Sektörel

İnşaat ve konut sektörünün patronları kentsel dönüşümü tartışıyor!

İnşaat ve konut sektörünün önde gelen oyuncuları, Türkiye'nin gündeminde önemli bir yer tutan kentsel dönüşümü masaya yatırdı...

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar:
Binasını yıkmaya gücü olmayan desteklenecek

Dönüşümle ilgili yasanın öncelikle can güvenliği için çıkarılacağını belirten Bayraktar, konunun özünde anlaşma usulünün esas olduğunu bildirdi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunulan ve şu anda genel kurulda görüşmeleri devam eden Afet Riskli Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere, iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esaslar belirleniyor. Bu kapsamda gerekli uygulama araçları oluşturulmaya çalışılıyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar Türkiye'de yapı stokunun önemli bir kısmının çürük olduğunu belirterek, "Önceliği can güvenliği olan ve vatandaşlarımızın güvenli yapılarda oturmalarını, afetler sonrası can kayıplarını engellemeyi amaçlayan bu yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte bütün yapı stokumuz kontrol edilecek ve riskli yapı olarak belirlenecek yapıların bertarafı sağlanacak" dedi.

Sorunun çözüme kavuşması ve uygulamaların başarıya ulaşması için halk desteğinin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Bakan Bayraktar, "Öncelikli olarak gerekli bilinç, uygulama araçları ve özellikle halkın desteği çok önemli. İlgili tüm kurum ve kuruluşların, tüm paydaşların siyaset veya rant gözetmeden bu süreci desteklemesi, elbirliğiyle gerekli uygulamaların gerçekleştirilmesi büyük önem arz etmektedir" diye konuştu.

Kanunun yürürlüğe girmesiyle hazırlanacak yönetmelikler doğrultusunda riskli yapıların tespit edileceğini ifade eden Bayraktar, binasını yıkma gücünde olmayanlar için de kolaylıklar sağlanacağını belirtti.

Kredi verilecek
Kanunun özünde anlaşma usulünün esas olduğunu ve yapısının riskli olduğu tespit edilen kişilerin uygulamayı yapacak idare ile anlaştıkları takdirde yolun açılacağının altını çizen Bayraktar, "Binasını yıkma gücü olmayan insanlara ilişkin kanunda gerekli kredi imkanları öngörülmüştür. "Konutunu ve işyerini kendi imkanları ile yapmak veya edinmek isteyenlere de kredi verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Kanun ile uzlaşma yolu ile anlaşanlara gerekli kredi desteği, konut, işyeri, arsa, konut sertifikası verilmesi gibi destekler ile vatandaşlara farklı alternatifler sunulması hem kamulaştırmadan doğabilecek maddi yükü azaltacak hem de vatandaşların istedikleri şekilde uygulamanın yapılmasını sağlayacak" diye konuştu. Bayraktar, "Devletin göz göre göre vatandaşların bilimsel olarak riskli olduğu tespit edilen yapılarda oturmasına göz yumması söz konusu olamaz. Uygulamaları gerçekleştirmek için de kamulaştırmayı kullanması gerekmektedir" dedi.

Yasa ile sosyal devletin gereği yerine getirilecek
Kentsel dönüşüm uygulamalarında en önemli hususun halkın desteği olup halkın bu sürecin kendileri için sağlıklı, güvenilir ve yaşanabilir mekanlar oluşturulması olduğu bilincine sahip olmaları ve desteklerinin büyük önem taşıdığını belirten Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, "Yapılacak uygulamalar vatandaşların can güvenliğini sağlamak amaçlı, sosyal devlet ilkesi gereği devletin bu konuda üzerine düşen görevleri yerine getirmesine yöneliktir"

Mevzuat pratik olmaktan uzak
Türkiye'de afet sonrası uygulamalara ilişkin mevzuatın olduğunu ancak afet öncesi tedbir alınmasına ilişkin hükümlerin yetersiz kaldığını vurgulayan Bakan Erdoğan Bayraktar, "Farklı kanunlarda farklı hükümler bulunması ve mevzuatın dağınık olması akıcı bir uygulama süreci sağlayamamaktadır. Mevcut mevzuat, finansman boyutunun zayıflığı, yaptırım gücünün olmaması nedeniyle uygulamada pratiklik sağlamaktan uzak ve dağınık" ifadesini kullandı.

Ege Yapı Group Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı:
En büyük sorun niteliksiz yapılar

Ege Yapı Group Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, kentsel dönüşüm projelerinin inşaat sektörünün büyüme lokomotifi olacağını söyledi.

İnanç Kabadayı, "Bu yılın sektörümüz açısından en önemli konularından biri de kentsel dönüşüm olacak. Çarpık kentleşmeye bağlı olarak depreme karşı dayanıksız ve niteliksiz yapı stoku Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri durumunda. Van'da yaşanan üzücü deprem felaketinin ardından tekrar yoğun bir şekilde gündeme gelen kentsel dönüşümünün önünü açacak olan yasa da Meclis gündeminde" dedi. Bu yılın inşaat sektörü açısından en önemli konularından birinin kentsel dönüşüm olacağının altını çizen İnanç Kabadayı, "Çevre ve Şehircilikten Sorumlu Devlet Bakanımız Sayın Erdoğan Bayraktar'ın kısa zamanda realize edilmesini sağladığı kentsel dönüşüm kanununun TBMM'de yasalaşmasıyla birlikte hayata geçecek büyük projeler kentlerimizin daha nitelikli ve güvenli bir konut stokuna sahip olmasını sağlayacak. Kentsel dönüşüm projeleri sadece bu projelerden yeni konut sahibi olacak insanları değil, halihazırda bu bölgelerde yaşayan insanlarımızın da güvenli ve çağdaş konutlarda yaşamalarına imkan verecek" diye konuştu.

Kurtuluş için fırsat
Ege Yapı Group Yönetim Kurulu Başkanı inanç Kabadayı, "Depremden ders çıkarmak ve güvenli yapılarda yaşamak için kentsel dönüşüm halkımız için de büyük bir fırsat. Bu önemli projede kamu ve özel sektör olarak el ele verip üzerimize düşen sorumluluğu layıkıyla yapacağımıza inanıyorum" dedi.

Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu:
Bu iş fazla gecikmesin

Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, kentsel dönüşümle ilgili çıkarılacak Afet Riskli Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'u çok fazla önemsediklerini söyledi. Ali Ağaoğlu, Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu ve kentsel dönüşümün altından kolayca kalkabileceğini belirtti.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Ali Ağaoğlu, ülke genelinde 19 milyon konutun olduğunu ve söz konusu mevcut yapı stokundan 10 milyonunun yıkılıp yeniden yapılması gerektiğini ifade etti.

Devlet politikası
Deprem yıkmadan önce kentsel dönüşümün mutlaka gerçekleştirilmesi gerektiğinin altını çizen Ali Ağaoğlu, "Ben belediyelerin bu dönüşüm işinin altından kalkabileceğini düşünmüyorum. Bunun bir devlet politikası haline gelmesi gerekiyor. Bu yasanın çıkışıyla birlikte gerçek bir devlet politikası haline gelmiş olacak. Ancak bundan sonra kimse bu dönüşümü daha fazla geciktirmemeli" dedi.

Ağaoğlu, kentsel dönüşümle birlikte hem halkın elindeki mülkün değeri artacağını, hem de halkın zenginliğinin artması sonucu devletin daha zengin olacağını ifade etti.

Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum:
Yasa, rantı değil deprem odaklı kentsel dönüşümü içeriyor

Kentsel dönüşüm ile ilgili yasaya sahip çıkmanın vicdani sorumluluk olduğuna dikkat çeken
Murat Kurum 'Yeni bir Türkiye için tüm kesimler el ele vermeli' dedi
 
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın hazırladığı kanun tasarısının yasalaşmasıyla vatandaşların afetlere karşı güvenli yapılara, güvenli bölgelere kavuşacaklarını belirten Murat Kurum, "Bir yandan da yıkılan alanlarda bütüncül bir planlama anlayışı ve yeni altyapı ve ulaşım sistemleri ile şehirlerin daha düzenli hale gelmesinin sağlayan düzenli bir yapılaşmaya gidilecek böylece kaynak israfı engellenecek" dedi.

2012 yılının en önemli konuları arasında yer alan kentsel dönüşümde hükümet kararlılığını devam ettiriyor. Kentsel Dönüşüm denilince ilk dönemlerde yıkıp yeniden yapma akıllara gelmekteyken, sonrasında bu anlayış mevcut dokunun korunarak fiziksel özelliklerinin altyapı getirilerek sağlıklaştırılması olarak anlaşılması gerektiği daha iyi idrak ediliyor. Konuyu Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum ile konuştuk. Kurum, kentsel dönüşüm sürecini hızlandırmak amacıyla yeni dönemde kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın konunun üzerine hassasiyetle gittiğini söyledi.

Emsal artışına karşıyım
Kentsel dönüşümün emsal artırımı ile hızlandırılmasına karşı olduklarını, böyle bir uygulamanın yanlış olacağını belirten Emlak Konut GYO Genel Müdürü Kurum, "Bu kentsel dönüşüm olmaz rant sağlama aracı olur ki zaten böyle bir niyet de yok. Kentsel dönüşümün bölge emsalleri doğrultusunda yapılması daha doğru olur diye düşünüyorum. Yoksa belirli bir bölgede birbirinden farklı emsaller uygulamak ya da bu emsalleri arttırmak işi içinden çıkılmaz bir hale getirir. Bölgelerin cari emsalleri ne ise onun muhafaza edilmeli" diye konuştu.

Yasanın rantsal değil deprem odaklı dönüşümün önünü açtığını, firmalar, sivil toplum örgütleri ve riskli binalarda yaşayanlar için bu yasanın öneminin büyük olduğunu vurgulayan Kurum "Türkiye'nin geleceği bu yasa ile inşa edilmeli. İstanbul'un  çehresini değiştirecek bu yasaya sahip çıkmak vicdani bir borç ve sorumluluktur" dedi.

3'te iki çoğunluk kararı sistemin önünü açar
Dönüşümün merkezine emsal artışını oturtmamak gerektiği konusunda açıklama yapan Murat Kurum, "Kat mülkiyeti kanununda üçte iki çoğunlukla karar alınabilmesine yönelik yapılan değişiklik sistemin önünü açacak önemli bir düzenleme. Kaldı ki depreme karşı dayanıksız olan binalarda böyle bir çoğunluk da aramadan kamu otoritesi gerekeni yapacak. Bu uzun soluklu bir çalışma olacak. Kimse birkaç yılda her şeyin tamamlanmasını beklemesin. İyi bir başlangıç olacağını düşünüyorum" ifadesini kullandı.

İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan:
Dönüşüm yapı stokuna göre şekillenmeli

İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, kentsel dönüşüme olumlu baktıklarını,  İstanbul'un yıkıldıkça güzelleşeceğini söyledi. İnan, kentsel dönüşümün yapı stokuna göre şekillenmesi gerektiğini de kaydetti.

Serdar İnan, kentsel dönüşümün deprem, estetik ve tarihsel dönüşüm olarak önem kazandığına değindi. İnan, "Semtler doğru ancak neredeyse tüm İstanbul'un dönüşmeye ihtiyacı var. Ancak acil kentsel dönüşüm acil deprem dönüşümü olduğu için ilk önce dere yatakları ve zayıf binaların dönüşmesi gerekiyor" dedi.

Kısıtlayıcı önlemler
Eskiden devlet işlerinde yer almamak anlamında prensip kararı aldıklarını ancak şimdi devletin gayrimenkul sektörüne direkt komuta ettiğini belirten Serdar İnan, "Bu manada yapılacak çok iş var. Biz de bu projelerde yer almak istiyoruz" diye konuştu.

Konuşulan kentsel dönüşüm yasasında hukukçuların dikkat etmesi gereken uygulamaya yönelik kararlara işaret eden İnan, "Kentsel dönüşümü iki ayrı grupta işlemek gerekir. Birincisi depreme dayanıksız. Depremde yıkılıp can kaybına neden olacak yapılar. Diğeriise sosyal donatı alanları yetersiz, metropolde estetik ve insani yaşayış anlamında kısıtlı yapılar.  Böyle yapılarda mülkiyet hakkında da kısıtlayıcı önlemler alınması ve kullanımda keyfi uygulamaların önüne geçilmesi gerekiyor" diye konuştu.


Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Dumankaya:
Yeniden yapılanma hayatın dönüşümü

 
Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Dumankaya, kentsel dönüşümün Türkiye'nin her zaman öncelikli konularından biri olmaya devam edeceğini söyledi.

Dumankaya, "Terör, trafik veya ekonomik sorunlar çözülecek. Ancak kentsel dönüşümü çözmek uzun zaman alacak. Siyasiler, belediye başkanları bundan sonra belki en büyük vaatleri arasına kentsel dönüşümü koyacaklar" dedi.

Devlet politikası
Kentsel dönüşümün aynı anda olmasının zor bir iş olduğunu, her şeyden önce finans yönünün ağır bastığına dikkat çeken Dumankaya, "Bu iş milyar dolarları bulur. Dolayısıyla kentsel dönüşüme gücü yetmeyenlere devlet veya belediye sübvanse yolunu seçebilir" diye konuştu.

Kentsel dönüşümün hızlı bir reaksiyonla yapılmasının doğru olmayacağını belirten Dumankaya, işin planlı, programlı, bütçeli iyi düşünülerek gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti. Dumankaya, "Hatta bu mesele bir devlet politikası olarak iktidarların iktidarlara devredebileceği bir program olmalı. Hızlı hareket edilirse büyük hatalar ortaya çıkar" dedi.

Kentsel dönüşümün bir moda, bir rüzgar olarak algılanmaması gerektiğine vurgu yapan Uğur Dumankaya, "2 ayda yapacağınız bir inşaat için bile 2 yıl uğraşıyorsunuz. Sayın Bakanımız masanın iki yanında olduğundan dolayı bu işleri iyi görüyor. Planlamalar da herhalde başlatılacaktır. Zaman alacak belki ama kentsel dönüşümü bir hayatın bir parçası olarak görmek zorundayız. Yani kentsel dönüşüm aslında hayatın dönüşümü" diye konuştu.

2013’te farklı bir çıkış bekleniyor
İnşaat sektöründe 2013 yılında bir çıkış olacağını ancak farklı bir konsept ve segmentte değişimin beklendiğini belirten Uğur Dumankaya, "Gayrimenkul sektörü inanılmaz değişiyor, çok yetenekli oyuncular var, önden gidenler, risk alabilenler var. Türkiye çok hızlı ilerliyor" dedi.

DAP Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz:
Türkiye'yi yeniden inşa etmek şart

DAP Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, sadece İstanbul değil tüm ülkede çarpık yapılaşmanın ortadan kaldırılması için yeni projelerin elzem olduğunu söyledi.
Yılmaz, İstanbul'da gecekondulaşmanın 1930'lu yıllarda başladığını, bugün itibariyle şehrin yüzde 70'inin kaçak yapılaşma ile oluştuğunu hatırlattı. 1999 yılında meydana gelen Marmara depremi ile vahametin ortaya çıktığını belirten Yılmaz, "Bugün şehrin dört bir yanında yeni ve güzel projeler üretiliyor olmakla birlikte, gecekondular da kimi iki katlı, kimi de müstakil ev adı altında varlığını sürdürüyor. İstanbul başta olmak üzere bütün Türkiye'yi yeniden inşa etmek, binaları düzeltmek gerekiyor. İnsanlara, hak ettikleri şekilde güvenli ve modern ortamlar sunulmalı" dedi.

Müdahale kaçınılmaz
İstanbul'un dinamik yapısı paralelinde, fiziksel mekanın yanında sosyal profilin de sürekli değiştiğine vurgu yapan Yılmaz, "Dikkat edilirse, 1900-1923-1950-1970-2000 tarihli İstanbul portreleri hem fiziksel anlamda hem sosyal anlamda birbirinden çok farklı. Kentler kendi kendini değiştirebilme kapasitelerine sahip değilse kendiliğinden veya kamusal müdahale yoluyla değişebilir. 

Yenileme, kentlerin bu değişime ayak uyduramamış ve kendini yenileyememiş bölgelerinde gerekirse kamu müdahalesi yoluyla gerçekleşir" diye konuştu.

Kentsel dönüşümde tercih edilenin her mülk sahibinin proje alanında hakkını layıkıyla alması olduğuna dikkat çeken Ziya Yılmaz, "Dönüşüm yapılırken mevcut binalardaki kullanımlarına uygun olarak hak sahiplerinin yeni projeden pay alma hakkına kavuşmaları sağlanmalı" dedi. Yılmaz bununla ilgili uzlaşma sürecinde mal sahiplerinin toplantılar yoluyla projeler hakkında bilgilendirilmesinin önemli olduğu nu kaydetti.

DAP'ın ilgi alanları
Zeytinburnu, Ümraniye, Pendik ve Avcılar'dan başlayacak kentsel dönüşüm hareketi inşaat sektörünü doğal olarak çok yakından ilgilendirdiğini belirten Ziya Yılmaz, "Bu ilçelere komşu bölgelerde; örneğin Pendik'in batısındaki Kartal'da ve Maltepe'de bizim de projelerimiz var. Pilot uygulamaların dalga dalga yayılacağını ve ilerleyen süreçte ülkemizin modern bir çehreye kavuşacağını umuyoruz" ifadesini kullandı.
 
Ege Koop Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aslan:
Kentsel donuşum iyi bir koordinasyon işi

Kentsel dönüşüm, bozulma ve çökme olan kentsel alanın ekonomik, toplumsal, fiziksel ve çevresel koşullarının kapsamlı ve bütünleşik yaklaşımlarla iyileştirilmesine yönelik olarak uygulanan strateji ve eylemlerin bütününü ifade eden yöntem. Konuyu İzmir merkezli Ege Koop'un Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aslan ile konuştuk. Aslan, kentsel dönüşümün inşaat sektörünü hareketlendireceğini ve ciddi bir istihdamın önünü açacağını belirtirken, tek başına yasa çıkarmanın sorunu çözmeyeceğinin altını çizdi. Aslan, "Bu yasa çok ama çok gerekli ancak mevcut haliyle yeterli değil. Yasanın uygulanmasına dair bir yönetmelik hem de detaylı bir yönetmelik şart. Hatta keşke mümkün olsa kentsel dönüşümün yapılacağı her bölgenin, fiziksel, demografik, mülkiyet, sosyal yapısı ve özelliklerine uygun şekilde uygulama yönetmeliği hazırlanabilse. Her bölge için ayrı ayrı modelleme yapılabilse ve koşulları, uygulama öncesi belirlense. Bu yapıldığı taktirde yoruma mahal vermeyecek şekilde o bölgede Kentsel Dönüşüm doğru yönetilebilir diye düşünüyorum" dedi.

Doğru kurgulanmalı
Kentsel dönüşümün öncelikle doğru kurgulanması ve modellenmesi gereken bir uygulama  olduğunu dile getiren Aslan, "Sosyal boyutu da dikkate alınması gereken bir süreç yönetimi. Tek başına yasa çıkararak, kararname geçirerek, yönetmelik yayınlayarak ya da kimi kentlerde olduğu gibi bireysel kararlar alarak dönüşümde başarı sağlanamaz. Başka bir ifadeyle iyi bir koordinasyon işidir" dedi.

"Kentsel dönüşüm temel felsefesi; yerel yönetim, merkezi yönetim ve sivil toplumun katılımını, güç birliğini ve işbirliğini öngörmektedir" diyen Hüseyin Aslan, "Bu sürecin en önemli aşamalarından biri olan inşaat sürecinde ise gerek finans gerekse donanım yönünden kuvvetli firmalar mevcut, ancak gerekli denetimin sağlanması şart. Bu konuda ilgili idarelere çok görev düşüyor" ifadesini kullandı.

Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım:
2012 yılına damgasını vuracak

Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, bu yıl kentsel dönüşüm yasasının çıkmasıyla gayrimenkul sektörünün yüzde 10-15 büyüyeceğini öngördü.

Durbakayım, "2012'ye damgasını vuracak gelişme, kentsel dönüşüm projeleri olacaktır. Yaşanan Van depremi ile küllenmeye başlayan İstanbul deprem olasılığının tekrar gündeme gelmesi, kentsel dönüşümün önündeki kat mülkiyet kanunu gibi birçok engelin aşılmasını sağlayacak. 2012 özellikle ikinci yarısında kentsel dönüşümün önünü açacak Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi, 2B ve mütekabiliyet yasalarının çıkmasıyla birlikte ardı ardına büyük projelerin çalışmaları başlayacak. Özellikle şehir merkezlerindeki bina yenilemelere yönelik hummalı bir proje yarışı olacak" dedi.

Anadolu Yakası'nda Kartal, Maltepe ve Tuzla üçgeni arasında kalan hinterlandın 2012'nin en dikkat çeken bölgesi olacağına işaret eden Durbakayım,  “Karadeniz yönünde ise Ağva'ya Doğru Çekmeköy'den itibaren büyüme yaşanacak. Diğer taraftan Avrupa Yakası'nda TEM yolunun iki tarafındaki gelişme devam edecek. Mahmutbey - İkitelli - Silivri güzergahı dikkat çekecek diye düşünüyorum" ifadesini kullandı. 

Özellikle kentsel dönüşüm yasasının çıkmasıyla birlikte birçok merkezi bölgedeki eski bina ve apartmanların yenilenmesi için çalışmaların da start alacağını vurgulayan Nazmi Durbakayım, "Kanaatimce bu çalışmalar kentin birçok güzide yerini şantiyeye dönüştürecektir. Buraya kadar her şey güzel. İstihdam artacak, ekonomi canlanacak ve hepsinden önemlisi insanlar deprem riski taşımayan konutlarda oturacak diye düşünebiliriz" diye konuştu. Teknik Yapı olarak kentsel dönüşüm için yaptıkları çalışmaları da anlatan Nazmi Durbakayım, "Yıllarca Kadıköy'de sivil kentsel dönüşüm adını verdiğimiz çalışmalarımızda binaları tek tek yenileyerek deprem riskini ortadan kaldırıyorduk. Son üç yılda ise bu çalışmalarımızı daha büyük ölçekli projelere yönlendirdik. Mesela 427 konutluk Uçaksavar Sitesi’ni yine sivil inisiyatif doğrultusunda yeniden yapma çabalarımız vardı ve bu yıl içinde inşaata başlamayı öngörüyoruz" dedi. Fikirtepe'de 3 adada planladığı projeler için hak sahiplerinin büyük bölümüyle anlaşma sağladıklarını vurgulayan Durbakayım, "Adalardan biriyle tamamen anlaşma sağladık. Toplam büyüklüğü yaklaşık 52 bin metrekare olan üç adada 2 bin 600 civarında daire gerçekleştirmeyi planlıyoruz" ifadelerini kullandı.

1970'lerde oluşan tehlikeye dikkat
Kanunların çıkmasıyla birlikte konut yapım işini profesyonelce sürdüren firmalar tarafından yapılmasına dikkat edilmesi gerektiğini belirten Durbakayım, "Bu çalışmalar sıkı bir denetim altına alınmazsa ortaya 1970'lerde olduğu gibi bir çok müteahhit çıkacaktır. Bu durum, sektör açısından büyük bir tehlikedir. Kentsel dönüşümle beraber 1970'lerdeki inşaatçı müteahhit furyasını tekrar yaşamamak gerekir" diye konuştu.

Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk :
Fikirtepe doğru proje ancak geri adım atılmasın

Fikirtepe'deki kentsel dönüşümün başarılı olduğunu belirten Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, bu haliyle başlatılan uygulamanın sürdürülmesi gerektiğini bildirdi

Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, İstanbul'un bir deprem riskinden kurtarılması konusunda başta kentsel dönüşüm olmak üzere yapılan çalışmaları memnuniyetle karşıladıklarını, ancak yapılan uygulamalarda yüksek derecede tenkit edilebilecek noktalar olduğunu söyledi.

Öztürk, "Kentsel dönüşüm yasasının bu şekliyle çıkmaması lazım. Bu tasarıda kat mülkiyeti kanunu oranını benimsiyorum ama diğer taraflardaki kamulaştırma anlayışını, Büyükşehir Belediyesi'nin yetkilerinin Ankara'da toplanmasını kesinlikle paylaşmıyorum" dedi. Başkan Öztürk, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın "Kentsel dönüşüm ile ilgili riskli alanlarda vatandaş evini yıkmazsa biz yıkacağız" sözünü de hatırlatarak, "Bu söylem son derece yanlış. Kamulaştırmadan söz ediliyor ve imar konusunda kişilerin mülkiyet hakkına el atılıyor. Halbuki insanların kendi mülkiyetleri ile ilgili çözümleri siz getireceksiniz insanlar çözecek" dedi. Bu konuda Fikirtepe'deki kentsel dönüşümün doğru ve örnek bir proje olduğunu ifade eden Öztürk, "Hükümet kamulaştırma ve el koymadan bahsediyor. Böyle şey olmaz. Konut yapacaksanız, benim dairemi yıkıp, bir başkasına satamazsınız. Bu kamu ihtiyacı değil. Okul, ibadethane, yol kültür merkezi, yeşil alan yaparsın, tamam. Bunlar kamu hizmeti. Ama siz benim evimi yıkıp bir başkasına satmak için konut yapamazsınız. Buna o zaman özel mülkiyete tecavüz denir. Dolayısıyla yıktığınız zaman insanlara
tanımalısınız" diye konuştu.

Fikirtepelilerin verilen imar hakkıyla müteahhitlerle işi çözmeye çalıştıklarını ancak bu anlaşmaları sekteye uğratacak çeşitli uygulamaların devreye alınma çalışmalarının olduğuna vurgu yapan Selami Öztürk, "Fikirtepe İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bir başarısı. Şimdi yürüyen iş baltalanmaya çalışılıyor. Fikirtepe'deki kentsel dönüşüm, geri dönüşüm olmamalı" dedi.

Kentsel dönüşüm nasıl hızlandırılır
Kentsel dönüşümün akıllıca ve hakkaniyetle teşvik edilmesi gerektiğini belirten Selami Öztürk, “ Fikirtepe örnek. İnsanlar çatır çatır anlaşıyor. Bunu bizim Kadıköy'de Fenerbahçe, Moda, Suadiye, Feneryolu'nda da rahatlıkla yapabilirsiniz. İnsanlar dairesinin yenilenmesini istiyor, ama yapacak gücü yok. Siz komşunuzla birleştiğinizde size 0.5 daha fazla imar hakkı vereceğim dediğinizde bu iş  çözülür. Ne olacak 2 kat da müteahhide versinler. Yani işin iksiri hak ve emsalin artırılması diye konuştu. 

Ukra İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Yavuz:
İmarda sınırlama kalkmalı

Kentsel dönüşümle ilgili yükseklik sınırlamasının başarılı projeleri engelleyeceğini vurgulayan Yavuz, çoğunluk esasının bir an önce hayata geçmesi gerektiğini söyledi

Kentsel dönüşüm özellikle İstanbul için bir gereklilik haline geldi. Çünkü çarpık kentleşme trafikten altyapıya, kültürel farklılıkların getirdiği toplumsal sorunlardan hava kalitesinin düşmesine kadar çözüm bekleyen pek çok soruna neden oluyor, İstanbul'daki evlerin ortalama yüzde 80'i iskan sorunu yaşıyor ve önemli bir bölümü de depreme dayanıksız. Tüm bu sorunlar da kentsel dönüşümü kaçınılmaz kılıyor.

Kentsel dönüşümünün önemli oyuncularından Ukra İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Yavuz düşüncelerini paylaştı. Ukra İnşaat olarak kentsel dönüşüm ile yakından ilgilendiklerini ve bu amaçla ilk uygulama alanı olan Fikirtepe'de ofis açtıklarını, gelişmeleri izleyerek bölge halkıyla görüşmeler devam ettiklerini söyleyen Atilla Yavuz, "Ancak bölgeye verilen yüksek emsalin bölge halkının beklentilerini aşırı yükselttiğini görüyoruz. Bunun yanı sıra bölgeye getirilen yükseklik sınırlamasının başarılı projeler yapılmasını engelleyeceğini düşünüyoruz. Maalesef bölge halkı bir araya gelerek anlaşma yapmakta zorlanıyor. Bu yüzden yeni çıkacak kanunun "kamulaştırma" türü bir uygulama ile asgari yüzde 75 çoğunluk esasını içermesi gibi hükümlerinin işlevsel hale gelmesini bekliyoruz" dedi. Kentsel dönüşümde hedeflenen bölgelere yüksek rantların verilmemesi gerektiğini düşündüklerini, bu noktada yapılması gerekenin kamu vicdanını yaralamadan ve bölge halkını aşırı beklentiye sevk etmeden sağlıksız konuta karşı sağlıklı konut sağlanması olduğunu dile getiren Atilla Yavuz, "İmar rantının hasılat paylaşımı modelleri çerçevesinde yine kamu faydasına aktarılmasıdır. Çünkü bu bölgeler çoğunlukla Hazine arazilerinden işgal edilmiş yerler ve neticede tüm kamunun faydasına bir dönüşüm sağlanmalı.

Amaç hasbelkader bir yer işgal etmiş insanlara tüm hayatlarım değiştirecek bir rant sağlanması olmamalı. Sağlıksız konut stokunun yenilenmesi ve kentsel rantın en doğru şekilde kamu faydası için kullanılması amaçlanmak" diye konuştu. Yavuz, Fikirtepe'nin yaklaşık yüzde 8'ine yakın alanıyla ilgilendiklerini ve anlaşmalar tamamlandığında 2500 - 3000 konutluk bir projeyi hayata geçirmeyi planladıklarını sözlerine ekledi.

Ukra'dan yeni projeler
2012 yılı içerisinde Avrupa yakasında Beylikdüzü ve Esenyurt bölgesi, Anadolu yakasında ise Fikirtepe-Kentsel Dönüşüm, Kartal, Kurtköy, Maltepe'de görüşmelerimiz devam ediyor. Bunların haricinde Anadolu'da da proje düşüncemiz 2012 yılı içerisinde hayata geçebilir. Bu projelerimizde yine ilk evinir sahibi olan, beyaz yaka yeni evli genç kitleyi ve yatırımcıları hedefliyoruz.

Fikirtepe'de vaatlerimizi yüzde 100 karşılayacağız
Fikırtepe'ye ofis açarak ilk günden itibaren açık iletişime ve bilgilendirmeyi ön plana aldıklarını belirten Ukra İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Yavuz, "Fikirtepe sakinlerine sözleşmeden teslime kadarki sürecin şeffaf olacağı ve vaatlerimizi yüzde 100 yerine getireceğimizi taahhüt ediyoruz. Aynı zamanda Fikirtepelileri, gerçekleştirilmesi mümkün olmayan vaatlere karşı da bilgilendirmeye çalışıyor, maksimum kazanç elde edecekleri bir proje hazırlamak üzere onlarla olan sürekli iletişimde olmaya özen gösteriyoruz" dedi.

GYODER Başkanı Işık Gökkaya:
Sorun partiler üstü uzlaşma ile aşılır

GYODER Başkanı Gökkaya, "Tasarının, siyaset üstü bir uzlaşma ile bir an önce yasalaşması yönünde çaba harcanmalıdır" dedi.
 
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemindeki "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı" ile ilgili Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı ve Yeşil GYO Genel Müdürü Işık Gökkaya, TBMM'ye çağrıda bulunarak, söz konusu tasarı ile ilgili partiler üstü bir uzlaşmanın şart olduğunu söyledi.

Yaşanan Marmara depremine karşın son yaşanılan Van depremi sonrasında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca çok önemli bir adım atıldığını hatırlatan Gökkaya, "Tüm tarafların katkıları da alınarak, afet ve özellikle de deprem riskine karşın insan hayatını korumaya yönelik geniş ve her açıdan yeterli bir yasa tasarısı hazırlandı. Bu kanun tasarısının amacı, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere, iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemektir. Bu sürecin başlatılmasında gecikilen her günün bedeli, insan hayatı ile ölçümlenebilecek ağır sonuçlar doğurabilecektir" şeklinde konuştu.

Ulusal seferberlik
Tüm bu sebeplerden ötürü bu tasarı üzerinden birtakım tartışmalara girilmesinin, son derece yanlış olacağına da dikkat çeken GYODER Başkanı Işık Gökkaya, "Tasarı elzem ve siyaset üstü bir mahiyete sahiptir. Siyaset üstü, partiler üstü bir uzlaşma ile yasama süreci bir an önce tamamlanmalı ve tasarı acilen yasalaşmalıdır. Hatta bu konuda gösterilecek uzlaşmanın, kanunun çıkışı itibarıyla 'yürütme' aşamasına da taşınması ve gerçekleştirilecek çalışmalara 'ulusal bir seferberlik' yaklaşımı ile destek verilmesi gerekiyor. Bu, siyaset üstü bir durum. Tasarının, partiler üstü bir uzlaşma ile bir an önce yasalaşması yönünde çaba harcanmalıdır" diye konuştu.

Kentsel Strateji Şirketi Kurucu Ortağı ve Şehir Plancısı A. Faruk Göksu:
Dönüşümde asli kriter uzlaşmadır

Sosyal, ekonomik, siyasi, mimari hatta psikolojik birçok alana yayılan etkisiyle gerçekleştirilmesinde birçok sorunla karşılaşılan kentsel dönüşüm ile ilgili birçok stratejist görüş belirtiyor. Kentsel Strateji Şirketi Kurucu Ortağı ve Şehir Plancısı A. Faruk Göksu da bu konuda akademik çalışmalarıyla dikkat çeken isimlerden. Göksu kentsel dönüşüm ile ilgili temel kriterleri anlattı.

Kentsel dönüşümde ilk adımın (6K) formüllü 'dönüşüm senaryosu' olduğunu belirten Göksu, önce kimlik, kapasite, kaynak, kalite, katılım ve kurgu (6K) temaları çerçevesinde bir 'dönüşüm senaryosu'nun yazılması gerektiğini, kentlerin tarihsel ve kültürel kimliğinden başlamak üzere kapasite ve kaynak analizlerini ortaya koyan kamu, özel ve sivil örgütlerin katılımının sağlandığı yeni kentsel kurgunun gerekli olduğunu söyledi.

Afet risklerine karşı
Kentsel dönüşümde ikinci sırada (6E) şeklinde ifade ettiği altı ilkeli 'stratejik planlama' olduğunu belirten Göksu, bunları da, sürdürülebilir gelişmenin temel ilkesi olan ekonomi, eşitlik ve ekoloji bileşenlerinin yanı sıra projelerin yapılabilirliği olarak gösterilen etkin olma, elde edilebilirlik ve entegrasyon olarak sıraladı ve "(6E) temel ilkelerini kapsayan bir 'stratejik ve eyler planlama' süreci, klasik imar planı anlayışı yerine geçmeli" dedi.

Uzlaşma yönetimi şart
Dönüşüm projelerinin doğası gereği uzlaşma gerektirdiğini, geniş katılımlı bir uzlaşma kültürünün oluşması ve katılım seviyesinin artırılması için 'bilgilendirme', 'bilinçlendirme', 'buluşma', 'beklentileri yönetme', 'belirsizlikleri ortadan kaldırma' ve 'benimseme' (6B) şeklinde önemli bir süreç olduğunu belirten Göksu, sürecin iyi yönetilmesi durumunda dönüşümde sorunların çoğunun halledilebileceğini ifade etti.

Kentsel dönüşümde diğer önemli konunun 'fon' olduğunu belirten Göksu, "Toplu Konut Fonu'na benzer bir Kentsel Dönüşüm Fonu özellikle gelir seviyesi düşük olanların kredi alma potansiyelini artırması ve yerel odaklı dönüşüm projelerinin gerçekleştirilmesi açısından önemli. İmar haklarının transferi ve menkulleştirilmesi kent merkezlerinde, dönüşümü zorunlu alanlarda, mülkiyetin toplulaştırılması için gerekli uzlaşmayı sağlayacak" dedi.
 
Sedat Yılmaz / SÖZCÜ