İrfan Kuriş: Devlet, Bodrum'a hiç sahip çıkmıyor
Kriz döneminde yatırım yapmak büyük cesaret istiyor. Birtur, Bimaş gibi lokomotif şirketlerin çatısı altında olduğu Tunçel Grubu`nun sahibi Uğur Tunçel, müteahhitliğinin yanına krize rağmen turizm yatırımını da ekledi
Bodrum Türkbükü`nde 35 milyon avroluk yatırımla Kuum Oteli`ni ve otelin yanındaki 37 evden oluşan rezidansı inşa etti. Kuum Oteli'nin işletme ortağı da ünlü İrfan Kuriş.
İrfan Kuriş, "Devletin Bodrum'a hiçbir desteği yok. Bir tek havaalanı var o da Bodrum'a gelmek isteyenler için bir saat uzaklıkta" diyor.
Uğur Tunçel de aslında otel yapmak gibi bir niyetinin olmadığını vurguluyor. Haklı da metrekaresi 3-5 bin avrodan en küçüğü 140, en büyüğü 337 metrekare olan ev satmak daha az baş ağrıtır.
Nitekim lüks evlerden birini satın alan Palmali Grubu'nun sahibi Azeri işadamı Mubariz Mansimov.
Paparazzi programlarının yaz mevsiminde en büyük `malzemesi' Bodrum`da da, Türkbükü`nde de sezon 40 günden fazla değil. Şezlonglara tüneyen ikoncanları da, para saçan zenginleri de ancak temmuz ayı başından, bilemediniz ağustos ayı ortasına kadar görürsünüz. Geri kalan zamanda Bodrum da, Türkbükü de ıssızdır. 40 günlük sezon için turizm yatırımı yapılır mı? Uğur Tunçel`in söz ettiği de bu.
Yatırımın verimli olabilmesi için Uğur Tunçel ile işletme ortağı İrfan Kuriş, 5 milyon avro daha harcayıp, 2 bin 200 metrekarelik alanda Türkiye'de hatırı sayılır bir önemi olacak `spa' kurmaya karar vermiş. Malum son dönemde `spa' yatırımları epey hız kazandı. Büyük şehirlerde yaşayanların en büyük kaçış noktası. Kuum Otel de Tayland merkezli MSPA tarafından geliştirilen `Aequalis Spa' ile farklı yorum getiriyor. İç mimar Çağlayan Tuğal`ın tasarladığı spa ile de Uğur Tunçel, yatırımının 12 ay hizmet verecek hale getirmeye çalışıyor.
Sigara içme hakkı
Havalar sıcak, tiryakiler restoranlarda, akşam keyfini bozmadan rahat rahat tüttürebiliyor. Restoranlar işin kolayını bulmuş, çatısını açan sigara içilebilir hale geliyor. Önümüz kış, soğuk havalarla birlikte sıkıntı da başlayacak.
İrfan Kuriş sigarayı seven tiryakilerden. İstanbul'daki Flamm restoranı için kara kara düşünüyor. Önerisi şu, `sadece sigara içilebilen restoranlar'a izin verilmesi. Devlet bu restoranlardan daha fazla vergi alacak, karşılığında da tiryakiler istediği gibi duman altı olabilecek.
`Hüseyin Çapkın, Münevver cinayetini çözer'
İstanbul Ortaköy'deki Esma Sultan Yalısı'nda İzmirlilerin, İzmir Ticaret Borsası ve VOB (Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası) Başkanı Işınsu Kestelli'nin davetinde, kapıdan içeri İstanbul'a atanan yeni Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın giriyor. İzmirliler, `İstanbul'a kaptırdıkları' emniyet müdürlerini sevgiyle alkışlıyor. Hüseyin Çapkın, tevazu içinde selamlaşıyor, tokalaşıyor. Korumalarını fark etmedik bile. Bizim, İstanbul'da alışık olmadığımız bir Emniyet Müdürü profili. Bırakın sokağı, nezih bir toplantı salonunda bile emniyet müdürlerinin korumalarının `itip, kakmasına' alışmıştık. İzmirliler yere göğe koyamıyor eski emniyet müdürlerini. Konak Belediyesi Başkanı Hakan Tartan, "Yalnız dolaşır, şov sevmez ama iş bitiricidir" diyor.
İzmir'den önce de Hüseyin Çapkın Bursa'da görev yapmıştı. TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) Yönetim Kurulu üyesi, Bursalı işadamı İlhan Parseker de öve öve bitiremiyor.
Sonra şunlar anlatıldı:
"Bir bakarsınız gecenin birinde Reyhan Pastanesi'nde (İzmir'in en bilinen, sembol yerlerinden) oturuyor, kentin nabzını tutuyor. İnsanları dinler, biri bir sorun anlattı mı hemen çözer. Ya da bir bakarsınız gecenin ikisinde bir polis karakolunda, denetimde."
Bir de şunu söylediler: "Göreceksiniz, en yakın zamanda Münevver cinayetini çözecek, katilleri yakalayacak."
İzmir, `fakirliğini' kurulla çözecek
Siyasi tercihleri özellikle son 30 yıldır hep başlarına bela. Türkiye'nin en büyük üçüncü kenti olarak sıralamada yer alsa da, İzmirliler hep `Devlete beş verip, bir aldıklarından' yakınır.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu`nun başkanlığında kurulan Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu, ilk toplantısını 6 Temmuz'da, ikincisini 6 Ağustos'ta yaptı, şimdi 25 Ağustos'taki toplantıya hazırlanıyorlar.
Amaçları, yabancı yatırımları İzmir'e çekmek, yerel dinamikleri harekete geçirerek, İzmir'de yerlilerin daha çok yatırım yapmasını sağlamak, bu arada Ankara'da da İzmir'in lobisini yapmak, hükümete İzmir'in taleplerini, ihtiyaçlarını aktarmak, baskı oluşturmak.
Aziz Kocaoğlu, 73 kişilik kurulda öncelikli projelerini sıraladıklarını anlatıyor. İzmir'in kalkınması için turizm, turizm başlığı altında da sağlık turizmi olmazsa olmaz bir sektör. Hızlı tren de öncelikler listesinde yer alıyor. Bir de İstanbul-İzmir otoyolu. İstanbul'dan başlayacak inşaat yıllar sürecek. İzmirliler de diyor ki, İzmir'den de kazma vurulsun ki hızla tamamlanabilsin.
Elbette İzmir'in makûs talihini kırmasında tek sorun siyasi tercihleri değil. Dışarıdan bakıldığında İzmir iş âlemi, siyasetçileri, sivil toplum örgütleri hatta gazetecileri bir birlik oluşturmuş gibi görünüyor. Biraz içeri girdiğinizde anlıyorsunuz ki herkes birbirinin aleyhinde konuşuyor.
Funda Özkan/Radikal