Sektörel

İnşaat sektörü ülke ekonomisini doğrudan etkiliyor!

Türkiye ekonomisi her geçen gün büyüyor. Duyurulan rakamlara göre ülkemiz 3. çeyrekte geçen yıla göre yüzde 11 oranında büyüdü. 

Dünya Gazetesi Serbest Kürsü konuğu Kurumsal Gelişim Danışmanı Serdar Yurdakul, Türkiye'nin inşaat sektörü ve dış ticaret açığı konusunu kaleme aldı. İşte, Serdar Yurdakul'un yazısı... 

 

Devletin duyurduğu rakamlara göre ülkemiz 3. çeyrekte geçen yıla göre %11 büyümüş. Öte yandan birde ekim ayında %85 oranında artan bir dış ticaret açığı var. Görünüşe göre yılı büyük bir dış ticaret açığı ile kapatacağız.

 

Kafama hep takılan bir soru var. Büyümenin içinde inşaat sektörünün (kamu projeleri+kentsel yenileme) önemli bir payı olduğuna göre acaba dış ticaret açığında veya ithalatta inşaat sektörünün payı nedir? Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası'nın Nisan 2017 tarihli yayımladığı raporda, sektöre girdi sağlayan ve faaliyetlerini bu sektördeki gelişmelere bağlı olarak devam ettiren yaklaşık 200 alt sektörün de katkıları dikkate alındığında inşaat sektörünün GSMH içindeki payının yaklaşık yüzde 30 seviyesinde olduğu belirtilmiş. Bu arada kayıt dışılığın en yüksek olduğu sektörlerden biri inşaat sektörüdür. Alım-satım işlerinin çoğu elden ve faturasız olarak gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla Türkiye’de bu sektör ile ilgili verilerin ne kadar sağlıklı olduğu tartışmaya açıktır.

 

İngiltere’de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, ortalama yeni bir evde 150 farklı meslek kolunu ilgilendiren 23 bin parça bulunuyormuş. Hiçbir ekonomik faaliyetin bu kadar çok doğrudan ya da dolaylı etki doğurma gücü olmadığı dikkate alındığında sektörün lokomotif gücünün ülkemiz için değeri daha açık olarak ortaya çıkmakta. Ayrıca ülkemizdeki yüksek işsizlik oranları da dikkate alındığında, işsizliğin yüksek olduğu eğitim seviyesi düşük ve emeğe dayalı çalışan düşük vasıflı iş gücünün istihdam edilebileceği en uygun sektördür. (çalışanların %70’inin eğitim seviyesi ilköğretim düzeyinde)

 


Malum şimdi “millilik” moda. Acaba inşaatlarımız ne kadar milli? Bunu inceleyen var mı? Betoncu arkadaşıma çimentomuz ne kadar milli diye sorduğumda bana “üretimde ciddi miktarda doğal gaz kullanıyoruz Serdar” dedi. Yeni yapılan inşaatlarda otomatik panjur malzemeleri (motor ve paneller) ithal, demir çelik ithal hurdadan, bir sürü inşaatta yer döşemeleri ithal, parkeler ithal, asansörler malzemeleri ithal, lüks vitrifiye ithal, kabloların bir kısmı ithal, akıllı apartman yönetim sistemleri önemli kısmı ithal, mutfak aparatları ithal, çoğu beyaz eşya yabancı firmaların ürünü, açılır kapanır güneşliklerin malzemeleri ithal, cephe kaplamalarında birçok girdi ithal bunlar benim bilgi sahibi olduklarım. Eminin daha detaylı bir dosya çalışması yapılsa bu liste uzayacaktır. (Not: Sadece asansör sektörünün 2017 yılında vereceği dış ticaret açığı 200 milyon dolar civarındaymış) Sektördeki uzmanlar büyük projelerde ithal girdi payının, alt sektörlerdeki dolaylı maliyetler dâhil toplam maliyetin %50-55’i, kentsel dönüşümde ise yaklaşık %30-35 oranlarında olduğunu belirttiler. İşte bu noktada matematik bilen akademisyen ekonomistlerin çalışmalarına ihtiyaç var. Leontiefin girdi-çıktı analizi benzeri bir model geliştirilerek yukarıdaki soruma cevap aramalıyız.

 

Önce sektördeki yerli ve yabancı girdi kalemleri belirlenmeli ve sonra bunların üretimine giren ithal ara malı/girdi payları bulunmalıdır. Daha sonra bu girdilerin inşaat üretimindeki payları bulunmalı ve ilgili değerler matristeki yerlerine konularak nihai maliyetler bulunmalıdır. Daha sonra bu paylar kamu ve özel sektörün ürettiği toplam inşaat değerleri ile karşılaştırılarak inşaat sektörünün toplam ithal girdi tutarı elde edilmelidir. İnşaat maliyetleri sürekli yukarı doğru değiştiği için bu hesaplamalar yapılırken bir yıllık süreçteki ortalama değerler temel alınmalıdır.

 

Özetle, ölçemezseniz yönetemezsiniz…