Turizm

İstanbul Modern'i 10 yılda 5 milyon kişi gezdi!

11 ARALIK 2004 yılında açılan İstanbul Modern’i 10 yılda beş milyon kişi gezmiş. 10 yılda 100 sergi yapan İstanbul Modern ziyaretçilerinin yüzde 25’i 18 yaşın altında seyretmiş.

11 ARALIK 2004 yılında hayatımıza giren İstanbul Modern hiç şüphesiz kentin sanat hayatına artı değer katarak; sanatsal yaratıma, çağdaş sanata bakış açımıza büyük katkı sağlayan bir kurum olmayı başardı. İstanbul Modern, şimdilerde bu yıldönümünü ‘Komşular’ adlı bir sergiyle kutluyor. Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Dr. Erdal Karamercan, 'Komşular' sergisinin küratörü Çelenk Bafra ile Şef Küratör Levent Çalıkoğlu sergi ve kurumun 10. yılına özel olarak dün sabah basın mensuplarıyla bir araya geldi. Oya Eczacıbaşı gazetecilerle yaptığı sohbette İstanbul Modern’i kurarlarken amaçlarının Türkiye’ye çağdaş müzeciliği getirmek olduğunu ama özellikle de disiplinlerarası bir müze hayal ettiklerinin altını çizdi. 


BEŞ MİLYON KİŞİ GEZDİ

Oya Eczacıbaşı’nın verdiği rakamlar da zaten İstanbul Modern’in kuruluşunda hedeflenen amaçların hepsine kavuştuğunun göstergesi. İstanbul Modern’i 10 yılda beş milyon kişi gezmiş. 10 yılda 100 sergi yapan İstanbul Modern ziyaretçilerinin yüzde 25’i 18 yaşın altında seyretmiş. Oya Eczacıbaşı bu rakamları verdiği sırada biz de çocuk sesleri duyuyoruz ve öğreniyoruz ki o gün İstanbul Modern’e ilköğretim çağında 607 çocuk gelecek. Çünkü İstanbul Modern, düzenli olarak, belediyelerle dayanışma içerisinde devlet okullarındaki öğrencileri müzeyi ücretsiz gezdiriyor ve çocukların sanatla iç içe olmalarına çok önemli bir katkı sağlıyor. Bu arada sohbet sırasında söz alan Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Dr. Erdal Karamercan da İstanbul Modern’in 10 yıl boyunca dimdik ayakta durduğunu, her geçen yıl daha güçlendiğini ve Eczacıbaşı’nın kültür sanatın değerini artıran bir topluluk olmaya devam edecegini belirtiyor. Gelelim İstanbul Modern’in 10. yılına özel olarak açılan 100. sergisi ‘Komşular’a… 


35 KOMŞU SANATÇI 

Küratörlüğünü Çelenk Bafra ve Paolo Colombo’nun üstlendiği sergiye bölge sanatının önemli uzmanlarından Negar Azimi, Zdenka Badovinac ile Magda Guruli danışmanlık yapmış. Çelenk Bafra sergide iki tema olduğunu söylüyor; hikâye anlatıcılığı ve yolculuk. Bunların üzerine; dilsel meseleler, göçmenlik, halk gelenekleri, adetler, sözlü tarihi de ekleyebiliriz. Bafra, görsel kültürü çoğulcu bir şekilde göstermeyi denediklerini, akademik sanat çevreleri dışında gelişen karikatür ve halk sanatı gibi dalları da güncel sanat bağlamında yer verdiklerini belirtiyor. Sergide  Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu gibi komşu coğrafyalardan 35 çağdaş sanatçının işlerine yer verilmiş. İşte o sanatçılardan biri Havy Karaman. Bağdat doğumlu sanatçı 'Göçmen' isimli işinde ahşap üzerine yağlı boya çalışmış. Körfez Savaşı sonrasında sürekli yolculuklar yapmak durumunda kalan sanatçı işlerinde korku, kayıp, özlem gibi temaları işliyor. Bu sergideki işi de sanatçının Warag (oyun kartı) serisinden bir parça. Suriyeli sanatçı  Adib Fattal’ın yerleştirmesi ise ilginç. 70 farklı resimden bir yerleştirmesi mevcut sanatçının. Emin olun hiç sıkılmadan o 70 resime teker teker saatlerce bakabilirsiniz. Azerbaycan doğumlu Rena Efendi ise SSCB coğrafyasını köy köy gezen bir sanatçı. 2003 yılında kendi ülkesindeki Kınalık Köyü’ne giden sanatçı, 1000 çoban ailesinin yaşadığı bu köydeki bir hikâyeyi anlatıyor fotoğraflarında. Şöyle bir ipucu verelim; Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev köye gelecektir. Sergide fotografik ve çok güzel bir hikâye bekliyor sizi… 


MARDİN’DEN NASRA ŞİMES DE VAR 

Yunanistan’dan Pavlos Nikolakopoulos’un işi ise yine saatlerce karşısında durabileceğiniz harika bir çalışma. Sanatçının ‘Üstüngörü’ adını verdiği bu çalışma Dante’nin ‘Cehennem’inden ilham almış. 270 ayrı resimden oluşan eserde her birinden bağımsız gibi görünen hikâyeler kusursuz bir çizim yerleştirmesiyle izleyiciyle buluşuyor. Diğer bir sanatçı ise Mardin’den Nasra Şimes. Onu aslında çok iyi tanıyoruz. Mardin’deki geleneksel basmacılığın son temsilcisi. Sergide onun da devasa büyüklükteki işlerini görünce büyüleneceksiniz. Geniş zamanlarda gezilmeye, hikâyeleri sanatçıların gözünden görmeye değer. Sergi 8 Mayıs’a kadar açık. Hatırlatalım; perşembe günleri İstanbul Modern'e giriş ücretsiz. 

Akşam/Sibel Oral