Genel

İSPARK İBB kararıyla denize taşınıyor!

Özay şžendir Star Gazetesi'ndeki Gölge Başkan adlı bugünkü köşesinde 'İSPARK denize taşınıyor' başlıklı yazıyı kaleme aldı

Uzun zamandır konuşuldu ama sonunda İstinye ve Tarabya koylarına yapılacak yüzer iskelelerin kararı İBB Meclisi"nden geçen ay oy birliğiyle geçti.

Bu cümlenin kısa anlatımı şu; yakında her isteyen Boğaz kıyısına istediği gibi tekne bırakamayacak.

Proje Tarabya ve İstinye ile başlayacak ama hemen ardından Paşabahçe, Sarıyer, Büyükdere, Beykoz Keçilik, Kanlıca, çubuklu, Göksu, Bebek, Arnavutköy diye devam edecek.

Yani tüm iskeleler tamamlandığında halk gerçekten sahil şeridine kavuşmuş olacak.

Ekonomik açıdan baktığımızda maliyeti yüksek bir proje bu.

Sadece Tarabya ve İstinye iskeleleri için harcanacak para 12 milyon doları bulacak.

Bedel yüksek ama sağlayacağı fayda ve İstanbul"un ihtiyaçları bu faturayı önemsiz kılıyor.

Proje Başbakan Erdoğan"ın başkanlığında toplanacak Yüksek Koordinasyon Kurulu"nun imzasıyla yapım aşamasına gelecek ve bittiğinde mutlaka çok güzel olacak.

Yüzen olta yerleri de yapın
İstanbul"da halkı denizle buluşturmak için yüzen iskeleler yeterli çözüm değil.

Bir de yüzen olta yerleri ve yüzen plajlar yapmak gerek.

Koca yaz, tüm sahil şeridi 200, hadi bilemediniz 300 kişinin plajı halindeydi.

Saygısız adamlar bankları şezlong yapıp üzerinde güneşlendiler,

Donla denize girenler yüzünden insanlar deniz kıyısında aileleriyle yürüyemediler.

Defalarca yazdım, bir Allah"ın kulu œBelediye"nin ücretsiz plajlarına gidin. Buralar babanızın malı değil demedi, diyemedi.

Ya oltacılar, onların işgali de daha farklı değil.

Sahilde yürüyüş yapan kaç kişinin kafasına kurşun çarptı, kaç kişinin yüzü iğneyle çizildi.

Kendilerinin sahili kapattıkları yetmiyormuş gibi arabalarını da yola bırakarak trafiğin anasını ağlattı adamlar.

İstanbul halkının denize kavuşabilmesi için bu saygısızlıklara da el atılması lazım. Teknelerin çekilmesi tek başına çözüm değil işte...
 
Hattına göre davranış

Minibüs şoförlerinin davranış modelleri nedense hattına göre değişiklik gösteriyor. Mesela Sarıyer ve Tarabya hatlarında çalışan minibüs şoförleri, Bağcılar ya da Esenler hattında çalışanlara oranla trafiğe daha saygılı, vatandaşa karşı daha kibar. Aynı kıyaslamayı Pendik hattıyla Ümraniye çakmak hattında çalışanlar için de yapmak mümkün. Nedeni nedir bilmiyorum ama hangi hatta çalışırlarsa çalışşınlar, müşteri özeni ve saygıyı hak ediyor. 20 metre yürümemek için insanı sinir eden müşteriler de elbette çıkıyor ama şoför o inene sinirlendiğinde gerginliğinin acısı diğer müşterilerden çıkıyor. Bu işe biraz dikkat arkadaşlar...

Kendi düşen kızmaz başkan

Kadir Topbaş"ı ne kadar tanırsınız bilmem, ben iyi tanıdığımı rahatlıkla söyleyebilirim.

çarşamba günü düzenlediği basın toplantısı sırasında salonda durmadan konuşanlara ve onlara müdahale etmeyen ekibine kızdığını görünce şaşırmadım.

Başkan kusura bakmasın, ben ekibinde olsam ben de müdahale etmezdim.

Bugüne kadar sokakta, bir yerde yemek yerken, hatta Afrika"nın en doğu ucunda Başkan ile birlikte oldum, onu gözledim.

Her seferinde insanlarla direkt temas kurdu, bir dakika filan diyen korumalarını haşladı.
Bir yere yemeğe gidersiniz, masaya 20 tane adam gelir, telefon gelse masadan kalksa milletin davetine icabet etmekten masaya dönmesi dakikalar sürer.

Tamam basın toplantısında gürültü yapanlarla bunlar aynı şey değil ama, Başkan bugüne kadar kimseye engel olunmasına izin vermediği için ekip kararsızlık yaşamıştır.

Dedim ya, Başkanı iyi tanırım, fırça attığı için o fırçayı yiyenlerden daha fazla üzülmüştür. Kusura bakma Başkan, bu işte ekipteki arkadaşların günahı yok.

Aramızdaki fark

Gelişmiş ülkelerde sahiller ne tekne ne de oltacı işgali altındadır.Bizde sahiller hem tekne hem de oltacı işgali altında...
Star/Özay şžENDİR