İstanbul Emlakçılar Odası'nın genel kurulu 7 Şubat'ta!
Türkiye'nin en büyük emlakçılar odası olan İstanbul Emlakçılar Odası'nın genel kurulu 7 Şubat 2010 tarihinde yapılacak
Türkiye'nin en büyük emlakçılar odası olan İstanbul Emlakçılar Odası'nın genel kurulu 7 Şubat 2010 pazar günü Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde yapılacak.
İstanbul Emlakçılar Odası'nın kurulduğu tarih olan 1999 yılından beri başkanlığını yapan Sabri Ateş'in karşısına da ilk defa genel kurulda bir aday çıkıyor. Bu kapsamda yeni proje ve uygulamalarla emlakçılık sektörünün imajını düzeltmeyi hedefleyen İnşaat Mühendisi ve Plan Emlak Genel Müdürü Güngör Ataç başkan adaylığını açıkladı.
Emlakta Yeni Oluşum Grubu'nun desteğiyle adaylığını açıklayan Güngör Ataç, yaklaşık 3 bin üyenin katılacağı genel kurulda başkan seçilmesi halinde sektörün kurumsal bir yapıya kavuşup daha iyi hizmet vermesine sağlayacağını belirtti.
Uzun yıllar uluslararası taşımacılık, inşaat ve ticaret gibi farklı sektörlerde hizmet verdikten sonra Emlakçılık sektörüne Plan Emlak firmasıyla faaliyet gösteren Güngör Ataç emlakçıların yaşadığı sorunların çok iyi bilincinde olduğunun altını çizerek, şunları söyledi:
“Emlakçılıkta temel sorun, kamuoyunun emlak sektörüne olan güvensizliğidir. Bu sorun da sektörün itibarını zedeliyor. İnsanlara temel yaşam ve çalışma alanları kazandırmak gibi önemli bir misyonu olan sektör, hak ettiği itibarı halen kazanamamıştır. Uzun yıllardır bu mesleğe hizmet eden Sayın Sabri Ateş'e hizmetlerinden dolayı teşekkür ederek, artık sektörün kabuk değiştirmesi gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle de adaylığımı açıklıyorum.”
‘Haksızlıkların hesabını soracağız'
Güngör Ataç, İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı olması durumunda yapacağı uygulamaları ise şöyle açıkladı:
“Yapılan her şeyi, yürütülen her aktiviteyi mercek altına alacağız. Haksızlıkların hesabını soracağız. Bugüne kadar çıkartılması bir şekilde engellenen, Emlakçılar Kanunu'nun çıkarılması için elimizden geleni yapacağız. Bakkalın, manavın, kasabın, yöneticinin, evde çalışan kişilerin korsan emlakçılık yapmaması için mücadele edeceğiz. Sertifika almayı belli standartlara bağlayacağız ve zaten kalabalık olan sektörün rahat bir nefes almasını sağlayacağız. Üyelere hukuk danışmanlığı için oda bünyesinde avukatlar istihdam edeceğiz. Ayrıca gereksiz tüm masrafları kesecek ve oluşturulacak yardımlaşma fonu ile zor durumdaki oda üyesi emlakçılara destek olacağız. Odaya kayıtlı üyelere ücretsiz periyodik olarak mesleki eğitimler vereceğiz.”
WEC hakkında gerçekler;
Yıllarca İstanbul Emlakçılarını temsil etmek, hukukunu savunmak amacıyla oylarımızla seçip Odamızın başına getirdiğimiz Sabri Ateş, yönetimde birlikte hareket ettiği arkadaşları ve Oda sekreteri ile, önceki Oda seçimlerinden sonra 2006'da, biz emlakçıların aidat, eğitim ve benzeri ödemelerimizle biriken 950.000.- TL'sını kurdukları; WEC adıyla bildiğimiz, İstanbul Ticaret Siciline 598974-546556 sicil numarasıyla kayıtlı "Dünya Emlak Merkezi İnşaat Geliştirme ve Pazarlama AŞ" adlı şirkete aktarmışlardır.
Bu şirket kurulurken Sabri Ateş, biz meslektaşlarına İstanbul Emlakçılar Odası'nın biriken bu fonlarını en iyi şekilde değerlendirmek olduğunu söylüyordu; ama, WEC'in kuruluşundan bugüne aradan geçen üç yılda, bırakın nemayı, şirkete aktarılan 950.000.- TL'sından bile elde birşey kalmamıştır.
WEC adlı bu şirketin kuruluşu bir rezalet abidesi olarak, 1 Eylül 2006 tarih ve 6633 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde durmaktadır. T. Ticaret Sicil Gazetesi'nde yer alan WEC (Dünya Emlak Merkezi İnşaat Geliştirme ve Pazarlama AŞ)'nin anasözleşmesinde Sabri Ateş, Nizamettin Aşa, Mehmet Kamil Ataoğlanlar ve Nurşen Öner'den oluşan dört kişi, koymuş göründükleri 50.000.- TL ve %5'lik toplam hisseleri ile 99 yıllık şirket ömrünün tamamında imtiyazlı ve değişmez yöneticiler olarak kalacakları (yine de Allah uzun ömürler versin, herbirine hak vaki olduğunda yerine geçen çocukları WEC'i yönetmeye devam edecekleri)'ni hayretle görmekteyiz. Anasözleşmeye göre, WEC'in 1.000.000.- TL'lık sermayesinden Sabri Ateş 20.000.- TL payla tek başına (A) grubu hissedarı ve devamlı şirketin yönetim kurulu başkanı ve murahhası; herbiri 10.000.- TL'lık hisselerle Nizamettin Aşa, Mehmet Kamil Ataoğlanlar ve Nurşen Öner (B) grubu hissedarları ve bunlar da şirketin devamlı değişemez yönetim kurulu üyeleri; geriye kalan ve İstanbul Umum Emlak Komisyoncuları Esnaf Odası'ndan aktarılan 950.000.- TL'sının 100.000.-TL'sı (C) grubu; 850.000.-TL'sı da (D) grubu hisseler diye adlandırılmış, bu hisselerden sadece (C) grubundan hisse alacakların tamamına yönetimde sadece bir kişilik temsil hakkı verildiği ama 850.000 TL koyan Odamızın yönetimde hiçbir temsil hakkı olmadığı görülmektedir.
WEC kurulduğundan sonra her yıl mecburi olarak yapması gereken genel kurullarından sadece ilk kuruluşundan sonraki dışında 2007 yılından bu güne genel kurulları da yapılmadığından, Sabri Ateş'in size "franchise" vereceğiz diyerek ortak ettiği ve ayrıca her birinden 10.000. - TL'aldığı söylenen halihazırdaki bu (C) grubu hissedarlardan oluşan 50'sinin de hiçbiri yönetime girme şansı elde edememiş; bugüne kadar dört kafadar istedikleri gibi şirketi yönetmişlerdir.
Bu şirketin kuruluşunda Odamızdan 850.000 alınmasına rağmen odamızın D grubu hisseleri ile yönetimde tamamen saf dışı bırakılması kesinlikle kabul edilemez.
Yine, WEC'in Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayınlanan anasözleşmesi; şirkete, birisi yeminli mali müşavir, ikisi serbest muhasebeci mali müşavir üç kişilik denetçi atanacağını, bu denetçilerin her yıl ayrıntılı denetim raporları düzenleyeceklerini söylemesine rağmen, kurulduğundan beri ne atanan denetçiler anasözleşme gereği öngörülen bu raporları düzenlemişler ve ne de bu dört kafadar şirketin genel kurullarını yapıp biz ortaklarına hesap vermemişlerdir.
Ortada bugüne kadar verilmiş samimi bir hesap olmadığından, dolaşan söylentilere göre, Odamız fonlarından aktarılan 950.000.- TL'sı ve (C) grubuna dahil edilen "franchise" pay sahiplerinden alınan bedeller; şirket merkezi olarak kiralanan Gökfiliz İş Hanındaki harap yerin tefrişi için harcanan 450.000.- TL ile başlangıçta istihdam edilen 20 personel ve bunların herbirine alınan taşınabilir bilgisayarlara harcanmış, sermayeden geriye pek bir şey kalmayınca, önce istihdam edilenlerin işine son verilmiş, şirkette halihazırda iki çalışan kalmıştır. Sözün kısası, bu dört kafadar, son seçildikleri 2006 yılında, Oda Yöneticileri olarak karar alıp kurdurdukları ve anasözleşmesinde değişmez yöneticileri olarak kendilerini doğrudan atadıkları WEC'de; ve üstelik öngördükleri gibi şirketi 99 yıl yöneterek kar ettirecekleri bir yana, üç yılda, Oda'dan, ortaklardan aktardıkları/aldıkları 1.500.000.- TL paranın tamamını bitirmişler, atasözünde dendiği gibi, "sermayeyi kediye yüklemişlerdir!"
Üstelik, bu dört kafadarın paraların tamamını savururlarken, WEC adı altında ortaya çıkardıkları, tamamen bizlerle aynı işe yapan rakip bir şirket oluşturup bizlerden derlenen fonlarla, bizleri vurmaya kalkmışlar; ayrıca "franchise" verdiklerini söyleyerek yine bizlerle aynı işi yapan 50 meslekdaşımızı da mağdur etmişlerdir.
Bunlara dört yıl önce iyi niyetle verdiğimiz Oda'yı temsil ve yönetim hakkını, yukarıda küçük bir kısmını aktardığımız şekilde, kötüye kullanmışlar; Oda'yı babalarının çiftliği gibi, biz Üyeleri de istedikleri gibi yönetilecek kişiler olarak gördüklerini göstermişlerdir.
Zaten, artık mızrak çuvala sığmıyor, savurdukları paralarımızın ve yaptıklarının hepsinin ucu görünüyor; sonuç ne olursa olsun, bunlar bu çirkin işlerinin ve hesapsız harcamalarının hesabını önce bizlerin sonra kanunların karşısında eninde sonunda verecekler; WEC'in yıkıntılarının altından çıkamayacaklardır.
FERRUH YAVUZ