Genel

İnşaat malzemeleri sektörü önümüzdeki 5 yıl boyunca büyüyecek!

Türkiye ekonomisinin lokomotifleri arasında yer alan inşaat ve inşaat malzemeleri sektörü, önümüzdeki beş yıl boyunca hızlı  büyüme sürecinde olacak  

Türkiye ekonomisinin lokomotifleri arasında yer alan inşaat ve inşaat malzemeleri sektörü, önümüzdeki beş yıl boyunca hızlı  büyüme sürecinde olacak.  Türkiyede başta konut inşaatları olmak üzere, konut dışı ve altyapı inşaatlarındaki gelişimler inşaat malzemeleri pazarını olumlu etkileyecek. Harcanabilir gelir seviyesinin yükselmesi, deprem ve enerji verimliliği konusunda alınacak önlemler ve halkın bilinç seviyesinin artması da pazarın büyüme ivmesini hızlandıracak. Yakın coğrafyasımızda bulunan Doğu Avrupa, Türki Cumhuriyetleri, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerindeki yüksek büyüme beklentileri de Türk inşaat malzemeleri sektörü açısından bu bölgeleri cazip pazar haline getiriyor.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve sektörel derneklerin uluslararası denetim ve danışmanlık firması Deloitte Türkiyeye hazırlattığı Türkiye İnşaat Malzemeleri Sektör Görünüm Raporu düzenlenen bir basın toplantısı ile kamuoyuna açıklandı.

Yabancı yatırımcılar, enerji ve GYO etkisi

Raporda yer alan tespitlere göre,  önümüzdeki beş yılda, gelişmekte olan ülkelerde artan altyapı ve konut ihtiyacına bağlı olarak inşaat sektörünü parlak bir dönem bekliyor. Türk inşaat malzemeleri sektörü de bu dönemde yüksek büyüme beklentisi olan ülkelerin başında geliyor. Türkiyede konut yatırımlarının hızla büyümesi, kentsel dönüşüm projelerinini hız kazanması, başta rüzgar ve hidroelektrik olmak üzere jeotermal ve güneş enerjisi ve nükleer santral projelerinin sektörün büyümesini olumlu etkilemesi bekleniyor. Mevcut konut stokunun üzde 48inin 30 yaş ve üzeri olduğu göz önüne alındığında deprem yönetmeliğinin de pazarın büymesine etki yapacağı öngörülüyor.

Raporda vurgulanan önemli bir husus da yabancı yatırımcıların Türkiyeye ilgilerinin artması yeni üretim tesislerine ve ofis binalarına talebi artıracak.  Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları (GYO) da sektörün gelişimine önemli katkı sağlarken;  toplu konut yatırımlarının yanısıra özelikle uzun dönem kira getirilerinini olması sebebiyle AVM, ofis binları, lojistik depoları gibi ticari yatırımlarda artış bekleniyor.

Türkiye inşaat sektöründe konsolidasyon beklenmiyor

Gelişmiş ülkelerde inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalar, küreselleşme, artan müşteri beklentileri, rekabet ve finansman zorlukları karşısında daha etkili olmak için satın alma ve birleşmelerle büyüyerek konsolide olurken, Türk inşaat sektörü için   konsolidasyon yakın vadede gözükmüyor.  Türkiyede  fiilen inşaat sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 200 binin üzerinde firma olup  bunların çoğu aile şirketi konumunda bulunuyor.

 Bayi kanalı ağırlığını koruyacak, ama her bayi değil

Önümüzdeki dönemde, bayilik kanalının pazar payı toplamda yüksek oranını sürdürse de, karlılık seviyesini korumak, daha karmaşıklaşan ve müşterilerin giderek güçlendiği bir yapıda rekabet edilebilmesi için bayilerin çeşitli yapısal değişiklikleri gerçekleştirmeleri gerekecektir. Bayilerin sundukları  ürün kategorilerinde uzman hale gelmeleri, tedarik zinciri yönetimi, satış sonrası destek, web sitesi kanalıyla satışın desteklenmesi, bilgi teknoloji altyapısının geliştirilmesi bayilere önerilen yapısal değişiklikler arasında yer alıyor.

Üretim üssü konumundan  teknoloji üssüne geçmeliyiz

Türkiye, bölgesinde pek çok inşaat alt sektöründe üretim kapasitesiyle üretim üssü olma özelliğini taşıyor. Ayrıca ihracat açısından son dönemde büyük bir sıçrama gerçekleştirerek en büyük ihracatçılar arasında yerini almıştır. Avrupada ise krizin etkileri ve çevre ile ilgili regülasyonlar sonucu bölgedeki üretimin bir bölümü diğer coğrafyalara kayarken Türkiye yerini daha da sağlamlaştırma fırsatı ile karşı karşıyadır. Türkiyenin gelecek dönemde üretim odaklı olmaktan teknoloji odaklı olmaya yönelmelidir. Bu noktada, enerji maliyetleri, yerinde üretim, hammadde, yarı mamul ve teknolojide dışa bağımlılık, iç pazar yapısı, sektöre insan kaynağının çekilmesi, lojistik altyapısı gibi alanlarda gerekli adımların zamanında atılması, gelecek dönemde sektörün bölgedeki gücünü ortaya koymasına da yardımcı olacaktır.

Sektörün yurtdışı yatırımlara da hız vermesi gerekiyor

Lojistik maliyetlerine duyarlı olan Türk inşaat malzemeleri sektörünün  yurt dışında üretim yatırımlarına hız vermesi sürdürülebilir büyüme  açısından oldukça önemlidir. Halen Türkiyenin yakın çoğrafyasında İran dışında önemli üretim kapasitesi büyüklüğüne sahip bir ülke bulunmamakla birlikte, gerek bu pazarlardaki yerel üreticilerin kendilerinin geliştirme olasılığı, gerekse global  inşaat malzemeleri üreticilerinin bölgesel potansiyelden ve maliyet avantajlarından yararlanmak amacıyla bu ülkelere yönelmeleri  Türk inşaat malzemeleri üreticileri açısından risk oluşturabilir. 

Enerji verimliliği değişimin merkezinde olacak...

Türkiyenin, enerjide dışa bağımlı bir ülke olmasına ve dünyada enerji fiyatlarının en yüksek olduğu ülkeler arasında yer almasına rağmen, enerji yoğun inşaat malzemeleri alt sektörlerinde konulan büyük hedefler, enerji verimliliği ve enerji dostu olmada dünyada en önde gelen ülkelerden biri olmayı zorunlu kılmaktadır. İnşaat ve inşaat malzemeleri sektörleri, doğal kaynak tüketimi, yüksek yakıt ve elektrik tüketimine bağlı sera gazı salımı, inşaat malzemeleri yaşam döngüsünde ortaya çıkan atıklar düşünüldüğünde, çevre ve iklim değişikliği üzerinde en fazla etkisi bulunan sektörler arasında yer almaktadır.

 Sektörün geleceği için yedi stratejik karar

Raporda, Türk inşaat malzemeleri sektörününü gelecekte büyümeyi yönetebilmek için  çeşitli stratejik inisiyatiflere odaklanması önerilmektedir. Bu   stratejik kararlar şöyle sıralanıyor.

1.       İnşaat sektörü merkezli enerji verimliliği seferberliği

İnşaat malzemeleri sektörleri enerji yoğun sektörler olmaları sebebiyle sanayide enerji verimliliğinin artırılmasıyla sektörlerin rekabetçiliğinin yükseltilmesi ve binalarda enerji verimliliğini artıracak ürünlere odaklanılmasıyla da ülkenin cari açığının azaltılmasına katkı sağlanması mümkün olabilecektir.

2.       Çevre ve sürdürülebilirlik dönemine hızlı uyum

Çevre ve sürdürülebilirlik konusunda AB müktesebatına uyum süreci Türkiyede ilgili mevzuatların hayata geçmesiyle üreticilerin bu mevzuatlara uygun ürün geliştirmeleri ve üretim faaliyetleri gerçekleştirmeleri anlamına gelirken, ABye yapılan ihracatın sürdürülebilmesi için de firmaların ürün ve süreçlerinde değişiklikler yapmaları anlamına geliyor. Bu alanda sektörde bilinçlendirmenin yapılması, sektör içi işbirliklerine yönelik platformların oluşturulması, destek ve teşviklerin sağlanması konularında kamuya, derneklere ve firmalara önemli görevler düşmektedir.

3.       İnovasyon kabiliyetinin artırılması

Türkiyenin inovasyon kabiliyetinin artırılması amacıyla, Türkiyede global oyuncuların yurt dışında bulunan Ar-Ge merkezlerini Türkiyeye kaydırmalarını sağlamak için  seçilecek bir bölgede/şehirde sosyal hayat ve bilimsel altyapının geliştirilmesi gerekecektir. Ayrıca, Türkiyenin Ar-Ge kabiliyetinin artırılması için firmaların üretim ve satış odaklılıktan pazar odaklı yapıya geçmeleri de kritik önem taşıyacaktır. 

4.       Markalaşmasatış odaklılıktan pazar odaklılığa dönüşüm

Sağlık, güvenlik, enerji verimliliği, çevre, sürdürülebilirlik konularında bilinç seviyesi yükselirken inşaat malzemeleri satın alımı yapan kişiler için artık fiyat ve ne aldıklarının yanı sıra ürünlerin markası da önem kazanmaya başlamıştır. Artık temel bir beklenti olan kalite ve teknik özellikler markaları farklılaştırmaya yetmezken müşterinin önem verdiği diğer özelliklerin tespit edilmesi, firma yetkinlikleri ve rakipler de dikkate alınarak farklılaştırıcı bir marka stratejisi geliştirilmesi ve kurum içinde yaygınlaştırılması önem taşımaktadır.

5.       Operasyonel mükemmellik ve kurumsal altyapının geliştirilmesi

İnşaat malzemeleri üreticileri açısından değişimin gerektirdiği bu stratejileri hayata geçirebilmek ve firmalarda büyüme sonucu oluşacak karmaşık yapıyı yönetebilmek için operasyon modellerinin organizasyon, süreç ve teknolojiyi de içerecek şekilde  geliştirilmesi kritiktir.Bayilik kanalında ise artan müşteri ve hizmet seviyesi beklentilerine daha iyi cevap vermek, rekabete karşı ayakta kalmak için bayilerin uzmanlaşma ve mağazalaşmaları, birleşme ve finansal olarak güçlenmeleri, kurumsal yapılarını güçlendirmeleri, kalite ve sertifikasyon için operasyonların hazır hale getirilmesi, konsept mağazalar geliştirilmesi ve güçlü web siteleri ile desteklenmesi ve de bilgi teknolojisi altyapısının geliştirilmesi kritik bir önem kazanmaktadır.

6.       Yetenekli insan gücünün sektöre çekilmesi

İnşaat sektörü, Türkiyenin en büyük istihdam yaratan iş kolu özelliğini taşısa da sektörün tüm değer zinciri boyunca yetenekli iş gücünü çekmekte yetersiz kaldığı göze çarpmaktadır. Bu sebeple, sektörel işbirlikleri ile yeteneklerin yetiştirilmesi gerekmektedir. Firma düzeyinde de yeteneklerin sektöre çekilmesi için sektörde ağırlıklı olan aile şirketlerinde kurumsallaşmanın sağlanması ve insan kaynakları yönetim modellerinin oluşturulması kaçınılmaz olacaktır.

7.       Sektörel işbirliklerinin geliştirilmesi zorunlu

Sektörü bekleyen değişimler sektörde üreticilerin, satış ve dağıtım kanallarının, müteahhitlik firmalarının ve mimarların bir arada çalışmasını zorunlu kılmaktadır. Kamu tarafına bakıldığında da çok sayıda farklı kurumun, inşaat sektörünün sorunlarına çözüm bulmak için taraf olduğu görülmektedir. Özellikle enerji verimliliği, çevre ve iklim değişikliği, inovasyon ve fiziki altyapı konularında bu çok sayıda tarafın koordinasyonu, çözüm mekanizmalarının belirlenmesi ve geliştirilmesi konusunda öncelikle sektör kendi yapılanmasını gerçekleştirmeli ve kamu ile entegre çalışılması için gerekli koordinasyon kurulu yapılanmasını oluşturmalıdır.

Dünya İnşaat Sektörü Büyüme Beklentisi, 2009 2014


Kaynak: Global Construction 2020, Global Construction Perspectives and Oxford Economics, 2009, www.globalconstruction2020.com