Sektörel

İnşaat sektörü büyümeye devam edecek!

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınında iyi bir performans ortaya koyan inşaat sektörü, 2021 ve sonraki yıllarda da büyümeyi sürdürecek.

Simon-Kucher - Partners uzmanlarına göre 2021'de inşaat sektörü şirketlerini bekleyen en önemli zorluk ve fırsatların başında doğru büyüme stratejilerini meydana getirmek, çoklu kanal yönetimini gerçekleştirmek, pazara giriş stratejilerini zenginleştirmek geliyor.

Simon-Kucher - Partners Direktörü Öykü Elmas, son zamanlarda sık sık güngeme gelen inşaat sektöründe talebin 2021 yılı ve sonraki senelerde süreceğini şirketler için asıl zorluğun bu talebe en doğru biçimde devap vermekte yaşanacağını kaydetti. Elmas konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada “Talebe en iyi şekilde yanıt vermenin yolu 2020 yılında başlayan trendlerden hangilerinin 2021 ve sonraki yıllarda devam edeceğini, hangilerinin eski ve yeni arasında bir dengeye ulaşacağını anlamaktan geçiyor” şeklinde konuştu.

Simon-Kucher - Partners Ortağı Cem Balıkçıoğlu, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs kaynaklı krizler ve bu krizlerle ilgili olarak alınan önlemlerin kişiler arası  iletişimi, etkileşimi ve özellikle alışveriş yapma şekillerini değiştirdiğini kaydediyor. Simon-Kucher - Partners Ortağı Cem Balıkçıoğlu, sık sık gündeme gelen inşaat sektörünün 2020 yılında olduğu gibi önümüzdeki senelerde de dünyadaki yeni trendlere ve değişimlere uyum sağlamayı sürdüreceğini kaydediyor.

Balıkçıoğlu konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Pandemi alışveriş önceliklerini değiştirdi. Özellikle evde geçirilen sürenin artmasıyla tüketiciler tatil ve eğlence bütçelerini ev dekorasyonu ve evle ilgili yenilemelere ayırmaya başladı. Evden çalışmanın kalıcı hale gelmesi önümüzdeki dönemde ofis yatırımlarını önemli ölçüde yavaşlatacak görünüyor. Öte yandan izole tatil anlayışının yaygınlaşmasıyla kitle turizmine yönelik konaklama alanlarına yapılacak yatırımların azalması bekleniyor."

Balıkçıoğlu COVID-19 etkilerinin hafiflemesiyle beraber konut ve ofiste çalışma arasında bir denge kurulacağını söyledi. Bu dengenin ne tarafa doğru olacağının ülkelere göre değişeceğini belirten Balıkçıoğlu, “İnşaat sektörü şirketleri bu dengeler kurulurken esnek ve pratik hareket hareket etmeli ve fırsatları değerlendirmeli” şeklinde konuştu.

Tüm dünyayı etkisi altına alan pandeminin tüm değer zinciri boyunca dijitalleşme için adeta bir katalizör görevi üstlendiğini dile getiren Öykü Elmas, yaşanan bu süreçte müşterinin deneyim yolculuğu boyunca dijital etkileşimlerin, dijital kanalların ve dijital temas noktalarının sayısının ve kabulünün önemli ölçüde arttığını belirtiyor.

Bu noktada tüm dünyayı değiştiren pandemiyle hızla değişmiş olan pazar koşulları; dijital pazara giriş stratejileri oluşturabilmeleri, şirketlerin büyüme stratejilerini yeniden şekillendirebilmeleri,  fiyatlandırma ve teklif verme stratejilerini çoklu kanallı dünyaya adapte edebilmeleri için son bir çağrı şeklinde belirtiliyor.

Simon-Kucher uzmanları inşaat sektöründe yer alan şirketlerin üç konuda başarılı olmaları halinde rakiplerine karşı avantaj elde edeceklerini söylüyor. Uzmanların konu ile ilgili yaptıkları sıralama şu şekilde: 

1-Şirketinizin büyüme stratejisini yeniden oluşturun

"Talebin 2021 ve sonraki yıllarda nasıl seyredeceğinin net öngörülememesi şirketlerin şu anda büyüme stratejisi oluşturmasında yaşadığı en büyük zorluk olarak karşılarına çıkıyor. İnşaat sektörünün alt segmentlerinin COVID-19 krizinin hafiflemesinden, tüketici davranışlarının değişiminden ve mevcut fonlama durumlarının seyrinden farklı şekillerde etkilenmesi bekleniyor.

Bazı şirketlerin büyüme stratejilerine ince ayarlar yapmaları bazılarının da 2021 ve sonraki yıllardaki büyüme stratejilerini tamamen yeni bir yöne çevirmeleri gerekiyor.

Talep değişimlerine ek olarak inşaat sektöründe yerelleşmeye, verimliliğe, dijital teknolojilere ve sürdürülebilirliğe olan ilgi de artacak görünüyor. Bu durumda, inşaat sektöründeki şirketlerin kârlı bir şekilde büyüyebilmeleri için potansiyel piyasa senaryolarını değerlendirmeleri ve hedefleyecekleri segmentlerle beraber ticari stratejilerini tekrardan gözden geçirmeleri önemli.

2. Pazara giriş modellerini zenginleştirin

İnşaat sektöründe pazara giriş modelleri son birkaç yıldır dijitalleşmeden oldukça etkileniyordu, ancak COVID-19 salgınıyla beraber dijitalleşmenin sektör üzerindeki etkisi daha da arttı. Dijital müşteri deneyimi daha önemli hale geldi. Artık şirketler dijitalleşmeyle beraber rakiplerine karşı önemli rekabet avantajları elde edebiliyor. Sektörün öncelikleri arasında da müşteri deneyim yolculuğu boyunca üstün bir dijital deneyim geliştirmek, e-ticaret yeteneklerini artırmak, sipariş yönetimi teknolojileri kullanmak ve dağıtım ortaklarıyla ve paydaşlarla derinlemesine dijitalleşme entegrasyonu sağlamak bulunuyor. Pazara giriş modellerini zenginleştirerek ürünleri müşterilere “itme” aktivitelerini daha verimli hale getirmenin ve müşterileri “çekme” aktivitelerini tercihler oluşturacak şekilde artırmanın da tam zamanı. Bununla beraber dijitalleşmeyle yeni fiyatlandırma modellerine ihtiyaç duyuluyor. İnşaat sektöründeki çoğu şirket, “akıllı” ürünler ve hizmetler üstünde çalışıyor ancak bu şirketlerin pek çoğu fiyatlandırma için başlangıç noktası olarak eski ürün tabanlı modelleri kullanıyor. Akıllı ürün ve hizmetleri fiyatlandırmak için kârlılık analizleriyle başlayan farklı fiyatlandırma metriklerine ihtiyaç var.

3. Çoklu kanal fırsatlarını stratejik bir şekilde yönetin

İnşaat sektörü şirketleri son birkaç yıldır “çoklu kanal yönetimi” konseptini takip ediyor. Ancak bu konsepti önemli bir fırsat olarak gören ve uzun dönem stratejisi haline getiren şirket sayısı oldukça sınırlı. Birçok inşaat şirketi pazar dinamikleri nedeniyle direkt – indirekt, çevrimiçi – çevrimdışı olmak üzere çeşitli kanallarda yer alıyor.

Simon-Kucher & Partners uzmanlarına göre çoklu kanal yönetimi gelip geçici bir trend olarak görülmemeli, odak noktası haline getirilip stratejik bir girişim olarak ele alınmalı. Bu doğrultu da çoklu kanal yönetiminde başarılı olmak tüketiciler yerine profesyonel müşterilere odaklanan açık stratejileri, kanalları segmentlere ayırmayı ve kanallara açıkça belirlenmiş işlevler yüklemeyi gerektiriyor. İnşaat sektöründe her şirketin aktif bir şekilde satış kanallarındaki stratejilerini tasarlamaları ve yönetmeleri, bunu pazar dinamiklerine bırakmamaları önemli. Başarılı ve kârlı bir kanal yönetimi için şirketlerin sunduğu hizmetlerin yanında kanallar arasında sundukları teklifleri farklılaştırmaları ve kanallar arası çatışmaları en aza indirgemek için gelişmiş fiyatlandırma politikaları oluşturmaları ise diğer bir önemli konu. Tüm bunların yanında, çoklu kanal yönetiminin fiziksel satış kanallarını ortadan kaldıracağı düşünülmemeli çünkü toptancılar sektörde birleştirici ve toparlayıcı olarak önemli bir rol üstleniyor ve hala karmaşık işlere sahip birçok yüklenici ve son tüketici toptancıyı önemli iş ortakları olarak görüyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde toptan satış kanalları ve çevrimiçi satış kanallarının bir arada var olmaya devam etmesi bekleniyor.

Özetle, 2021 ve sonraki yıllarda ekonominin lokomotif sektörlerinden inşaat sektörü büyümeye devam edecek. Ancak bu büyüme beraberinde önemli bir dönüşüm de getirecek. Bu dönüşümü yaşarken risklerin farkında olup Simon-Kucher & Partners uzmanlarının ortaya koyduğu fırsatlara odaklanmak, rekabette öne çıkarken büyümeyi daha sağlıklı ve sürdürülebilir kılacak."