İnşaat sektörü 2008`de yüzde 15 büyüme bekliyor
İnşaat sektörüne ilişkin hazırlanan rapora göre, 2006 yılında yakalanan yüzde 6'lık büyümenin yaklaşık yüzde 20'sinin inşaat sektörü ve inşaat malzemeleri sanayisindeki büyümeden kaynaklandığı bildirildi.
İnşaat Malzemeleri Sanayicileri Derneği (İMSAD) tarafından hazırlanan "İnşaat Sektörü ve İnşaat Malzemeleri Sanayi Ekonomik Değerlendirme ve Öneriler" başlıklı rapor düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı.
Raporda, inşaat sektörü ve inşaat malzemeleri sanayisinin Türkiye'nin lokomotif sektörlerinden olduğu vurgulanırken, 2006 yılında yakalanan yüzde 6'lık büyümenin yaklaşık yüzde 20'sinin inşaat sektörü ve inşaat malzemeleri sanayisindeki büyümeden kaynaklandığı ifade edildi.
Rapora göre inşaat sektörü 2006 yılında yarattığı 21,2 milyar dolarlık katma değer ile 400 milyar dolarlık GSMH içinde yüzde 5,3 oranında pay alırken, inşaat malzemeleri sanayisi 6,36 milyar dolarlık katma değer ile sanayi içinde yüzde 5,44, GSMH içinde ise yüzde 1,37 oranında paya sahip oldu.
Raporda yer alan bilgilere göre, 2006 yılı sonunda inşaat sektöründe, faaliyet gösteren müteahhit firmaların sayısı 85 bin 290 ulaşırken, yurt dışı müteahhit firmaların sayısı ise 700 oldu.
23 odaya kayıtlı 308 bin 663 mühendis ve mimar ile 2 bine yakın teknik müşavirlik firması sektörde faaliyet gösterirken, sektörde yer alan 150 büyük firma, yurt içi işlerin yüzde 75'ini gerçekleştirdi. Bu firmaların yurt dışı faaliyetlerindeki payı ise yüzde 90 seviyesinde gerçekleşti.
İnşaat malzemeleri sanayisinde faaliyet gösteren üreticilerin sayısı ise 6 bin 500'e ulaştı. Bu firmaların 2006 yılı toplam üretimleri 27,2 milyar dolar olarak gerçekleşirken, üretimin yüzde 60'ı iç pazarda tüketildi, yüzde 40'lık kısmı ise ihraç edildi.
-SEKTÖRDE 1,5 MİLYON KİŞİ ÇALIŞIYOR-
Raporda inşaat sektörü ve inşaat malzemeleri sanayinin istihdama katkısına da yer verildi. Buna göre 2006 yılı sonunda inşaat sektöründe çalışanların sayısı 1,3 milyona yaklaşırken, inşaat malzemeleri sanayisinde ise 6 bin 500 üretici firmada 255 bin kişinin çalıştığı tespit edildi.
Her iki sektörde çalışan toplam 1,5 milyon kişi, toplam istihdamın yüzde 6,84'ünü oluşturdu. Rapora göre, inşaat sektöründe istihdam edilenlerin 344 bini sürekli ücretlilerden, 662 bini ise yevmiyeli-mevsimlik çalışanlardan oluşuyor.
-DÖVİZ GELİRİNİN YÜZDE 10,4'Ü İNŞAATTAN-
İnşaat sektörü ve inşaat malzemeleri sanayinden toplam 12,1 milyar dolar döviz geliri elde edilirken, bu rakamın 2006 yılında Türkiye'nin sağladığı 116,4 milyar dolarlık gelirin yüzde 10,4'ünü oluşturduğunun altı çizildi.
İnşaat malzemeleri sanayisinin ihracatta da önemli bir yer tuttuğuna işaret edilen raporda, 2000 yılında 2,5 milyar dolar olan toplam ihracatın, 2006 yılında 4 kattan daha fazla artarak 11,2 milyar dolara çıktığı ifade edildi.
177 ülkeye yapılan 11,2 milyar dolarlık ihracatın, toplam imalat sanayi ihracatının yüzde 14,4'ünü, toplam ihracatın ise yüzde 13,1'ini oluşturduğu bildirildi.
Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde ise şirketlerin 2006 yılında üstlendiği proje tutarı 16 milyar dolara ulaşırken, 2002-2006 yıllarında üstlenilen toplam tutar ise 39,5 milyar dolar olarak hesaplandı.
Raporda, önemli bir sektörel ve kurumsal rekabetin yaşandığı yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde dünyanın en büyük 225 şirketi arasında 22 şirketle ABD ve Çin'in ardından üçüncü sırada gelen Türkiye'nin, geçen yıl 880 milyon dolarlık döviz girişinin sağlandığı bu alandan, 2007 yılında daha fazla döviz girişi sağlamasının beklendiği bildirildi.
-2008 YILINDA YÜZDE 15 BÜYÜME BEKLENTİSİ...-
İMSAD Başkanı Orhan Turan, raporun açıklandığı toplantıda yaptığı konuşmada, inşaat sektörünün Türkiye ekonomisine katkısının günden güne arttığını ifade ederek, gelecek yıl için sektörde büyüme beklentisinin yüzde 15 olduğunu söyledi.
Raporu hazırlayan Dr. Can Fuat Gürlesel ise sektöre ilişkin önerileri sıraladı.
İnşaat sektöründe katma değer yaratılması ve firmaların orta ve uzun vadeli planlama yapabilmesi ile kamu işlerinde etkinlik ve verimlilik sağlanması gerektiğinin altını çizen Gürlesel, kamuda, sektörle ilgili yetkili tek bir otorite kurulması, kamu-özel kesim arasındaki uzlaşmazlıkların çözümünde etkinliğin artırılması, arsa üretiminde uzun vadeli planlama ve etkinlik sağlanması gerektiğini vurguladı.