Sektörel

İstanbul konut projelerini gelecekte ne bekliyor?

İstanbul’da yakın gelecekte, Mardinlilerin oteli, Trabzonluların yeri, Rizelilerin kahvehanesi, Erzurumluların semti yerine, Libyalıların oteli, Suriyelilerin semti, Tunuslular yurdu, Ürdünlüler yardımlaşma derneği gibi kavramlar hayatımıza girecek.


İstanbul Afro-Avrasya’nın yeniden başkenti olurken, üretilen/geliştirilen konutların çeşitliliği ve niteliği de değişiyor… Bazı şehirlerin marka değeri içinde bulundukları ülkenin marka değerinden daha yüksektir. İstanbul böyle bir şehir… Yüzyıllarca başkent olmuş, neredeyse insanların genetiğine işlemiş bir şehir.. İstanbul hoşgörü ve renkliliğinin simgesi. 


1768 Fransız devriminden sonra, batı dünyası, mucit, icatçı, bilim adamı yetiştirdi ama fikir adamı yetiştiremedi. Hayatımıza giren  göz kamaştırıcı teknolojik ürünlerle oyalandık ama ruhumuzu doyuramadık. Sanayi Çağının yapılandırdığı Dünya ülkelerinin ortak kurum ve kuruluşlarını, Bilgi Çağı’nın teknolojileri yıkıyor. Örneğin, sanayi çağının ürünü olan “matbaa/gazete/tv” yayıncılığını Bilgi Çağının teknolojisi olan Internet yıktı.  


Internet ile her şahıs, her grup, her toplum kendi haberini kendisi dağıtıp, okuyabiliyor. Bu nedenle, Afro-Avrasya’nın ortak tarihi geçmişi olan ülkelerin halkları, devletlerden bağımsız olarak, İstanbul’da yeniden kaynaşma eğiliminde… Bu eğilime, halkın gücüne, hiçbir lider, hiçbir devlet karşı koyacak güçte değil… 

Geçen yüzyılın ekonomik düzeni sonucu kurulan “dünyayı merkezi bilgilendirme sistemleri” artık anlamsız. Facebook, Twitter, Messenger vs. gibi Internet programları ile dünyada herkes herkese bir “tık” mesafede. Herhangi bir ülkede olan bir olay, birkaç dakika içerisinde dünyanın her köşesine, gazete ve dergilerden önce ulaşıyor..  Ve bu iletişim çağında Avrupa’da, ABD’de neler olup bittiği Internet üzerinden konuşulup tartışılıyor. Olup biteni bir “Ekonomik Kriz” olarak algılamak, problemi çözmez.. 


Avrupa ve Amerika’da baş gösteren ekonomik kriz aslında bir sistem krizi. Avrupa Birliği ekonomisine bugün için 20 trilyon Dolar yardım edilse de sonuç değişmeyecek, ancak  süre uzatımı alınacak. Bugünkü gazetelerde Başbakan Erdoğan’ın “Dünya 5 tane daimi üyenin iki dudağının arasına bırakılamaz. Eğer tüm dünyayı 5 daimi üyenin iki dudağı arasına bırakacak olursak işte burada insanlık her geçen gün kan kaybeder." Şeklindeki açıklamalarını okuyoruz… Dünya kan kaybediyor ve dünyayı göç dalgası sardı/saracak…



Dünyayı göç dalgası sarıyor…

1800’lü yıllarda Amerika’ya göç gibi, bu yüzyılda da dünyayı ciddi göç dalgaları bekliyor… Savaşlarla göç, ekonomik krizle göç, daha iyi bir hayat standardı için göç.. “Göç” kelimesi hayatımıza yeniden girecek. Ve İstanbul yoğun bir göçmen akınına maruz kalacak. Gelecek yıllarda gazetelerde, “filanca ülke üzerinden İstanbul’a ulaşmaya çalışan  göçmenler, İstanbul girişinde yakalandı” gibi haberleri okuyacağız.. Londra, Paris, New York gibi yabancıların yönetimi konusunda deneyimli belediyelerin, İstanbul Belediyesinin davetlisi olarak İstanbul’a gelip “Yabancıların yönetimi” konusunda konferanslar verdiğini göreceğiz…


Mardinlilerin oteli, Trabzonluların yeri, Rizelilerin kahvehanesi, Erzurumluların semti yerine, Libyalıların oteli, Suriyelilerin semti, Tunuslular yurdu, Ürdünlüler yardımlaşma derneği gibi kavramlar hayatımıza girecek. Metrekareye en fazla uluslar arası ajanın düştüğü bir şehir olacak.  İş için helikopter kullanımı artacak. Boğazdaki “deniz taksi” uygulamaları çoğalacak. İstanbul zamanla yarışır hale gelecek. İstanbul bir tarafta dünyanın en zenginlerini ağırlarken, diğer tarafta dünyanın en garibanlarına umut kapısı olacak. 


İstanbul’da üretilen konutların niteliği değişecek…

İstanbul’un gelecekteki muhtemel değişimlerine göre üretilen konutların da niteliği de değişecek. 1+1 konutlar artacak. Lüks konutlar artacak. Evlerin oda sayısı artacak. Oda büyüklükleri artacak. Haftalık, günlük kiraya verilen ev sayısı artacak. Sanal ofisler artacak. Oteller artacak. Emlak Yönetim şirketleri çoğalacak. Konut kiralamalarında kısa dönem kiralamalar başlayacak. Şehrin çevresinde yüksek güvenlikli özel konut alanları çoğalacak.

 

İstanbul’da yılda ortalama 300 bin konutun satıldığı tahmin ediliyor. Bu konutları, yeni evlenenler, boşananlar, İstanbul ve Anadolu’daki küçük yatırımcılar, Avrupa’daki gurbetçiler vs alıyordu.  Genelde klasik tarzda ağırlıklı 2+1 ve 3+1 şeklinde konutlar yapılıyordu. Bundan sonra ise göç dalgası ile alıcı profili ve portföyü değişiyor. Konut üreticilerinin geleceğe yönelik bu tür eğilimleri iyi takip etmeleri gerekir.


Saygılarımla,

Abdullah Çiftçi

www.abdullahciftci.com