Sektörel

İnşaat sektörü Türkiye ekonomisini büyütüyor!

Türkiye ekonomisinin inşaata dayalı olduğu ve sanayi üretimine ağırlık verilmesi gerektiği tartışmalarını gündemde yerini tutuyordu.

Yeni Şafak Gazetesi'nden Emine Açar'ın haberine göre; Büyüme, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) ve nüfus dağılım rakamları birebir karşılaştırıldığında iki sektörün de biribiriyle paralel olduğu söyleniyor.

 

Konu ile ilgili kapsamlı bir karşılaştırma raporu hazırladıklarını belirten Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum, rakamların da sanayi ve inşaat sektörünün biribiriyle uyumlu hareket ettiğini gösterdiğini söyledi. 

 

 

Murat Kurum, "Türkiye 2017’nin 3. çeyreğinde yüzde 11,1 büyüdü. Bu güzel bir büyümeydi. Darbe döneminde sıfıra yakın büyüme gerçekleştiren Türkiye hem o açığı kapatmış hem öne geçmiş. Bu büyümede inşaat ile sanayinin katkısı birbirine yakın. İnşaatın katkısı yüzde 20, sanayinin yüzde 14,8” dedi.

 

BİRBİRİNE RAKİP DEĞİL
Sanayi ve imalatın GSYH’daki payı 3. çeyrekte yüzde 35,1. Burada sanayi yüzde 19, imalat yüzde 16,1 paya sahip olduğu öngörülüyor. İnşaatın GSYH’daki payı ise yüzde 8,7 olarak kayıtlara geçti. Buradaki rakamları da değerlendiren sektör temsilcileri sanayileşmenin inşaatla eş zamanlı olması gerektiğini vurguladı. Sanayi denilince akıllara gelen ahşap, seramik, kablo, priz, batarya, beyaz eşya, ev tekstili, mobilya üretimlerinin hepsinin inşaatlarda kullanıldığına dikkat çeken müteahhitler, inşaatla sanayinin iç içe sektörler olduğunu kabullenmek gerektiğini söyledi.

 

Genç nüfus ve kentleşme avantaj
Sektör temsilcileri de inşaatı sadece konut olarak görmemek gerektiğini söyledi. Türkiye’nin genç bir nüfusa sahip olduğunu vurgulayan müteahhitler, “Aynı zamanda hızla kentleşen de bir ülkeyiz. Kentleşme ile birçok alt ve üst yapı yatırımları yapılıyor. Kanal İstanbul, otoyollar, demiryolları, hızlı tren hatları, metro sistemleri, tüp geçitler, havaalanları, çok sayıda hastahane, okul projeleri, stadyum inşaatları, kentsel dönüşüm uygulamaları gibi dev projelerin tamamı inşaat sektörünü, dolayısıyla beraberindeki sanayi sektörlerini canlı tutacak. Biz nasıl sektör olarak kendimizi sürekli yenilemek zorundaysak, sanayi sektörü de katma değeri yüksek ileri teknoloji ürünleri geliştirmeli”