İstanbul gayrimenkulde en çok kazandıran kent seçildi!
Menekşe Ataselim, Hebertürk Gazetesi'ndeki bugünkü köşesinde 'İstanbul 2011'in de yıldızı ' başlık yazıyı kaleme aldı. Menekşe Ataselim; Gayrimenkulde Gelişen Trendler 2011 raporunu yorumladı
Uluslararası arenada sektörün pusulası kabul edilen Gayrimenkulde Gelişen Trendler 2011 raporunda, yeni gayrimenkulden en çok kazandıran kent İstanbul seçildi. Geçtiğimiz yıl 5'inci olan kent, 27 Avrupa şehri arasında zirveye çıktı. Mevcut gayrimenkullerin getiri performansında da '2010'da 7'nci olan İstanbul, 2011'de 5 basamak atlayarak Münih ile birinciliği paylaştı; gelişme potansiyelinde ise geçtiğimiz yıl olduğu gibi yine lider... Bütün bu veriler, 600 Avrupalı yatırımcının yanıtladığı sorular ve verdiği oylar sonucunda oluştu. Urban Land Institute (ULI) ile PriceVVaterhouse Coopers (PwC) tarafından hazırlanan raporda, İstanbul son birkaç yıldır gelişme potansiyelinde hep ilk ikide yer aldı. Kimi zaman tahtını Moskova'ya kaptırdı. Ama bu yıl her segmentte tartışmasız birinci çıktı.
Asıl merak edilmesi gereken şey ise bu araştırmaların sonuçlarının doğrudan yabancı yatırımı olarak ne zaman geri döneceği; bunun olması için neler yapılması gerektiği...
HAZIR MIYIZ
Son 5-6 yıldır çok gözdeyiz, yabancıların dilinden düşmüyoruz. Krizden de az yara almamızın etkisiyle İstanbul'un gayrimenkul yatırımı açısından güçlü potansiyeli pekişti. Raporların sonuçları istediğimiz gibi. Bir de sektöre giren yabancı kaynağa bakalım.
Türkiye gayrimenkul piyasasına doğrudan yabancı kaynak girişi 2007'de 4 milyar dolar. Krizde (2009) bu rakam 1.9 milyar dolara iniyor. 2010'da 2 milyar dolar civarında bir gerçekleşme var. Görülen bu gerilmede Avrupa'yı vuran krizin etkisi olduğu kesin. Ancak son 4-5 yılı üst üste koyduğumuzda bile yalnız 14-15 milyar doları bulan bir yabancı kaynak girişinden söz edilebiliyor. Bu açıdan bakıldığında, potansiyelin ne kadar altında bir işlem olduğu ortaya çıkıyor. Görünen o ki, yabancıların gözü kulağı İstanbul'da olsa da henüz dev yatırımları çekmekte başarılı olamıyoruz.
Buna gerekçe olarak en çok bürokratik zorluklar, arsaların imar sorunları ve bu sorunlu arsalara açılan plan iptal davaları gösteriliyor. Fakat bence altyapı, ulaşım, plansızlık gibi çok daha önemli ve acil çözüm bekleyen problemler aslında başı çeken faktörler.
Bürokrasi, piyasayı tanıyan ve iş yapmasını bilen doğru danışmanların üstesinden gelebileceği bir şey. Fakat bu saydığımız sorunlar bir gayrimenkulun değerini doğrudan etkileyen etmenler. O yüzden işe buradan başlamalıyız ki, raporların sonuçları eyleme dökülsün.
Habertürk/Habertürk Emlak/Menelşe Ataselim