İnşaat sektöründe ne kadar kredi garanti fonu kullanılıyor?
Hükümetin bu yılın mart ayı itibariyle ekonomiyi desteklemek amacıyla uygulamaya koyduğu politikalardan Kredi Garanti Fonu (KGF), ekonomik büyümeyi destekliyor. Peki, İnşaat sektöründe ne kadar kredi garanti fonu kullanılıyor?
Fourtune Dergisi'nden Ayfer Yıldız'ın haberine göre, Hükümetin bu yılın mart ayı itibariyle ekonomiyi desteklemek amacıyla uygulamaya koyduğu politikalardan Kredi Garanti Fonu (KGF), ekonomik büyümeye tek başına tek başına 2 puana yakın destek sağlayarak çarkların dönmesine yardımcı oluyor. KGF ile 15 Eylül itibariyle 330 bin 317 işletmeye 216 milyar 500 milyon TL kredi verildi. Kefalet hacmi ise 194 milyar 200 milyon TL’ye ulaştı. Ağustos sonu itibariyle verilen desteklerin yüzde 55,8’i yeni kredi, yüzde 30,7’si ilave kredi, yüzde 4,5’i ise refinansman yapılan krediler oluşturdu. KGF verilerine göre, desteklerin ortalama faizi yüzde 15,12 seviyesinde bulunurken, ortalama vade 39,6 ay oldu.
KGF, teminat yetersizliği nedeniyle kredi alamayan KOBİ’lere ve KOBİ dışı işletmelere kefil oluyor. Türkiye’deki firmaların yüzde 99’a yakınının KOBİ olduğu düşünüldüğünde KGF kredilerinin “kortizon iğnesi” görevi gördüğünü söylemek mümkün. Nasıl ki dozajında uygulanarak iltihap gidermeye yardımcı olan kortizon iğnesi, hastanın ağrılarının azalması ve iltihaplarının iyileştirirken, KGF kredileri de KOBİ’leri sıkıntılı bir hale getiren kısa vadeli borçlarını kapatmaya, borçlarını uzun vadeye yaymalarını, işlerine odaklanmalarını sağladı. Bazı şirketler, ipoteklerini kaldırmakta kullanarak daha kredibil hale geldi. Yani, KGF kredisini doğru kullanan şirketler “kortizon iğnesi”yle ayağa kalkan bir hasta gibi işlerini daha rahat yapar hale geldi. Diğer yandan, borçlarını kapatan bazı şirketlerin ise nakite döndüğü belirtiliyor. Örneğin, daha önceden 90 gün vadeyle aldığı bir malı peşin alan işletmeler, vade farkı kârı elde etti.
Önceden bir firmanın KGF’de bir krediye ulaşmasının yaklaşık iki ay sürdüğünü belirten KGF Tahsis ve Risk Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Aysal, 1993’ten 2016 yılına kadar toplam 25 bin firmaya kefalet sağlandığını, şu anda ise kurumun bir haftada 25 bin firmaya kefalet sağlar hale geldiğini söylüyor. Bu rakamlar KGF’nin KOBİ’ler için önemini gösteriyor.
Diğer yandan, KGF için yeni bir model arayışı da sürüyor. Şu ana kadar kefalet hacmi 194 milyar 200 milyon TL’ye ulaştı. Toplam 250 milyar TL’lik kefalet paketinin 50 milyar liralık kısmının sadece yatırım ve ihracat şartı ile verilmesi planlanıyor. Bu miktar bittiğinde ise yeni bir paket çıkarılması düşünülmüyor. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, KGF’nin ciddi bir kredi sıkışması riskinin olduğu dönemde devreye girdiğini ve çok başarılı olduğunu dile getirmiş, “Türkiye’de verilen bütün kredilere Hazine olarak kefalet vermemiz sağlıklı olmaz. Bankacılık sektörü için de olmaz. Sistemin başarısından dolayı devam ettirilmesi isteniyor ama bu ciddi riskler biriktirebilir” demişti. KGF kredileriyle ilgili açıklamalarda hep büyümeye katkısı, işletmelere sağladığı faydalar vurgulanırken risklere pek değinilmiyor. Yeni modelde verilecek kredilerin yatırım ve ihracatla sınırlı tutulmasının bir nedeni de bu kredilerin bir kısmının işletmelerin yatırımlarıyla alakası olmayan gayrimenkul, arsa alımına gittiği yönündeki yorumların da etkisi var. Diğer yandan, KGF kredilerinin teminat dışındaki riskler bankaların üzerinde. Bunların sınırlanması bankacılık sektörü açısından da sağlıklı olacak gibi görünüyor. Bu yıl ekonomiye destek anlamında en önemli gündem maddesi olan KGF kredileri, birçok işletmeye oksijen verirken, ekonomiye de önemli katkılarda bulunuyor.
KGF kredilerinin sektörel dağılımı