Genel

İstanbul Finans Merkezi oluyor!

Türkiye'nin 2015 yılında 26 trilyon dolar ekonomik büyüklüğe ulaşması beklenen bir bölgenin ortasında yer aldığını belirten Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt, İstanbul'un doğal nedenlerle finans merkezi olma süre

Türkiye'nin 2015 yılında 26 trilyon dolar ekonomik büyüklüğe ulaşması beklenen bir bölgenin ortasında yer aldığını belirten Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt, İstanbul'un doğal nedenlerle finans merkezi olma sürecine girdiğini söyledi. Türkiye ekonomisi ve Akbank'taki gelişmeleri değerlendiren Akkurt, IMF'nin 2015 yılı milli gelir rakamlarına göre Türkiye'nin 26 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğün ortasında yer alacağını vurgulayarak, "Bulduğumuz coğrafya itibariyle bir vahanın ortasındayız. Bizim doğru projeler üretip beceremediğimiz İstanbul Finans Merkezi projesi, doğal nedenlerle finans merkezi sürecine girdi" dedi. Akkurt, munzam karşılıkları ilgili ise, "Bunlara faiz verilmemesi, finans sektöründen 2 milyar TL'nin yok olması anlamına gelir ki, bu bankacılık sisteminin karlılığını negatif etkilemiştir' dedi.
Yeni Şafak

Basında yer alan diğer haberler:

'İstanbul dünya çapında finans merkezi olacak'

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İstanbul'u sadece Türkiye değil dünya çapında finans merkezi görmek istediklerini belirterek, ''Güçlü bir İstanbul, Ankara'nın da güçlü olmasını sağlayacak'' dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda ''Torba Tasarı'' olarak adlandırılan, bazı kanunlarda değişiklik öngören tasarının görüşmeleri sürüyor.

Toplantı, muhalefet milletvekillerinin yeterli çoğunluğun olmadığı yönünde itiraz etmeleri üzerine, tartışmayla başladı.

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, ''Biz buraya geliyoruz. Bizim de siyasi faaliyetimiz var. Siz de gelin'' dedi.

Tartışmalar üzerine Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mustafa Açıkalın, toplantıya 15 dakika ara verdi.

Verilen aranın ardından komisyonda, tasarının, ''Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle ilgili hazırlanan projelerin ikinci kez Yüksek Planlama Kuruluna (YPK) gitmemesi ve YİD çerçevesinde yapılan yatırımlarda görevli şirketçe üretilen mal ve hizmetler için idare tarafından talep garantisi verilebilmesini'' düzenleyen 95. maddesi ele alındı.

CHP İzmir Milletvekili Harun Öztürk, projelerde ''alım garantisi verilmesinin'' yanlış olduğunu savundu.

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Komisyon Başkanı'nın bütün milletvekillerinin haklarını savunması gerektiğini belirterek, ''Muhatap alınmayınca sesimizi duyurmak için bağırmak zorunda kalıyoruz'' dedi.

CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanloğlu, ilk 20 maddenin ayrılarak görüşülmesi için teklifte bulunduklarını anımsatarak, ''Bizim bu tasarıya engel olduğumuz söyleniyormuş. Bunu bilerek mi yaptırıyorsunuz Bizden özür dileyin. Biz, bu kanunun çıkması için elimizden geleni yapıyoruz'' diye konuştu.

Aslanoğlu, tütün üreticilerinin sorunlarıyla ilgili konuşurken, AK Parti'li milletvekillerinin konuştuğunu ifade etti. Aslanoğlu, ''Protesto ediyorum ve konuşmuyorum'' diyerek komisyon salonu terk etti.

MHP Antalya Milletvekili Günal, sorularına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan'ın cevap vermeden önerge işlemlerine geçilmesini eleştirdi.

Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Habip Soluk'un, YİD'lerde ilgili ''alım garantisi''ne ilişkin örnek verirken yaptığı konuşmaya muhalefet milletvekilleri tepki gösterdi. CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, ''Biz buraya bürokratlardan fırça yemek için gelmedik. Üslubunuza dikkat edin'' dedi.

Bazı milletvekilleri de Soluk'a tepki gösterdi.

Soluk, sözlerini yanlış anlaşıldığını belirterek, özür diledi.

AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber, YİD projelerinde belirsizlik, risk ne kadar azalırsa maliyetin de o kadar düşeceğini ve toplumun bu hizmetten minimum maliyetle yararlanmış olacağını ifade etti.

-BABACAN-

Devlet Bakanı ve Başbakan Babacan Yardımcısı Ali Babacan, Plan ve Bütçe Komisyonunun bir ayı geçen süredir olağanüstü çaba harcayarak çalıştığını belirtti ve teşekkür etti

Babacan, ''Muhalefetiyle iktidarıyla hep beraber sahip çıkılmasa tasarının bu aşamaya gelmesi mümkün olmazdı'' dedi.

Babacan, küresel finansal ve istikrar üzerindeki en önemli riskin ''devletlerin borcu'' olduğu ifade etti. YİD modeliyle, kamu borcunu artırmadan özel sektörün devreye girerek bazı temel hizmetlerin vatandaşa ulaşmasının sağladığını ifade eden Babacan, ''Bu yöntemle yapmış olduğumuz projeleri ödenek ayırarak yapmak zorunda kalsaydık bu hizmetlerin bazıları vatandaşlara hala ulaşamamış olurdu'' dedi.

YİD modelinde yeni ve büyük projelerde ileriye doğru hesap yapmanın zor olduğu söyleyen Babacan, özel sektör yatırım yaparken önünü görmek istediğini, aksi durumda özel sektörün projeye girip girmeme noktasında sıkıntı yaşadığını kaydetti.

Minimum garanti verilen projelerin finansmanının da kolay gerçekleştiğini belirten Babacan, ''Yapılan yatırımın büyüklüğünü düşündüğümüzde özel sektör yatırımı gerçekleştiğinde minimum garantiyi vermekte sorun görmüyoruz'' diye konuştu.

YPK'da projelerin genel çerçevesinin çizildiğini ikinci kez YPK'ya gelmesine gerek olmadığını kaydeden Babacan, bunun süreci uzattığını ve zaman kaybına neden olduğunu ifade etti.

Babacan, ''Çerçeve YPK'da oluşturulduktan sonra uygulama konusunda ilgili bakanlığımıza güvenmek istiyoruz. YPK'ya tekrar gelmesine gerek yok. YPK'nın çizdiği çerçeve dışına Bakanlığın çıkması zaten mümkün değil'' diye konuştu.

Bazı kurumların İstanbul'a taşınmasıyla ilgili sorular üzerine Babacan, şunları kaydetti:

''Finansman, yatırım noktasına baktığımızda İstanbul, Türkiye'nin, aktivitesinin en yoğun olduğu il. İstanbul'u sadece Türkiye çapında değil dünya çapında finans merkezi görmek istiyoruz, hem bölgesel hem küresel. Eğer biz dünyayı İstanbul'a çekmek istiyorsak önce kendimizin İstanbul'a inandığını ortaya koymamız lazım.

Güçlü bir İstanbul, Ankara'nın da güçlü olmasını sağlayacak. Türkiye'nin güçlenmesi Ankara'yı içeride, dışarıda güçlü kılacaktır.''

Maddenin oylanması yapılmadan toplantıya ara verildi.
Akşam