Köşe yazıları

İnşaat sektörünü ayakta tutmak için her şey yapılıyor!

Aydınlık Gazetesi yazarı İsmet Özçelik bugünkü yazısında 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşanan terör saldırılarının ekonomiyi nasıl etkilediğini ele aldı. İşte Özçelik'in o yazısı...


15 Temmuz ABD/FETÖ darbe girişimi, PKK ve IŞİD terörü, Suriye operasyonu, ... derken ekonomi gündemimizde gerilere düşer gibi oldu.


Ama öyle değil. Ekonomik sıkıntı bütün ağırlığı ile önümüzde duruyor.


Sanayicinin, çiftçinin, esnafın, işçinin, memurun, emeklinin boynundaki ilmik giderek daralıyor.


Bayram nedeniyle, tanıdığım işadamlarıyla uzun sohbetler yaptım. Çiftçilerle yüz yüze konuşma olanağı buldum. Turizmcilerle birebir temaslarım oldu. Geçmişte ekonomi yönetiminde görev almış bürokrat ve siyasileri dinledim.


İşler pek iyi görünmüyor. Ekonomide durum özetle şöyle:


HERKES BORÇLU


Piyasada herkes birbirine borçlu. Tüketiciden sanayicisine kadar tüm kesimlerin alacak verecek defterleri kabarık. Çek ve senet ödemelerinde sorun giderek büyüyor. Tüccarın deyimiyle “piyasada para dönmüyor.”


Ödeme zinciri kopmuş durumda. Borçlar artık yüz milyarlarla ifade ediliyor.


YATIRIMLAR DURDU


Kimse önünü göremiyor. Bu nedenle de özel sektör yatırımları önemli ölçüde durmuş bulunuyor.


Yatırımlar durunca da tetikleme etkisi yaşanıyor. Olumsuzluk işsizlikten, büyümeye her şeye yansıyor.


HAVA PARASI KALMADI


AVM’ler giderek boşalıyor. Kiralık işyeri sayısı her geçen gün artıyor. Eskiden şehirlerin bazı semtlerinde işyeri kiralamak isteyenler çok yüksek “hava parası” öderlerdi. Şimdi, “hava parası”ndan söz eden yok. Bırakın hava parasını, kiracı bulmak zor.


ALACAKLI KORKUSU


Birçok firmanın durumu berbat. Ama bankalar ve alacaklılar üstüne çöreklenmesin diye sesini çıkaramıyor. Belli sektörlerde değil, tüm sektörlerde sıkıntı yaşanıyor.


Rusya, Afrika ve Ortadoğu pazarına mal satan tekstilcilerin tamamına yakını zorda. Firmalar büyüme değil, küçülme peşinde. Gıdacıların durumu da diğerlerinden farksız. Demir-çelik, çimento sektöründe kriz giderek daha da ağırlaşıyor.


Peki işi iyi olan sektör yok mu? Hayır yok.


İNŞAAT SEKTÖRÜ


İnşaat sektörünü ayakta tutmak için elden gelen her şey yapılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetin bankalara yönelik baskıları bile sıkıntıya çare olabilmiş değil.


Gazetelerde sayfa sayfa reklamlar var. İşler iyi olduğundan değil, durgunluktan. Her şey güllük gülistanlık gösterilmeye çalışılsa da sektörde tehlike çanları giderek daha hızlı çalıyor.


İHRACAT İYİYE GİTMİYOR


Ocak-Ağustos ihracatı da, son 12 aylık ihracat da bir önceki döneme göre ekside. İhracatta hedefe ulaşmak mümkün görünmüyor. Geçen yılın altında kalması kesin gibi.


Son 12 aylık dönemde hayvansal ürün ihracatı yüzde 10, ağaç ve orman ürünleri ihracatı yüzde 3,6, kimyevi madde ve mamulleri ihracatı yüzde 13,5, tarıma dayalı işlenmiş tarım ürünleri yüzde 6,9, sanayi mamulleri ihracatı yüzde 4,2, maden ihracatı yüzde 14,3 azalmış durumda.


TURİZM SEKTÖRÜ


Rusya krizinin bedeli ağır oldu. İlişkilerin düzelmesi bir umut olsa da 2016 “kayıp yıl” olarak kayıtlarda.


Antalya, Alanya, Muğla, ... gibi turizm merkezlerinde gerilim yüksek. Daha şimdiden birçok otel satışta.


Bankalarla borçlarını yeniden yapılandıranlar zaman kazansa da, paçayı tefecilere kaptıranlar çoğunlukta.


TARIMIN RUSYA UMUDU


Turizm ile tarım sektörünün kaderi ortak. Rusya krizi çiftçileri de yakmış bulunuyor. Rusya ile krizin çözülmesine turizmciler kadar onlar da seviniyor. Ancak korkuları bitmiş değil.


Hepsi Suriye ve dış politika uzmanı olmuşlar. Hükümetin hangi açıklamasının kendilerine kaça patlayacağını hesaplıyorlar. Sorunlar aşılsa da Rusya’nın temkinli hareket ettiğinin farkındalar.


Onlar da bu yılı “kayıp yıl” ilan ettiler. Önümüzdeki sezon için hazırlıklar başladı. “Suriye’de anlaşma olur da Ortadoğu pazarı yeniden canlanır mı” diye kulak kabartıyor.


ULUSLARARASI PROVOKASYONLARA AÇIK


Finans sektörünün durumu ayrı bir yazı konusu. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Ağustos’ta Türkiye’nin not değerlendirmesini pas geçmişti. Ne diyeceği merak ediliyor.


Sizin anlayacağınız Moody’s’in kararı Demokles’in kılıcı gibi üzerimizde duruyor.


Kısacası ekonomimiz kırılgan. Bu nedenle de uluslararası provokasyonlara ve tehditlere açık. Bu aynı zamanda ülkenin güvenlik sorunu. Karar vericilerin izlenen politikalarda değişiklikler yapmaları zorunlu.


Aslında fazla bir seçenek de yok. Ya üretim ekonomisine geçiş, ya da ... Zaman daralıyor..!




İsmet Özçelik/Aydınlık