24 / 12 / 2024

İnşaat sektöründeki olumlu seyir dikkat çekiyor

İnşaat sektöründeki olumlu seyir dikkat çekiyor

Dayanıksız tüketim malları ile inşaat sektörü bağlantısı güçlü sektörlerdeki olumlu seyir dikkat çekiyor...



Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2010 yılının ilk çeyreğine ilişkin verilerin iç talepteki toparlanmanın giderek istikrar kazandığına ve genele yayıldığına işaret ettiğini belirterek, "politika faizlerindeki indirimler ile kamu harcamalarındaki artışın iç talep üzerindeki etkileri giderek belirginleşmekte, iç talebe duyarlı sektörlerde görece daha güçlü bir faaliyet gözlenmektedir" dedi.

Yılmaz, Merkez Bankası tarafından hazırlanan 2010 yılının ilk çeyreğine ilişkin "Enflasyon Raporunun" tanıtımı amacıyla düzenlediği basın toplantısında, küresel risk algılamalarında yılın ilk çeyreğinde gözlenen iyileşmenin, birçok gelişmekte olan ülke para biriminin sınırlı miktarda değer kazanmasına neden olduğunu bildirdi.

Bu dönemde, Türk Lirasının, değer değişimleri bakımından, diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinden belirgin bir biçimde farklılaşmadığı, Türk Lirasının kriz dönemindeki göreli olarak istikrarlı seyrinin, kriz sonrası süreçte de devam ettiğini belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
"2010 yılının ilk çeyreğine ilişkin veriler iç talepteki toparlanmanın giderek istikrar kazandığına ve genele yayıldığına işaret etmektedir. Politika faizlerindeki indirimler ile kamu harcamalarındaki artışın iç talep üzerindeki etkileri giderek belirginleşmekte, iç talebe duyarlı sektörlerde görece daha güçlü bir faaliyet gözlenmektedir. Bu bağlamda, sanayi üretimindeki toparlanma süreci incelendiğinde, mali tedbirlerle uyarılan sektörler ve bunların ara girdi sağlayıcılarının yanı sıra, dayanıksız tüketim malları ile inşaat sektörü bağlantısı güçlü sektörlerdeki olumlu seyir dikkat çekmektedir. Dış talepte ise henüz kayda değer bir ivmelenme gözlenmemektedir. Küresel büyüme görünümündeki zayıf seyir dış talep bağlantısı güçlü sektörlerde iktisadi faaliyetteki toparlanmayı sınırlamaya devam etmektedir. İmalat sanayisinde ağırlıklı olarak dış piyasaya üretim yapan firmaların, kriz sonrası dönemde iç piyasa odaklı firmalara kıyasla daha düşük kapasite ile çalışması dikkat çekmektedir. Bu çerçevede geçmiş öngörülerimizle uyumlu bir şekilde yurt içi talep, dış talebe kıyasla daha güçlü seyretmektedir. Buna rağmen, stok birikiminin sınırlı düzeyde olması ekonomideki toplam talep belirsizliğinin önemini koruduğuna işaret etmektedir."

Bu görünüm altında yurt içi talepteki kademeli toparlanma eğiliminin yılın ilk çeyreğinde süreceğini öngördüklerini ifade eden Yılmaz, bununla birlikte, geçen yılın aynı dönemindeki düşük baz etkisi nedeniyle 2010 yılının ilk çeyreğinde yıllık büyüme oranının çift haneli gerçekleşme olasılığının yüksek olduğunu da vurgulamak istediğini söyledi.

-"İŞSİZLİK ORANLARININ UZUNCA BİR MÜDDET YÜKSEK DÜZEYLERİNİ KORUYACAĞI
TAHMİN EDİLİYOR"-

Dış talepteki zayıf seyrinin özellikle sanayi sektörü kanalıyla ekonomi genelinde iktisadi faaliyeti ve istihdamı sınırlamaya devam ettiğini belirten Yılmaz, nitekim, son dönemdeki kısmi toparlanmaya rağmen, sanayi sektöründeki kişi başına çalışılan saat göstergeleri ve dış piyasaya yönelik üretim yapan firmaların kapasite kullanım oranlarının, kaynak kullanımının düşük düzeylerde seyrettiğine işaret ettiğini bildirdi.

Emek piyasasında 2009 yılı üçüncü çeyreğinde başlayan iyileşme eğiliminin, son dönemde bir miktar hız keserek devam ettiğini kaydeden Yılmaz, mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranlarının gerilemekle beraber, halen yüksek düzeyde seyrettiğini belirtti.

Mevcut atıl kapasitenin yatırım ve istihdam imkanlarını sınırlamaya devam edeceği öngörüsü altında, 2009 yılının ikinci yarısında istihdam verilerinde gözlenen iyileşmenin hızlı bir toparlanmaya dönüşmesini beklememekte, işsizlik oranlarının uzunca bir müddet yüksek düzeylerini koruyacağını tahmin ettiklerini ifade eden Yılmaz, şöyle dedi:

"Bu çerçevede, birim iş gücü maliyetinin enflasyon baskılarını sınırlamaya devam edeceğini öngörmekteyiz. Özetle, son dönemde açıklanan veriler ekonomideki toparlanma sürecinin istikrar kazandığını göstermiştir. Küresel büyümedeki zayıf seyrin dış talebe yönelik sektörlerde iktisadi faaliyet ve istihdamı bir süre daha sınırlayacağını, buna karşılık yurt içi talebin toparlanma eğilimini önümüzdeki dönemde de sürdüreceğini öngörmekteyiz. Bu doğrultuda, toplam talep koşullarının bir müddet daha enflasyon üzerinde baskı oluşturmayacağını tahmin etmekteyiz. Bu çerçevede, orta vadeli tahminlerimizi güncellerken toplam arz ve talep dengesinin enflasyona düşüş yönünde yaptığı katkının, bir önceki döneme kıyasla azalmakla birlikte devam ettiği bir görünümü esas almış bulunmaktayız."

-"KREDİ KOŞULLARINDAKİ SIKILIK AZALMA EĞİLİMİNDE"
Küresel likidite koşullarının ve risk algılamalarının iyileşmesiyle kredi koşullarındaki sıkılığın azalma eğiliminde olduğunun görüldüğünü kaydeden Yılmaz, bankacılık sisteminin sağlam yapısının da kredilerde toparlanmanın hızlı bir şekilde gerçekleşmesi için elverişli bir ortam sunduğunu bildirdi.

Nitekim, yakın dönemde kredi piyasasındaki gelişmelerin yurt içi iktisadi faaliyete verdiği desteğin giderek arttığının görüldüğünü belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
"Bu bağlamda, 2010 yılının ilk çeyreği, bir önceki çeyrekte kredi piyasalarında gözlenmeye başlanan olumlu eğilimlerin belirginleştiği bir dönem olmuştur. Tüketici kredilerindeki canlanma eğilimi devam ederken, özellikle ticari kredilerin ivmelenmeye başladığı gözlenmektedir. Bu dönemde, küçük ve orta boy işletmelere verilen kredilerin de uzunca bir aradan sonra ilk kez artış göstermesi, parasal koşullardaki genişlemenin iktisadi faaliyeti destekleyici etkisini teyit etmektedir. Yurt dışı kaynaklara erişimin kademeli fakat istikrarlı bir şekilde iyileşmeye devam ettiği ve kamu maliyesindeki duruşun yurt içi fonlar üzerinde baskı oluşturmadığı varsayımları altında, kredi hacminin önümüzdeki dönemlerde de genişlemeyi sürdüreceğini tahmin etmekteyiz. Bununla birlikte, işsizlik oranlarının uzunca bir müddet daha yüksek seviyelerde seyredecek olması ve küresel ekonomideki sorunların kısmen de olsa devam etmesi, kredilerdeki artışı sınırlayabilecek unsurlar olarak ortaya çıkmaktadır."
AA


Geri Dön