Bugün de krizi ihracatla aşmaya çalışıyoruz. Bugün ülkemizde 75 bine yakın ihracatçı firmamız var. Son dönemde görüyoruz ki herkes biraz daha ihracata yönelmeye çalışıyor. 75 bin sayısı önemli ancak 3 yılda düzenli ihracat yapanların sayısı ise 15 bine iniyor. 10 yıl düzenli ihracat yapan firma sayısı 10 bini bile bulmuyor. 10 yıl düzenli ihracat yapan firmalara baktığımızda; İstanbul’da 6 bin civarında, İzmir’de 900, Ankara’da ise sadece 600 firma var. Koskoca şehirde düzenli ihracat yapan firma sayısı bu. Dolayısıyla ihracatta sürdürülebilirlik çok önemli.”
Suriye’nin yeniden inşası Türkiye’nin ihracatına yansıyacak
ABD’nin Suriye’den çekilme kararının orta ve uzun vadede Türkiye ihracatına yarayacağını belirten Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin, “Rusya’nın ABD’nin çekilme kararıyla ilgili tepkisi aslında şu; ‘Amerika oradan gerçekten çekilirse Ruslar da gerçekten çekilecek.’ Trump’ın tüm eleştirilere rağmen yaptığı hamle aslında 2019 itibarıyla mutabakata varılmış anayasa görüşmeleri açısından olağanüstü önemli bir aşama. Bunun Türk inşaat malzemesi ihracatına dönüşüyle ilgili olarak da artık hazırlıklara başlamamız gerektiği anlamına geliyor. Çünkü kalıcı bir ateşkesten sonra önemli bir anayasa referandumu ve sonrasındaki bir genel seçimle Suriye’nin yeniden inşasının başlaması söz konusu. Demek ki 2019 sonundan başlayarak 2021’e kadarki bir dönem için Suriye’nin yeniden inşası sürecinde Türkiye’nin önemli bir ağırlığa sahip olması, bunun da Türk inşaat malzemesi ihracatına ciddi bir güç olarak yansıması noktasında bizim bu süreci dirayetle ve kesintisiz takip etmemiz gerekiyor” dedi.
Küresel koşullar ihracatta fiyat indirmeyi gerektirmiyor
İnşaat malzemeleri sanayisi için çıkış yolunun sadece ihracat olarak göründüğünü, iç pazarda ciddi bir daralma beklendiğini söyleyen İnşaat malzemesi sektörünün son dönemini grafiklerle anlatan Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel ise, sektörün, dünya ihracatında yaşanan artışın da etkisiyle ihracata yöneldiğini belirtti. Gürlesel, “İhracatta fiyatların indirildiğini görüyoruz ancak küresel koşullar hiç de fiyat indireceğimiz koşullar değil. Fiyat rekabetini bu dönem durağan tutmamızda fayda var” diye konuştu.