İnşaat sektöründe denetim eksiklikleri var!
Türkiye İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan yaptığı açıklamada,"İnşaatta denetim konusunda ciddi eksikler var. Sadece teşvikle işler düzelmez. Yanlış yapanın cezalandırılması lazım." şeklinde konuştu.
Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, Türkiye’de insanların berbere giderken bile sertifika sorduğunu fakat aldığı konutun yeterince denetlendiğini, doğru malzeme kullanılıp kullanılmadığını, belgeli müteahhidin binayı yapıp yapmadığına bakılmadığını belirtti.
Cumhuriyet gazetesinden Şehriban Kıraç'ın haberine göre, denetim konusunda ciddi eksikler bulunduğu, yanlış yapanın mutlaka cezalandırılması gerektiğini söyleyen Erdoğan, “İnşaat malzemesi fiyatları yılbaşından bugüne kadar yaklaşık yüzde 30 arttı. Ama satılmayan konut stoklarının sorumlusu olarak bizi gösteriyorlar. 2 yıl önceki stoğun 2018 zamlarıyla ne alakası var?” dedi.
Sektörde tahsilatlar konusunda ciddi sıkıntı yaşadıklarını söyleyenFerdi Erdoğan, ile inşaat sektöründe yaşanan darboğaz ve malzeme sanayicilerinin sorunlarını anlattı.
-Konut üreticileri malzeme fiyatları çok arttı diye yakınıyor. O yüzden stoklar şişti diyorlar, fiyatlarınız gerçekten çok mu arttı?
Enerji fiyatının yüzde 100 arttığı bir ortamda sanayici çıkıp ben ürünümü yüzde 100 zamlı satacağım dediğinde kimse onu almaz. Çok yüksek fiyatlar koysak fabrikalar kapanır. Bizim fiyatlara yılbaşından bu yana ortalama yüzde 25-30 arasında zam yapıldı. Ama şu anda satılamayan konutların satılamama nedeni 2 sene önce bağlanmış malzeme fiyatı değil. Yani stokları 2018 malzeme fiyatları şişirmedi ki. Bu bahane. Herkes ne söylediğine dikkat etmeli. Bir konutun metrekaresi 10 bin TL’ye mal oluyorsa, bunun 5 bin TL’si arsa, 2 bin TL’si müteahhidin marka değeri. 1000 TL’si finans ofis gideri, 2 bin TL’si ise malzeme. Hadi benim malzemeye yüzde 50 zam yaptığımı düşünelim 3 bin TL olur. Fiyat 11 bin TL ye çıkar. Müteahhit marka değerinden 1000 TL düşse yine aynı fiyat çıkar ortaya. Sanki sadece malzeme fiyatı artmış konut sektörü bu yüzden durmuş demek hakkaniyetli değil. Elektriğin, doğalgazın fiyatı, asgari ücret artacak, ama sanayici hiç zam yapmayacak böyle birşey olamaz.
Tahsilatta sorun
-İMSAD’ın son araştırmasında tahsilatlarda ciddi sıkıntı yaşandığını gördük, şu anda ne durumda sektörün tahsilat oranı?
Tahsilat endeksi 2013’ten bu yana aşağıya gidiyor. Tahsilatta iki ayak var hiç alamayan ve geç alan. Büyük kısmı geç alıyor. En zorlandığımız alan burası. Hiç tahsil yapamaya iflas eder. Şimdi barterla dönüyor işler. Kaynak aktarılması gerekiyor. Kamu müteahhitlerin KDV’lerini zamanında verse onlar da alt tedarikçilere ödemeleri yapabilir.
-Satış vadeleri uzadı mı?
Herkes vadeleri 100 günün altına çekti. Bir ara 200-250 gün vardı. Ama müteahhit malzemeciyle anlaşmayı yapıyor fiyatı fiksliyor inşaata başlayınca malı alırım diyor. İnşaata 1 yıl sonra başlıyor arada geçen zamanda malzemenin fiyatı artıyor. Sonra 120 gün vade veriyor. Pompanın kuyudan su çekmesini istiyorsanız önce biraz su koymanız gerekiyor. Piyasanın canlanması için kaynağın akması gerekiyor.
-Sektör ne kadar dayanır bu duruma?
Sanayici üç şey yapabilir herşeye rağmen yenileme pazarı için çalışır. İhracata çok yönelir. En kötü fabrikasını kapatır. Türkiye’ye yine dışardan kaynağın gelmesini sağlayacak yöntemleri bulmak lazım.
Beyaz atlı müteahhit bekleniyor
-İnşaat sektörünün hareketlenmesi için hangi alanlara ağırlık verilmeli? Mesela kentsel dönüşümde istenen sonuçlar alınamadı ne diyeceksiniz?
2019’da kentsel dönüşüme girecek ve girmeyecek öncelikli bölgeler belirlenmeli. Böylece güçlendirme ve yenileme işleri hızla artar, piyasaya canlanır. Türkiye’de güçlendirme/yenileme çalışmalarının ihmal edildiğini ve Avrupa’ya göre geride kaldığımızı görüyoruz. Yıkım-yeniden yapım yerine, güçlendirme/yenileme yaklaşımının benimsenmesi gerekiyor. Ülkemizde hangi binaların kentsel dönüşüme girip hangilerinin girmeyeceği belirlenmedi. Türkiye’de 10 sene önce yaklaşık 12 milyar dolar olan yenileme pazarı 2017’de 6 milyar dolar ile toplam inşaat pazarının yüzde 7’sine düştü. Oysa bu rakamın, yaklaşık yüzde 25 civarında olması gerekiyor. Her ne kadar deprem güvenliği ve enerji verimliliği konusunda alınması gereken önlemlerin yenileme pazarının önünü açması beklendiyse de, pazar gelişmeyip tam tersine geriledi. Deprem sonrası alınan kentsel dönüşüm kararı ile 20 milyon konutun 7 milyona yakınının yeniden yapılacağı ifade edildi. Son günlerde yetkililer tarafından yapılan açıklamalarda bu rakamın 5 milyona indiği belirtildi. Fakat kentsel dönüşüm kapsamına girebilecek öncelikli bölgeler net olarak belli olmadığından, birçok konut sahibi kendi konutunu da bu 7 milyonun içinde zannettiğinden, konutlarının yıkılacağı beklentisi ile mecbur olmadıkça yenilemekten kaçınıyor ve kentsel dönüşüm rüzgarıyla kendi binasının da yıkılıp yeniden yapılacağını hayal ederek kapısını çalacak ‘Beyaz atlı müteahhidini’ bekliyor. Oysa hem her bina yeniden yapılmayacak hem de müteahhitlerin her binayı yenileyip eski sahiplerine bedelsiz verebilecekleri bir planları yok.
Denetimde ciddi eksikler var
Sektördeki en temel ve büyük sorunların başında, etkin piyasa denetimi ve Yapı Yasası’nın olmaması geliyor. Türkiye’de çok acil bir Yapı Yasası’na ihtiyaç var. İnşaat malzemelerinden yapı izinlerine kadar pek çok aşamada kontrol mekanizmasının dikkatli ilerlemesi, inşaatlarda sağlam zemin, inşaat malzemelerinde sağlık ve güven unsurlarının ön planda tutulması gerekiyor. Denetimdeki aksaklıkları çözemezsek kalitesiz ve plansız yapılaşmadaki sorunların önüne geçmemiz mümkün değil. Doğru malzemenin doğru yerde doğru proje ile ve doğru ellerde yapıldığından; belgeli malzemelerin belgeli yolculuğundan emin olmalıyız. Hiçbir malzemenin kendiliğinden bir yapının herhangi bir yerinde yer alması mümkün değil. Buzdolabı alırken A-B-C sınıfı diye bakıyoruz. Otomobil alırken hibrit mi değil mi diye dikkat ediyoruz, ama başınızı soktuğunuz evin kimlik belgesi var mı, yönetmeliklere uygun yapılmış mı, ustanın belgesi var mı, kaliteli malzeme kullanılmış mı, kimse buna bakmıyor. Berbere giderken bile sertifikasına bakıyoruz ama başınızı soktuğunuz evi yapan müteahhitlerin belgesi var mı diye sorgulamıyoruz.
Teşvikle olmaz
-İşlerin doğru yapılması için neler yapılmalı, hangi adımlar atılmalı?
Yenileme işinde tüketiciye bir teşviğin verilmesi gerekiyor. İlla sanayiciye değil. Sadece teşvikle insanları doğru yere oturtamayız. Cezanın da gelmesi gerekiyor. Yanlış yapanın cezalandırılması gerekiyor. Ceza olmayınca doğru müteahitlik mi yapıyor doğru üretim mi yapıyor doğru usta mı çalışıyor. Oralar zor düzelir. Cezanın daha fazla hayata geçmesi işi doğru yere oturtur. Yönetmeliklerde yasalarda bir sorun yok, ama uygulamada sorunlar var. Afet riski altındaki alanların dönüşümde malzemeciye de müteahhide de mimara mühendise de ustaya da sahibine de yanlış yapıyorsa ceza uygulanması gerekiyor.
Türkiye inşaat sektörü, malzeme kalitesinin yanı sıra, mimarlık ve mühendislik açısından güvenli bir yapının üretilmesi için tüm donanıma, bilgi birikimine ve yetkinliğe sahip. Güvenli ve kaliteli yapıların inşa edilebilmesi için mevzuattaki tüm eksiklerin giderilmesi ve güçlü bir denetim mekanizması oluşturulması sağlanmalı. Özellikle denetimde yaşanan aksamalar ne yazık ki, yapı kalitesinde suiistimallere neden olabiliyor.
Nakit akışı bozuldu
-2018 sektörünüz açısından nasıl geçti?
İnşaat malzemesi sanayicileri olarak, iç pazarda daralma yaşanırken ihracatın ivme kazandığı bir yılı geride bırakıyoruz. İnşaat sektöründe büyüme üçüncü çeyrekte tersine döndü ve yüzde 5.3 küçüldü. Sektörde durgunluk yaşandığı, banka kredilerinin kısıldığı ve faiz maliyetinin arttığı bir dönemde, bu küçülme normal.
İnşaat malzemeleri iç pazarı 2018’in dokuz ayında 312.8 milyar TL büyüklüğe ulaştı. Ancak aynı dönemde malzeme fiyatlarında yaşanan yüzde 28.8 artış dikkate alındığında iç pazar reel olarak küçüldü. İnşaat malzemesi sanayicilerinin yurtiçinden aldıkları siparişlerde gerileme yaşandı. İkinci olarak maliyetlerde ve enflasyonda yaşanan sıçrama fiyatlamayı zorlaştırdı ve karlılıkları olumsuz etkiledi. Üçüncü unsur, ödeme ve tahsilatlarda yaşanan sıkıntıların artması ve barter eğiliminin güçlenmesi oldu. Son olarak uzayan satış vadeleri ve yükselen aylık faizler nakit akışlarını bozdu. İhracat tarafı ise iyi gidiyor. İç pazarda zorlanan firmalar ihracata yöneldi. Bu yılı 20-21 milyar dolar civarında ihracatla kapatabiliriz. 2014’de bizim ortalama birim fiyatımız kilogramda 72-74 centti. Şimdi bu fiyat 54 cente indi, tekrar o 20 centi yerine koymamız gerekiyor. 2023’te 30 milyar dolar ihracat hedefimiz var.