İstanbul dinlerin merkez şehiri olacak!
Serdar Turgut, Habertürk Gazetesi'ndeki bugünkü yazısında " merak edile proje " başlıklı köşe yazısını yazdı. Turgut, kaleme aldığı köşe yazısında çılgın proje ile görüşlerini belirtip sözü edilen projede nelerin yapılabileceğini üzerinde duruyor
BAŞBAKAN'ın açıklanmasını sürekli ertelediği İstanbul projesinin ne kadar "çılgın" olacağı tartışılıyor. Çılgınlığı tahmin etme yarışına girenler, rakiplerini aşmak için daha da büyük, daha da imknsız görünen projeler anlatmaya başladılar. Bu keşmekeş arasında düşünülen projenin aslında hiç de çılgın ve yeni olmayabileceği fakat yine de büyük ses getirebilecek bir fikir olması ihtimali unutuluyor.
"Ne olabilir" diye düşünüp bazı kişilerle konuşunca, büyük projenin İstanbul'a çok yakışacak, hem şehrin hem de Anadolu'nun geleneklerine tam oturan bir proje olabileceğini gördüm. Şehri 3 büyük dinin merkezi olarak konumlandırıp bunun gerekçelerini anlatırsak, İstanbul "dinlerin merkezi şehir" olarak bir dünya başkenti olabilecek.
Süleymaniye İslamiyet'in sembolü, Ayasofya Hıristiyanlığın sembolü, Neve Şalom Sinagogu ise Yahudiliğin sembolü olarak tanımlanabilir ve bu üçünün yer aldığı coğrafyaya şehir içinde bir özel statü ve otonomi tanınabilir, bu da Başbakan'ın açıklamış olduğu iki yeni şehir oluşturulması projesiyle birlikte yürütülebilir.
HALİFELİK MESELESİ
"3 dinin merkezi İstanbul" projesinde tam olarak yürüyebilmek için halifeliğe de yeniden işlev kazandırılmasına girişilecek.
Konu hakkında daha önce yazdığım
yazıda, aslında halifeliğin gerçekte hiçbir zaman kaldırılmadığını ve kurumun yeniden işlev kazanacağı güne kadar TBMM bünyesinde tutulmakta olduğunu söylemiştim. Bu bizzat Atatürk'ün istediği bir şeydi. Atatürk yaptığı konuşmalarda, Ortadoğu
coğrafyasında sorun yaşayan Müslüman ülke sayısının arttığı gün halifelik kurumuna ihtiyacın tekrar doğacağını ve bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti'nin halifeliği kaldırmadan onu tekrar işlevsellik kazanacağı tarihe kadar TBMM bünyesinde korumak zorunda olduğunu söylemişti.
İstanbul, 3 büyük dinin merkezi olarak tanımlanırken ve Türkiye Ortadoğu bölgesinde emperyal devlet konumunu üstlenmeye hazırlanırken halifeliğe yeniden işlevsellik kazandırılması da kaçınılmaz olacak.
Aynı zamanda İstanbul, 3 dinin merkezi global şehir olarak tanımlanırken Hıristiyanlığın da aslında Anadolu'da doğmuş olduğu yeniden dünyaya anlatılacak.
Gördüğünüz gibi bu öyle çılgın bir proje filan değil ama en^ılgın projeden daha da büyük vizyonlu bir proje. İstanbul'u ve Türkiye'yi global dünyanın merkezi olarak tanımlayacak bir proje bu. Konuyu benimle konuşanlar böyle bir projenin, 2023'ü (Cumhuriyetin 100. yılını) kutlamaya hazırlanan Türkiye'ye çok yakışacağını ve bunun reel politikalarımızla çok uyumlu olacağı söylediler.
PROJEDE MASON İZLERİ
Konuyu sorduğum araştırmacı ya2 Aytunç Altındal, "3 dinin merkezi İstanbul" projesinin sanıldığı gibi yer olmadığını, Adnan Menderes'in 195( yıllarda benzer bir düşünceye sahip olduğunu söyledi. Altındal, "Eğer Menderes'in İstanbul'u inşa etmek iç yıllarda yaptığı istimlaklara bakarsan bunların 3 dinin merkezi İstanbul'un otonom coğrafyasına çok uygun düştüğünü göreceksiniz" dedi.
Altındal, ayrıca "Moral Re-Armament" (Manevi Cihazlanma Demeği) adındaki bir dernekten de bahsederek Demokrat Parti üst düzeyinden olan ve aynı zamanda m bazı isimlerin bu dernekte Türkiye'de uzun süre çalıştıklarını söyledi. Uluslararası bağlantıları çok güçlü ol. bu derneğin "3 dinin merkezi İstanbı projesine yıllardır çok sıcak baktığını derneğin birçok siyasi ismi etkileme gücüne sahip olduğunu belirtti.
Proje böylesine bir ilginç geçmişe sahip, bu da çok heyecanlı ayrı bir çalışma konusu olabilir ama bizi bur; asıl ilgilendiren konu, kendini yenide tanımlamakta olan ve dünyada yeni emperyal güç olarak yer almaya başi; Türkiye'nin, İstanbul'a "gobal dünyaı merkezi" olabileceği bir yeni fonksiy "3 büyük dinin merkezi" olarak tanımlamaya hazırlanmasıdır.
Heyecanla yapılabilir, üstelik fevkalade gerçekçi bir proje bu ve tarihimize de, bugünkü politikalarımı da son derece uygun.
Habertürk/Serdar Turgut