Sektörel

İnşaatta denetim nitelikli hale getirilmeli!

İNŞAAT Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı H. Çağdaş Kaya, Adana-Ceyhan depreminin 18'nci yıldönümü olduğunu belirterek, yeni can kayıplarının yaşanmaması için yapı üretiminin ve denetiminin nitelikli hale getirilmesi gerektiğini bildirdi.


İNŞAAT Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı H. Çağdaş Kaya, Adana-Ceyhan depreminin 18'nci yıldönümü olduğunu belirterek, yeni can kayıplarının yaşanmaması için yapı üretiminin ve denetiminin nitelikli hale getirilmesi gerektiğini bildirdi.



Türkiye'nin deprem kuşağında bir ülke olduğunun unutulmaması gerektiğini belirten Kaya, 18 yıl önce Adana'da ki depremde 145 kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi. Kaya, "1998 yılının 27 Haziranında Adana depremle sarsıldı. Ceyhan ve bağlı köylerinde daha ağır tahribata yol açan depremde, 145 insanımız hayatını kaybetmiş, bin 517 vatandaşımız yaralanmış, 76 bin konut ve işyeri depremden etkilenmiştir. Deprem, bölgemizdeki yapı stokunun depreme dayanıklı olmadığını ortaya çıkarmış ancak gerekliliğe rağmen deprem önlemleri hayata geçirilmemiştir" dedi.


DEPREM ÜLKESİYİZ

Türkiye'de nüfusun büyük bölümünün deprem tehlikesi altında olduğunu belirten Kaya şöyle konuştu:

"Ülkemiz topraklarının ve nüfusunun büyük bir bölümü deprem tehlikesi altındadır. Türkiye topraklarında 1900'lü yılların başından günümüze otuza yakın büyük ölçekli deprem meydana gelmiş ve resmi kayıtlara göre 100 bin civarında insan hayatını kaybetmiştir. Yapı stokunun mühendislik hizmeti almadan veya kısmen alarak ve yapı denetimi olmadan üretildiği, pek çoğunun güçlendirilmesi gerektiği, yine kayda değer ölçüde yapının yıkılarak yeniden yapılmasının zorunluluk olduğu bilinmektedir. Buna rağmen, daha çok rant amaçlı olan kentsel dönüşüm projeleri dışında, deprem kaygısını giderecek adımlar atılamamış, güvenli yaşam sağlanamamıştır. Kaldı ki kentsel dönüşüm projeleri kapsamında TOKİ tarafından üretilen konutlar yapı denetimden muaf tutulmakta, özellikle yoksul ve dar gelirliler için üretilen konutların bir iki sene içerisinde niteliksizliği açığa çıkmaktadır."

Hürriyet



Bu haber Çukurova Press'te şöyle yer aldı:


İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı H.Çağdaş Kaya, depremin yıkıcı etkisinin ancak yapı üretiminin ve yapı denetiminin nitelikli hale getirilmesi ile azaltılabileceğini bildirdi. 


Adana-Ceyhan depreminin 18. yılı nedeniyle yazılı açıklama yapan Kaya, "1998 yılının 27 Haziran'ında Adana depremle sarsıldı. Ceyhan ve bağlı köylerinde daha ağır tahribata yol açan depremde, 145 insanımız hayatını kaybetmiş, bin 517 vatandaşımız yaralanmış, 76 bin konut ve işyeri depremden etkilenmiştir. Deprem, bölgemizdeki yapı stokunun depreme dayanıklı olmadığını ortaya çıkarmış ancak gerekliliğe rağmen deprem önlemleri hayata geçirilmemiştir. Adana Ceyhan depreminin 18. yılında; bilimsel, mesleki bilgi ve gerekliliklere dayanarak belirtmeliyiz ki, depremin yıkıcı etkisi ancak yapı üretiminin ve yapı denetiminin nitelikli hale getirilmesi ile azaltılabilir" dedi. 


Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğuna dikkati çeken Kaya, "Ülkemiz topraklarının ve nüfusunun büyük bir bölümü deprem tehlikesi altındadır. 

Türkiye topraklarında 1900'lü yılların başından günümüze otuza yakın büyük ölçekli deprem meydana gelmiş ve resmi kayıtlara göre 100 bin civarında insan hayatını kaybetmiştir" diye konuştu.

 

Mevcut yapı stokuna bakıldığında da durumun iç açıcı olmadığının görüleceğini vurgulayan Kaya, TÜİK verilerine göre ülkemizde 20 milyon civarında yapı bulunduğunu, bu yapıların yüzde 60'ının 20 yaş ve üzerinde bulunduğunu, büyük oranda ruhsatsız ve niteliksiz olduğunu dile getirdi. 


"RANTA DAYALI AMAÇLAR TERKEDİLSİN" 

Ülkemizde, kentsel dönüşüm projeleri kapsamında, kentsel değerler, kentlilerin ortak kullanım alanları, kent merkezinde bulunan yüksek rant sağlayacak alanlar, kıyılar, meralar, stadyum alanları, kışlaklar, sit alanları ve benzeri tüm varlıklar sermaye gruplarının kullanımına açıldığını ifade eden Kaya, şunları söyledi: "Teknik, bilimsel ve mesleki gereklilikler kar hırsı nedeniyle göz ardı edilmektedir. Kamusal ve yargısal denetim askıya alınmaktadır. Odamız, doğrudan insan hayatıyla ilgili üretimde bulunan meslek mensuplarının tek ve merkezi örgütü olarak yıllardan bu yana, deprem tehlikesi ve deprem önlemleriyle ilgili; mevzuattan yapı üretim sürecine kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yürütmüştür ve yürütmeye de devam edecektir. 

Deprem bir doğa olayıdır ancak denetimsizliğin neden olduğu olumsuzluklarla afete dönüşmesi engellenmelidir. Mesleğimiz gereği açık ve net olarak söylüyoruz ki her şart ve her zemin altında güvenli yapı üretimi mümkündür. Yeter ki ranta dayalı amaçlar terkedilsin, insan yaşamını, toplumsal güvenliği ön plana alan bir yapı üretim süreci hayata geçirilsin. 

İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubemizin; ülkemizde, bölgemizde güvenli ve sağlıklı yapılaşma sağlanana kadar çalışmalarını sürdürmeye kararlı olduğunu Adana Ceyhan Depremi'nin 18. yılında bir kez daha kararlılıkla vurgularız."



Çukurova Press



Haber Yeni Adana Gazetesi'nd eşu şekilde yer aldı ;



İMO Adana Şube Başkanı H.Çağdaş Kaya, Türkiye topraklarının ve nüfusunun büyük bir bölümünün deprem tehlikesi altında olduğuna işaret ederek 100 yılda 100 bin insanı depremde kaybettiğimizi söyledi ve depremin yıkıcı etkisinin ancak yapı üretiminin ve yapı denetiminin nitelikli hale getirilmesi ile azaltılabileceğini bildirdi. 


Adana-Ceyhan depreminin 18. yılı nedeniyle yazılı açıklama yapan Kaya, "1998 yılının 27 Haziranında Adana depremle sarsıldı. Ceyhan ve bağlı köylerinde daha ağır tahribata yol açan depremde, 145 insanımız hayatını kaybetmiş, bin 517 vatandaşımız yaralanmış, 76 bin konut ve işyeri depremden etkilenmiştir. Deprem, bölgemizdeki yapı stokunun depreme dayanıklı olmadığını ortaya çıkarmış ancak gerekliliğe rağmen deprem önlemleri hayata geçirilmemiştir. Adana- Ceyhan depreminin 18. yılında; bilimsel, mesleki bilgi ve gerekliliklere dayanarak belirtmeliyiz ki, depremin yıkıcı etkisi ancak yapı üretiminin ve yapı denetiminin nitelikli hale getirilmesi ile azaltılabilir" dedi. 


Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğuna dikkati çeken Kaya, "Ülkemiz topraklarının ve nüfusunun büyük bir bölümü deprem tehlikesi altındadır. Türkiye topraklarında 1900'lü yılların başından günümüze otuza yakın büyük ölçekli deprem meydana gelmiş ve resmi kayıtlara göre 100 bin civarında insan hayatını kaybetmiştir" diye konuştu. 


Mevcut yapı stokuna bakıldığında da durumun iç açıcı olmadığının görüleceğini vurgulayan Kaya, TÜİK verilerine göre ülkemizde 20 milyon civarında yapı bulunduğunu, bu yapıların yüzde 60'ının 20 yaş ve üzerinde bulunduğunu, büyük oranda ruhsatsız ve niteliksiz olduğunu dile getirdi. 


Kaya, "Yapı stokunun mühendislik hizmeti almadan veya kısmen alarak ve yapı denetimi olmadan üretildiği, pek çoğunun güçlendirilmesi gerektiği, yine kayda değer ölçüde yapının yıkılarak yeniden yapılmasının zorunluluk olduğu bilinmektedir. Buna rağmen, daha çok rant amaçlı olan kentsel dönüşüm projeleri dışında, deprem kaygısını giderecek adımlar atılamamış, güvenli yaşam sağlanamamıştır. Kaldı ki kentsel dönüşüm projeleri kapsamında TOKİ tarafından üretilen konutlar yapı denetimden muaf tutulmakta, özellikle yoksul ve dar gelirliler için üretilen konutların bir iki sene içerisinde niteliksizliği açığa çıkmaktadır" dedi.


Ülkemizde, kentsel dönüşüm projeleri kapsamında, kentsel değerler, kentlilerin ortak kullanım alanları, kent merkezinde bulunan yüksek rant sağlayacak alanlar, kıyılar, meralar, stadyum alanları, kışlaklar, sit alanları ve benzeri tüm varlıklar sermaye gruplarının kullanımına açıldığını ifade eden Kaya, şunları söyledi: "Teknik, bilimsel ve mesleki gereklilikler kar hırsı nedeniyle göz ardı edilmektedir. 


Kamusal ve yargısal denetim askıya alınmaktadır. Odamız, doğrudan insan hayatıyla ilgili üretimde bulunan meslek mensuplarının tek ve merkezi örgütü olarak yıllardan bu yana, deprem tehlikesi ve deprem önlemleriyle ilgili; mevzuattan yapı üretim sürecine kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yürütmüştür ve yürütmeye de devam edecektir. 


Deprem bir doğa olayıdır ancak denetimsizliğin neden olduğu olumsuzluklarla afete dönüşmesi engellenmelidir. Mesleğimiz gereği açık ve net olarak söylüyoruz ki her şart ve her zemin altında güvenli yapı üretimi mümkündür. Yeter ki ranta dayalı amaçlar terkedilsin, insan yaşamını, toplumsal güvenliği ön plana alan bir yapı üretim süreci hayata geçirilsin.



Yeni Adana