İnşaatta üretim süresinin kısalması yeni projenin başlangıcı demek!
Assan Alüminyum'da hammadde fabrikaya girdikten 56 gün sonra satışa hazır hale geliyor. Artaş Yönetim Kurulu Başkanı Çetinsaya da inşaat sektöründe üretim süresinin kısalmasının kendilerini için yeni bir projenin başlangıcı anlamına geldiğini belirtiyor…
Türkiye’nin en büyük alüminyum üreticisi Kibar Holding’in yönetim kurulu başkam Ali Kibar, “Hammaddenin alımından, mamul haline getirilip satışına kadar geçen süreyi 90-100 günden 56 güne düşürdük” diyor.
Sadece Kibar değil, son dönemde pek çok şirket, hem artan rekabet hem düşen kâr marjları hem de hızla değişen piyasa koşulları nedeniyle bu süreyi azaltmanın yollarını arıyor. Halihazırda bugün pek çok şirket bu süreyi düşürmüş durumda. Yataş da bu şirketlerden biri. Son 5 yılda, hammaddenin girişinden ürün olarak çıkışma kadar geçen süreyi 60 günden 35 güne indirmeyi başardı. Otomotiv yan sanayi alanında faaliyet gösteren Ditaş’ta ise bu süre 55’ten 45 güne indirildi.
Capital'de yer alan habere göre; Sürecin kısalmasının pek çok avantajı da var. Üretimde yakalanan hız, işletme sermayesi yükünü azaltırken verimliliği artırıyor, üretim ve lojistik maliyetlerini de düşürüyor. Ayrıca bu sayede hammadde ve stok seviyeleri de minimuma çekiliyor.
Yaptığımız araştırma, son 5 yılda üretim ve tedarik süreçlerine yatırım yapan grupların, bu süreyi ciddi oranda kısaltmayı başardığını gösteriyor. Özellikle eskiye göre hammaddenin yurt dışı yerine yurt içi kaynaklardan temini, üretim ve lojistik süreçlerinde sürenin kısalmasında önemli etkenler arasında yer alıyor.
DÜŞÜŞ TRENDİ Mİ?
Peki bu konuda başarı yakalayan şirketler ne kadarlık bir kısalma sağlamış durumda? Yaşar Grubu’nun boya şirketi DYO’da hammaddenin alımı, hazırlanışı ve müşteriye satışına kadar ortalama 50 gün geçiyor. DYO Boya Fabrikaları Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Serdar Oran, bu sürenin sektörde 50-55 gün civarında olduğunu söylüyor.'
Mobilya şirketi Doğtaş Kelebek’te hammadde alımından ürünün üretilip satışına kadar geçen süre 60 gün. Şirketin CEO’su Ersin Serbes, bu sürenin 5 yıl önce 70-75 gün arasında değiştiğini belirterek gelişmiş ülkelerde 3 hafta olduğuna dikkat çekiyor.
Türkiye’nin önde gelen traktör üreticilerinden Erkunt’ta ise süre 48 gün. Şirketin yönetim kurumlu başkanı Zeynep Erkunt, son 3 yılda bu süreyi 11 gün öne çekmeyi başardıklarını söylüyor ve ekliyor:
“Yalın üretim çalışmalarıyla hat içindeki beklemeyi, malzeme ve yarı mamul stoklarını azaltmak için öncelikli ve kademeli yol haritaları çıkardık. Siparişe dayalı üretim esnekliğimizi artırmak ve talep tahmin metotlarımızda iyileştirmeler yapmak da bu sonuca ulaşmamıza yardım etti” diyor.
Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkam Hayrettin Çaycı, hammaddenin fabrikaya girişinden itibaren nihai ürüne dönüşmesi ve satışına kadar geçen sürenin 1 ay olduğunu belirtiyor. Ancak hammadde yerine yarı mamul girmesi durumunda bu süre 10 güne düşüyor.
Türkiye’nin en büyük şirketi Tüpraş’ta hammadde. alımından ürün satışına kadar geçen süre bir hafta. Genel müdür İbrahim Yelmenoğlu, 5 yıldır sürenin değişmediğini aktarıyor.
NASIL HIZ KAZANDILAR?
Son 5 yılda hammaddenin ürün haline gelip müşteriye satışına kadar olan süreyi kısaltmayı başaranların sırrı ise şirkete göre değişiyor. Yataş Grubu Teknik Genel Müdür Yardımcısı Ali Ömerli, eskiye göre daha hızlı üretip satmalarını sağlayan en önemli unsurun üretim süreçlerini yalın yönetim mantığıyla yapılandırmaları olduğunu söylüyor. Ömerli, “5 yıl önce üretim süreçlerimizde ciddi miktarda yarı mamul stoku vardı. Bugün ise sıfıra yakın yarı mamul stokuyla üretim sürecini yönetiyoruz. Bu da üretimin başından şevke kadar olan süreci hızlanıyor” diyor.
Saray Holding’e ait Saray Bisküvi’nin genel müdürü Enver Yelkenci, son 5 yılda gerçekleştirdikleri teknoloji, lojistik, makine parkuru, depolama yatırımları sayesinde hammadde alıntından ürünün satılmasına kadar geçen süreyi 45’ten 25 güne düşürmeyi başardıklarını belirtiyor. Yelkenci, üretim süreçlerini 20 gün nasıl hızlandırdıklarını şöyle anlatıyor:
“Üretimden satışa kadar olan süreyi kısaltmamızın nedeni, hammaddeyi yurt içinden tedarik etmek oldu. Yurt dışından tedarik edilen malzemelerin lojistik süreçlerinin hızlanması, yurt dışı kaynaklı tedarikçilerin yurt içinde temsilcilikler açması süreci kısalttı.”
Zücaciye üretimini yapan Hisar’ın ve ZÜCDER’in (Zücaciyeciler Derneği) yönetim kurulu başkanı olan İsmail Erdoğan, son 5 yılda hammaddeyi yurt içinden tedarik etmeleri sonucu üretimden satışa kadar geçen süreyi 120 günden 25 güne düşürdüklerini aktarıyor.
SÜREYİ NASIL KISALTTILAR?
Hemen her sektörden sanayiciler, süreçleri kısaltıp müşteriye daha hızlı ulaşmak için yatırım yapıyor. Daha hızlı olmayı sağlayan faktörlerin başında teknoloji ve makine alanlarında yapılan yatırımlar yer alıyor. Ayrıca yurt içinde hammadde üretimine yönelik yatırımlar da bir başka faktör olarak karşımıza çıkıyor.
Indesit Grubu'nu satın alarak Türkiye pazarına giren Amerikalı beyaz eşya devi Whirpool’da 5 yıl önceye göre hammadde ile satış arasındaki zaman 145 gün seviyesindeydi. Bugün bu süre 78 güne düştü. Şirketin Türkiye Endüstriyel Bölge Direktörü Görkem Suner, bu süreci özel siparişlerde yaklaşık 32 güne indirmeyi başardıklarını anlatıyor. Bu gelişmenin arkasında yatan başlıca unsur olarak ihtiyaç tahmin sisteminde teknolojinin yardımıyla yapılan iyileştirmeleri sayıyor. Görkem Suner, “Üretimde model dönüş sürelerini iyileştirilip müşterinin ihtiyacı olan minimum lot miktarlarını azalttık. Bu şekilde ortak depolama sistemlerini elimine ederek direkt müşterinin ihtiyacına göre ürün sevkiyatını gerçekleştirmeye başladık’’ diyerek bir durum değerlendirmesi yapıyor.
Üretim sırasında 304 çeşit hammadde kullandıklarını belirten Hisar ve Zücaciyeler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Erdoğan, hammadde gerçeğine dikkat çekerek şunları söylüyor:
“Sektörümüzde yurt içinde gerçekleştirilen yeni yatırımlar hammadde tedariki konusunda elimizi daha da güçlendirdi. Bu sayede üretim sürecimiz kısaldı.”
YENİ DÖNEM HEDEFİ
Şirketler geçmişe göre hammadde alımından satışa kadar geçen süreyi kısaltmış olsa da süreyi kısaltmak adına yaptıkları çalışmalar devam ediyor. Sonuçta müşterinin talep hızıyla uyumlu olan üretim süresini yakalamak hepsinin hedefinde... Örneğin Yataş Grubu’nun bu konudaki hedefi,
35 ila 40 gün arasında değişen bu süreyi daha da aşağı çekmek ve müşterinin talep hızı ile uyumlu süreyi yakalamak.
Yeşim Tekstil, hammaddenin alıntından satışa kadar olan süreyi bu yıl yüzde 10 daha düşürmeyi hedefliyor. Bu da sürenin ortalama 50 gün seviyesine inmesi anlamına geliyor.
Otomotiv yan sanayi şirketi Ditaş’ın icra kurulu başkanı Selim Baybaş, “Hedefimiz, stok devir hızında ortalamada 45 gün seviyelerine gelebilmek. Böylece hammaddenin satışa dönüşüm hızı artacağından, nakit varlığın artışı da hızlanacak” diyor ve ekliyor: “Kapasite daha etkin kullanılarak müşteriye daha hızlı cevap verilecek.”
Saray Bisküvi Genel Müdürü Enver Yelkenci’nin yeni dönem hedefi, hammadde alımından ürünün satışına kadar geçen süreyi 15 günün altına çekmek. Yelkenci, “Bunu gerçekleştirmek için operasyon süreçlerimizi, stok seviyelerini, sürdürülebilir tedarikçi ilişkilerini ve üretim verimliliklerini op-timize edip sürekliliklerini takip ediyoruz” diyor.
Mobilya sektöründe hammaddenin tesise girişinden satışa kadar geçen süre 60 ila 120 gün arasında değişiyor. 5 yıl öncesine göre bu sürenin kısaldığını belirten Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği Başkanı Nuri Gürcan, idealin 30 gün olduğunu ve üreticilerin de bunu hedeflediğini belirtiyor.
DÜNYADA KAÇ GÜN?
Hammaddesinin bulunduğu ülkelerde üretim yapan şirketler, bunu avantaja dönüştürüp süreçlerini kısaltıyor. Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı, bakır hammaddesi olan ülkelerde diğerlerine göre üretimin daha kısa sürede gerçekleştiğini belirtiyor ve ekliyor: “Bakır hammaddesinin üretilmediği ülkelerde ürününün hazır hale getirilip satılması, 30-60 gün arasında değişirken bunun tersi olduğu ülkelerde bu süre yarı yarıya azalıyor” diyor.
DEZAVANTAJLI
Uzak Doğu ülkelerinde üretimden satışa kadar geçen süre çok daha uzun. Bunun en önemli nedeni, üreticilerin daha hacimli üretim yapmasından kaynaklanıyor. Yeşim Tekstil CEO’su Şenol Şankaya, Uzak Doğulu şirketlerin entegre olmayan yapılarda üretim gerçekleştirdiğini, ayrıca ürün lojistik sürelerinin de bize göre uzun olduğunu belirtiyor. Şankaya, “Biz ise tekstilde uzun yıllara dayanan üretim tecrübesiyle daha hızlı ve daha küçük adetlerin üretildiği ürün gruplarında oldukça güçlüyüz” diyor.
EN HIZLILAR
Avrupa ve ABD gibi gelişmiş üretim tekniklerinin kullanıldığı pazarlarda süreç bize göre daha kısa. Örnek olarak dünyada atıştırmalık ve bisküvi üretiminde hammadde alımından ürünün üretilip satılmasına kadar geçen süre 20 gün seviyesinde. Bizde ise bu süre 25-32 gün arasında değişiyor. Hammaddenin yurt içi yerine yurt dışından temin edilmesi ise bu süreyi 60 güne kadar çıkarabiliyor. İşte bu nedenle Türk üreticiler, aynı sektördeki rakiplerine göre pazarda bir adım geride kalıyor.
ŞİRKETE NE SAĞLIYOR?
Üretim süreçlerindeki sürenin kısalmasının şirketlere pek çok avantajı var. Stok tutma maliyetinin azalması, verimliliğinin artması, müşteri memnuniyetinin yükselmesi bunlar arasında yer alıyor. En önemlisi de bu şekilde sanayiciler nakit döngüsünü iyileştirme fırsatı buluyor.
Sarkuysan Yönetim Kumlu Başkanı Hayrettin Çaycı, bu trendin katma değeri artırıp finans giderini azalttığına dikkat çekiyor. DYO Boya Fabrikaları Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Serdar Oran, süreyi kısaltmanın şirkete rekabet avantajı sağladığını belirterek “Çalışma sermayesinin etkin kullanımı verimlilik artışı sağlıyor. Son dönemde likidite önem kazandığından tahsilat ve ödeme vadeleri her sektörde en önemli gündem maddesi” diyor.
Yataş Grup Teknik Genel Müdür Yardımcısı Ali Ömerli, hammadde alımından ürünün satışına kadar geçen sürenin kısalmasının şirketinin çevikliğini artırıp değişikliklere adaptasyonunu kolaylaştırdığını belirtiyor ve ekliyor:
“Üretim süresi ne kadar kısaysa stok seviyelerinizde bu oranda iyileşme meydana geliyor. Sonuçta sermayenizi ne kadar az stokta tutuyorsanız bu oranda efektif sonuçlar alıyorsunuz.”
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Başkanı Eren Günhan Ulusoy da üretim süreçlerinin kısalmasının en önemli artısının stok ve finansman maliyetlerini aşağı çekmek olarak özetliyor. Un sektörü özelinde ideal sürenin 30 gün olduğunu belirtiyor.
Konut üretiminde de üretimden satışa kadar geçen sürenin kısalması pek çok avantaj sağlıyor. Bunların başında da müşteri memnuniyeti geliyor. Artaş Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya, inşaat sektöründe üretim süresinin kısalmasının kendilerini için yeni bir projenin başlangıcı anlamına geldiğini belirtiyor.