Sektörel

İnşaat sektörü belirsizliğe girerse ekonomideki büyüme riske girer!

İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu Başkanı Tahir Tellioğlu, "İnşaat sektörünün geleceği belirsizliğe girerse, ekonomideki büyüme riske girer" dedi.

İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu Başkanı Tahir Tellioğlu yaptığı açıklamada "İnşaat sektörünün geleceği belirsizliğe girerse, ekonomideki büyüme riske girer" diye konuştu.

 

Başkan Tellioğlu'nun basın açıklaması şu şekilde:

 

Dünya demir/çelik üretiminde ilk 5’e girmemize; tüketimimizin yaklaşık 2 katı kadar demir/çelik üretmemize rağmen, demir fiyatlarının yılbaşından bu yana yaklaşık % 70 artarak, inşaat sektörünü sürdürülebilirliğini zor duruma sokmuştur. Kanaatimiz, demir çelik üretiminde özellikle hurda, kömür, elektrot gibi girdi maliyetlerinin kısmen artması ile birlikte; başta Çin olmak üzere dünya ülkelerindeki demir/çelik fiyatlarındaki artışı fırsat bilen ülkemiz içindeki demir/çelik üreticileri; ürettikleri hatta üretmedikleri demiri bile taahhüt karşılığı iç piyasadaki arz/talep dengesine bakmadan daha çok kazanma hırsı uğruna yurtdışına satmışlardır.
Demir çelik üreticilerinin konu ile ilgili genel değerlendirmeleri, yurtdışında hurda fiyatlarının artışıyla orantılı olarak arttığını, (ülkemizde demir cevherinden olan üretim kapasitemizin sınırlı olması) sebebiyle hurda fiyatlarındaki artış direkt fiyata yansıtılmıştır yaklaşımı çok gerçekçi değildir,  çünkü bu girdiler bu oranda artmamıştır. Yine taleplerin hızlı karşılanmaması sezona bağlansa da Türkiye’de her zaman yaz aylarında inşaat sektörü öteden beri hep hareketli olmuştur, bu durumda bu da bir gerekçe olamaz. 
SONUÇ: İnşaat sektörü bu durum karşısında ciddi bir dar boğazla karşı karşıya kalmıştır. Hükümet kendi takdir enstrümanlarıyla demir fiyatlarını muhakkak düşürmelidir, aksi takdirde sektör krize sürüklenmektedir.
Fiyatların yükselmesinin yanında talep edilen demir tedarikinin bazı bölgelerde karşılanmasında zaman zaman zorluk yaşanarak, 10-15 gün sonraya gün verilmektedir.  
Sayın Cumhurbaşkanımızın istihdamdaki seferberlik çağrısını desteklediklerini; fakat sorumsuz ve sadece kendi menfaatlerini düşünen kesimlerce sektör istenmese de sekteye uğratılmıştır. 
Söz konusu duruma karşı, 6 aydır tedbir alınması gerektiğini söylememize rağmen, çözüm odaklı tedbir alınmamasının sonucu olarak; Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü olan inşaat sektörünün 3.çeyrek büyüme ve konut satışları rakamlarında ilk kez yıllar sonra küçülme oranı olarak yansımış ve Türkiye ekonomisinin küçülmesini tetikleyici unsur olabileceği endişesi doğurmuştur.
Son krizlerden yorulan inşaat sektörünün yeniden hızla toparlanması, kentsel dönüşümün sekteye uğramaması, istihdamda yeni işsizlerin oluşmaması, zaman süreli işlerin sekteye uğratılmaması için Hükümetimizden gerekli tedbiri alıp ne pahasına olursa olsun demir fiyatlarını düşürmeye ve tedarikinin kolay erişilebilir olmasına yönelik demir üreticilerini de zarara uğratmadan, gerekli tedbirlerin alınması, Türkiye ekonomisinin büyüme lokomotifi olan inşaat sektörünü krize sokmadan, tekrar ekonomimizdeki eski dinamik yapısına kavuşturulması sağlanmalıdır. 


Sorun Tespitlerimiz,
1-Demir fiyatları 2017 yılının başından bu yana yaklaşık olarak kg. 1550 TL’den 2600 TL’ye ulaşmıştır, bu da yaklaşık % 70’a yakın fiyat artışı olarak yansımıştır. 
2-Mevcut sistemde demir fiyatlarının satışı hemen istenilirse 2600 TL; istenildiği günün üzerinden, ortalama 45 gün geçilerek temin edilmesi halinde 2300 TL’den satışı yapılmaktadır. Bu durum demir için talep gelmiyor anlayışıyla veya yaz dönemi yoğun talep gerekçesiyle örtüşmemektedir.
3-Bazı demir ve çelik üreticileri söz konusu durumu özetlerken, demirdeki iç tüketimin daha çok sezona bağlı olarak arttığını savunurken,  bir kısım üreticilerde hurda fiyatlarını arttığı ve yurtdışı ihracatındaki artıştan dolayı arttığını iddia etmişlerdir.
4-Demir entegre tesislerine tanınan ithal hurdadaki gümrük vergisi ve KDV avantajı, demir hattane üreticilerine tanınmadığından, demir hattanecilerinin entegre tesislerinin tekeline bırakılması.

Çözüm taleplerimiz, 
1) Daha önce demir çelik ürünlerinin yurtdışında, iç piyasadan daha ucuz olması sebebiyle; ülkemizdeki demir çelik üreticilerini dışarıdan gelecek ucuz demire karşı nasıl 18 Ekim 2014 tarih ve 29149 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ithalat rejimindeki değişiklikle, demir çelik ürünlerindeki %12 olan ithalat vergisinin %30-40 aralığına çıkarıltıldıysa, bugünlerde de yurtdışındaki pahalı demir piyasasından içerdeki tüketiciyi koruma adına; ihracat vergisi iç piyasayı dengeleyecek oranda vergilendirilmelidir, yani bu şekilde arz-talep dengesi mali olarak da dengelenmelidir.
2) Demirdeki KDV’nin %18’den geçici olarak da olsa % 9’a indirilmesi.
3) Demir entegre tesisleri sahiplerine tanınan ithal hurdadaki gümrük vergisi ve KDV avantajı, demir hattane üreticilerine de tanınarak iç tüketimde maliyetlerin düşürülmesi.
4) Demir üretim kapasitemizin önemli bir kısmının hurdadan üretilmesi, hurda fiyat artışları açısından bağımlı olmamız sebebiyle demiri; demir cevherinden üretilmesinin teşvik kapsamında desteklenerek, yurtdışına bağımlılıktan kurtarmak, üretim alanımızda da ciddi istihdam sağlayarak, demir/çelik sektörünün fiyat manipülasyonlarından korunması. 
5) Kamu müteahhitlerine demirdeki aşırı fiyat artışından dolayı oluşan zararlarının fiyat farkı ödenerek giderilmesi.
Demir fiyatlarındaki fahiş fiyat artışı sorununun çözümünü inşaat sektörünü ve dolayısıyla ekonomimizi daha fazla baltalamaması adına, bir an önce Hükümetimiz ve Sayın Cumhurbaşkanımızdan talep ediyoruz.