İsrail, Filistin'de AB finansmanıyla inşa edilen binaları da yıkıyor!
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi, İsrail'in, 2019 yılında AB'li donörlerin finansmanıyla hayata geçirilen 127 binayı yıktığını, bunun 2018 rakamlarının 2 katı olduğunu duyurdu.
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi, İsrail'in, Avrupa Birliğinin (AB) finansmanıyla Filistin topraklarında hayata geçirilen yapıları sistematik bir şekilde yıktığını açıkladı.
Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre, Cenevre Merkezli Gözlemevinin hazırladığı ve Avrupalı yetkililere yöneltilen raporda İsrail yönetiminin, Filistin topraklarında işlediği ihlallerle ilgili ayrıntılı bilgiler yer aldı.
Hazırlanan raporda, İsrail'in 2019 yılında, uluslararası donörlerin (AB ve üye devletler) finansmanıyla Doğu Kudüs ve "C" statüsündeki bölgelerde inşa edilen 127 binayı yıktığı, bu rakamın 2018 yılında yıkılan binaların iki katı olduğu belirtildi.
Hazırlanan rapora göre İsrail, 2019'da sadece Doğu Kudüs'te 104 binayı yıktı ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde de benzer binaların yıkım işlemlerine hız verdi.
İsrail'in, Doğu Kudüs'te 2018'de 72, 2019 yılında 04, 2020 yılının ilk 8 ayında da yaklaşık 89 binayı yıktığı kaydedildi.
- Projelerin sayısında düşüş yaşandı
Gözlemevinin raporunda, 2019 yılında uluslararası finansmanlı projelerin sayısının 12'ye düştüğü, bu rakamın 2015'te 75 olduğu vurgulandı.
Gözlemevi, AB tarafından finanse edilen projelerin yıkılmaması için İsrail hükümetine baskı uygulanması gerektiğini, projelerin sayısı düşürülerek Filistinlilerin cezalandırıldığını bildirdi.
AB ile üye ülkelerin, finanse ettikleri projelerdeki hasarın boyutunu gizlemeye çalıştığı belirtilen raporda, AB Parlamentosu üyelerine yıkımlarla ilgili soruşturma başlatma ve bu konuda kamuya açık bir rapor hazırlama çağrısı yapıldı.
- C bölgesindeki kısıtlamalar
İsrail yönetiminin, Batı Şeria'nın yüzde 61'lik kısmını meydana getiren C bölgesinde inşaata ya da su ve elektrikle ilgili projelere izin vermediği aktarıldı.
Bu tür projeler için İsrail'den ruhsat almanın neredeyse imkansız olduğuna işaret edilen raporda, 2009-2012 döneminde yapılan toplam ruhsat başvurularının sadece yüzde 2,3'lük kısmının onaylandığı belirtildi.
Hazırlanan raporda ayrıca, İsrail Sivil İdaresi ile koordineli olarak hayata geçirilen projelerin de yıkıldığına değinildi. Bu bağlamda, Belçika'nın finansmanıyla 2014'te Nablus'un doğusundaki Hırbet et-Tavil köyünde hayata geçirilen elektrik tesisinin yıkıldığı, yıkıma gerekçe olarak yapının ruhsatsız oluşunun gösterildiği dile belirtildi.
Hazırlanan raporda, Likud Partisi'nden milletvekili Amit Halevi ile meslektaşı Avi Dichter'ın Temmuz 2020 tarihinde C bölgesindeki inşaat faaliyetleriyle ilgili olarak yaptıkları "virüs gibi" ve "bölgesel terör" tanımlamasına yer verildi.
Gözlemevi, uluslararası kanunlara göre, işgalci yönetimin, okullar dahil olmak üzere kamu mülkünü yıkmasını yasakladığı bilgisini verdi.
- Tazminat çağrısı
Hazırlanan raporda, AB'nin finansmanıyla inşa edilen herhangi bir projenin daha yıkılması durumunda İsrail'den tazminat talep edilmesi gerektiği belirtildi.
Gözlemevi ayrıca, kalkınma projelerine devam edilerek Filistinliler yerine İsrail hükümetinin cezalandırılması ve AB'nin de "İsrail'in en büyük ticari ortağı olduğu gerçeğinden istifade ederek" ihlallerini durdurması amacıyla Tel Aviv yönetimine baskı uygulaması istendi.
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995 yılında imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde Batı Şeria; A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.
Yüzde 18'i kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e; yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e, "güvenliği" İsrail'e devredilmiş; yüzde 61'ini oluşturan "C bölgesi"nin ise "idari yönetimi ve güvenliği" İsrail'e bırakıldı.
İsrail yönetimi kendi kontrolünde olduğu gerekçesiyle çoğunlukla "C bölgesi"nde Filistinlilerin yeni bina veya genişletme çalışması yapmasına da izin vermiyor.