Sektörel

İnşaat sektörü 2017 analizi açıklandı!

Türkiye Müteahhitler Birliği, 2017 yılında küresel ekonominin seyrinde, Trump yönetimindeki ABD politikaları ile ABD-Çin gerginliğinin etkili olacağını vurguladı.

Türkiye ekonomisi için özellikle yılın ilk yarısının gerek dışsal, gerek içsel risk unsurlarıyla büyük oranda dalgalı olacağı kaydedilen analizde, “Jeopolitik risklerin yurt genelinde artan terör olayları ile güvenlik riskine dönüşmüş olması ve hali hazırda karışık olan siyasi ajanda ve hızlı değer kaybını sürdüren Türk Lirası gibi faktörlerin, özellikle yılın ilk çeyreğinde ekonomik görünümü daha da bozabileceği öngörülmektedir” ifadelerine yer verildi.


Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) ekonomi çevreleri tarafından merakla beklenen 2017’nin ilk İnşaat Sektörü Analizi’ni yayımladı. “ABD’de Yeni Başkan, Dünya’da Yeni Düzen”  başlıklı analizde, "2016 yılı tüm dünyada ve Türkiye'de belirsizliğin ve karamsarlığın oldukça arttığı bir yıl olmuş, yıl boyunca küresel ekonomide sürekli durgunluk tezi genel kabul görmüştür” denildi. Analizde küresel ve ulusal ekonomideki göstergeler ile önümüzdeki döneme ilişkin değerlendirmelere yer verildi.  


Türk müteahhitlik firmalarınca 1972’den 2016 sonuna kadar 113 ülkede üstlenilen proje sayısının 8 bin 830’a ulaştığı belirtilen analizde, toplam bedelin 335 milyar ABD Dolarını bulduğu duyuruldu. Yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin başladığı tarihten bu yana üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında son yıllarda yaşanan krize rağmen Rusya (%19.8) ilk sıradaki yerini korudu. İlk 5 sıradaki diğer ülkeler ise Türkmenistan (%14.1), Libya (%8.6), Irak (%7.0) ve Kazakistan (%6.4) oldu.


TMB, 2017’nin ilk analizinde özetle şu değerlendirmelere yer verdi: 

DURGUNLUK VE BÜYÜYEMEME SÜRECİ AYRILIKÇI POLİTİKALARI GÜÇLENDİRDİ: 2008 krizi ve sonrasında küresel ekonomiyi gelişmiş ekonomiler merkezli olarak vuran ve yayılan durgunluk ile arkasından yaşanan büyüyememe süreci, mevcut eko-politik sistemlerin sorgulanmasında ve küreselleşme karşıtı, ayrılıkçı politikaların güçlenmesinde etkili olmuştur.


DÜNYA DENGELERİ RADİKAL BİR DEĞİŞİM SÜRECİNDEN GEÇİYOR: 2016 yılına, dünya dengelerinin radikal bir değişim sürecinden geçtiği konjonktür, dünya ticaret hacminde yaşanan keskin ivme kaybı, İngiltere'nin referandum sonucu Avrupa Birliği'nden ayrılmaya karar vermesi (Brexit), ABD'de Donald Trump'ın başkan seçilmesi ve tüm dünyada beklenmedik bir ABD Doları rallisi yaşanması, petrol fiyatlarının uzun dönemli düşük seyrinden fazlasıyla zarar görmüş olan Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi ülkelerin, Rusya'nın da desteğiyle üretim kısıntısı kararı vermeleri, Suriye'de sürmekte olan savaşın çözüme götürülememesi, jeopolitik sarsıntılar ve paralelinde artan göç sorunu, tüm dünyada artan terör saldırıları gibi olgular damga vurmuştur.


TÜRKİYE EKONOMİSİ YÖNETİLMESİ ZOR BİR SÜREÇTEN GEÇİYOR: Böylesi bir dönemde Türkiye ekonomisi, ülkenin içinde bulunduğu çalkantılı bölgeden kaynaklanan jeopolitik sorunları, en yakın komşularından ve ticaret ortaklarından Rusya ile yaşanılan krizin sonuçlarını, Suriye'deki durumun sosyal ve ekonomik maliyetini üstlenmiş; başarısız darbe girişimini atlatmış; yatırım yapılabilir ülke statüsünü kaybetmiş; AB üyelik süreci fiilen durmuş; yurtiçinde oluşan belirsizliklerle yurtdışından kaynaklanan riskler arasında, yönetilmesi oldukça zor bir süreçten geçmektedir.


DOLAR’IN YÜKSELİŞİ SADECE İÇ KOŞULLARDAN KAYNAKLANMIYOR: Amerikan Doları’nın tüm dünyada değer kazandığı süreçte, döviz kurlarındaki hızlı yükseliş sadece Türkiye'nin iç koşullarından kaynaklanmamaktadır. Ancak geçtiğimiz dönemde Türk Lirası tüm dünyada en fazla değer kaybeden para birimlerinden biri olmuştur.


EKONOMİ İKİNCİ PLANDA KALDI: OHAL uygulamasının uzatılması, terör olayları, sınır ötesi operasyonlar ve başkanlık referandumu gibi, ekonominin ikinci planda kalmasına ve siyasi belirsizliklerin artmasına yol açan gündem maddeleri, ekonomik aktiviteyi baskılamaktadır.


SADECE İNŞAATTA REEL ARTIŞ KAYDEDİLDİ: Sektörel değerlendirme bakımından, üretim yöntemiyle oluşturulan GSYH verilerine göre, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık bazda ana sektörler arasında sadece inşaat sektöründe reel artış kaydedilmiştir. 2016 yılının ilk yarısında olumlu bir toparlanma ivmesi yakalayan inşaat sektöründe 9 aylık toplam büyüme %7.4 olarak ölçülmüştür.


YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİNDE İVME KAYBEDİLDİ: Genel konjonktürden ve özellikle ana pazarlardaki gelişmelerden en ağır etkilenen sektörlerden birisi olan yurtdışı müteahhitlik sektörü tarafında ise, 2016 yılı maalesef, bu alanda son 10 yıllık dönemde kazanılmış olan hızlı büyüme ivmesinin kaybedildiği bir yıl olmuştur. Türk müteahhitlerin yurtdışında üstlenilen yıllık yeni proje tutarı son 5 yıllık dönemde 25-30 milyar ABD Doları bandına oturmuş durumdayken, 2016 yılında yurtdışında üstlenilen yeni proje tutarı 10.1 milyar ABD Dolarına inmiştir.


TRUMP VE ABD-ÇİN GERGİNLİĞİ ETKİLİ OLACAK: 2017 yılında küresel ekonominin seyrinde, Trump yönetimindeki ABD politikaları ile ABD-Çin gerginliği, FED'in faiz artış süreci, Avrupa seçimleri, Rusya'nın uluslararası siyasette artan rolü, petrol fiyatlarının seyri, jeopolitik gelişmeler ve güvenlik riskleri gibi unsurların belirleyici olacağı değerlendirilmektedir.


YILIN İKİNCİ YARISINDA ATILACAK ADIMLAR OLUMLU SONUÇ YARATACAKTIR: Türkiye ekonomisi için özellikle yılın ilk yarısının gerek dışsal, gerek içsel risk unsurlarıyla büyük oranda dalgalı olacağı değerlendirilmektedir. Jeopolitik risklerin yurt genelinde artan terör olayları ile güvenlik riskine dönüşmüş olması ve hali hazırda karışık olan siyasi ajanda ve hızlı değer kaybını sürdüren Türk Lirası gibi faktörlerin, özellikle yılın ilk çeyreğinde ekonomik görünümü daha da bozabileceği öngörülmektedir. Buna karşılık, mevcut belirsizlik ortamında iş insanları yatırımları sürdürmek, devlet de destek mekanizmalarıyla bu süreci teşvik etmek için var gücüyle çalışmaktadır. Özellikle yılın ikinci çeyreğinden sonra atılacak hızlı ve etkin adımlar, iç ve dış politikada yatıştırıcı bir atmosferin hakim olması, yılın ikinci yarısına büyük oranda olumlu yansıyabilecektir.


VARLIK FONU OLUMLU BİR HİKAYE YARATMA POTANSİYELİNE SAHİP OLABİLİR: Uzun soluklu perspektif açısından, Ulusal Varlık Fonu kurulması kararının da bunca olumsuzluğa karşın ilerleyen yıllarda yeni ve olumlu bir hikaye yaratma potansiyeli olduğu çeşitli ekonomistlerce dile getirilmektedir. Etkin, şeffaf ve sürdürülebilir bir rota çizilip uygulanması halinde, ekonominin büyüme performansı ve finansal sistemin direnci dışında altyapı yatırımlarını ve inşaat sektörünü desteklemek adına da Türkiye Varlık Fonu'nun son derece memnuniyet verici sonuçlar yaratabileceği değerlendirilmektedir.


Trump Türkiye emlak piyasasını nasıl etkiler?


Haber Hürriyet'te şu şekilde yer aldı


TMB'nin "2017 İnşaat Sektörü Analizi"ne göre dünyada ve Türkiye'de belirsizliğin arttığı ve küresel ekonomide sürekli durgunluk tezinin genel kabul gördüğü 2016 yılında Türkiye ekonomisi zorlu bir süreçten geçerken; üçüncü çeyrekte sadece inşaat sektöründe reel büyüme kaydedildi.

Buna göre, 2016 yılının ilk yarısında olumlu bir toparlanma ivmesi yakalayan inşaat sektöründe dokuz aylık toplam büyüme yüzde 7.4 olarak ölçüldü.

Buna karşın genel konjonktürden ve ana pazarlardaki gelişmelerden en ağır etkilenen sektörlerden biri olan yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde, 2016'da son 10 yıllık dönemde kazanılmış olan hızlı büyüme ivmesi kaybedildi.

Buna göre, Türk müteahhitlerin yurtdışında üstlenilen yıllık yeni proje tutarı son beş yıllık dönemde 25-30 milyar dolar bandına oturmuş durumdayken, 2016 yılında yurtdışında üstlenilen yeni proje tutarı 10.1 milyar dolara geriledi.

EKONOMİDE YILIN İKİNCİ YARISINA İLİŞKİN BEKLENTİLER OLUMLU

Yılın ilk yarısındaki dalgalı seyrin ardından ikinci yarıda atılacak adımların ise olumlu sonuç yaratmasının beklendiği ifade edilen analizde, "Türkiye ekonomisi için özellikle yılın ilk yarısının gerek dışsal, gerek içsel risk unsurlarıyla büyük oranda dalgalı olacağı değerlendirilmektedir. Jeopolitik risklerin yurt genelinde artan terör olayları ile güvenlik riskine dönüşmüş olması ve hali hazırda karışık olan siyasi ajanda ve hızlı değer kaybını sürdüren Türk Lirası gibi faktörlerin, özellikle yılın ilk çeyreğinde ekonomik görünümü daha da bozabileceği öngörülmektedir" denildi.

Analizde yılın ikinci yarısına ilişkin olarak ise, "Buna karşılık, mevcut belirsizlik ortamında iş insanları yatırımları sürdürmek, devlet de destek mekanizmalarıyla bu süreci teşvik etmek için var gücüyle çalışmaktadır. Özellikle yılın ikinci çeyreğinden sonra atılacak hızlı ve etkin adımlar, iç ve dış politikada yatıştırıcı bir atmosferin hakim olması, yılın ikinci yarısına büyük oranda olumlu yansıyabilecektir" ifadeleri kullanıldı.

Varlık Fonu'nun da olumlu bir hikaye yaratma potansiyeline sahip olabileceğine dikkat çekilen analizde , "Etkin, şeffaf ve sürdürülebilir bir rota çizilip uygulanması halinde, ekonominin büyüme performansı ve finansal sistemin direnci dışında altyapı yatırımlarını ve inşaat sektörünü desteklemek adına da Türkiye Varlık Fonu'nun son derece memnuniyet verici sonuçlar yaratabileceği değerlendirilmektedir" denildi.

Ana faaliyet konusu fonların kurulması ve yönetimi olan, sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait olan varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek için Türkiye Varlık Fonu AŞ kurulmuştu.

Hafta sonunda Başbakanlık'tan yapılan açıklamada da, Hazine bünyesinde bulunan bazı kamu sermayeli şirketlerle özelleştirme programında bulunan bazı şirketlere ait hisselerin Türkiye Varlık Fonu'na (TVF) devredilmesine karar verildiği belirtildi.

TMB analizinde, 2017 yılında küresel ekonominin seyrinde ise Trump yönetimindeki ABD politikaları ile ABD-Çin gerginliğinin etkili olacağını vurgulanarak, ayrıca FED'in faiz artış süreci, Avrupa seçimleri, Rusya'nın uluslararası siyasette artan rolü, petrol fiyatlarının seyri, jeopolitik gelişmeler ve güvenlik riskleri gibi unsurların da belirleyici olacağı kaydedildi.

Hürriyet 

Haber Vatan'da şu şekilde yer aldı


TÜRKİYE Müteahhitler Birliği (TMB), 2017’nin ilk inşaat sektörü analizini yayımladı. ‘ABD’de yeni başkan, dünyada yeni düzen’ başlığıyla yayımlanan rapora göre, 2016 yılında yurt dışı müteahhitlik sektörü için yıllık yeni proje tutarı 10.1 milyar dolara geriledi. 2016 yılında üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında ilk 5 ülke yüzde 20.8 pay ile Katar, yüzde 8.5 pay ile Özbekistan, yüzde 7.8 pay ile Bahreyn, yüzde 6.3 pay ile BAE ve yüzde 5.9 ile Kuveyt oldu.

Türk müteahhitlik firmalarınca 1972’den 2016 sonuna kadar 113 ülkede üstlenilen 8 bin 830 projenin toplam bedeli 335 milyar dolara ulaştı. Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinin başladığı tarihten bu yana üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında ilk 5 ülke yüzde 19.8 ile Rusya, yüzde 14.1 ile Türkmenistan, yüzde 8.6 ile Libya, yüzde 7 ile Irak ve yüzde 6.4 ile Kazakistan oldu.

Raporda, 2016 yılında üstlenilen proje tutarının geçmiş yıllarda üstlenilen proje değerlerinin belirgin şekilde altında kalmasının ‘büyük ölçüde sektörün ana pazarlarındaki jeopolitik sorunlardan’ kaynaklandığı ifade edildi. Raporda şöyle denildi: “Buna ilaveten, düşen enerji fiyatları nedeniyle önceki yıllarda yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin son derece güçlü olduğu enerji ihracatçısı pazarlarda gerçekleştirilen yatırımların ivme kaybettiği gözleniyor. Yeni pazar yaratma sürecine ek olarak geleneksel pazarlarla ilişkilerin yeniden güçlendirilmesi önem arz ediyor.”

2017 daha olumlu

Rusya ile ilişkilerde kademeli normalleşme ile yeni pazarlardaki fırsatlar da değerlendirildiğinde 2017’nin 2016’dan daha olumlu olacağı belirtilen raporda, kamu yatırımları ile kentsel dönüşüm sürecinin büyümeyi destekleyeceği öngörüldü. 

Vatan