23 / 12 / 2024

İstanbul ne kadar yaşanabilir bir çevreye sahip?

İstanbul ne kadar yaşanabilir bir çevreye sahip?

Capital Dergisi Türkiye'nin en büyük kenti olan İstanbul'un çevresel açıdan ne kadar yaşabilir bir kent olduğunu masaya yatırdı



İstanbul Avrupa Yeşil Şehir Endeksi'nde, 100 üzerinden 45,20 puanla 25'inci sırada yer alıyor. Şehrin pek çok sorunu, Avrupa şehirlerinden çok, gelişmekte olan ülkelerdeki şehirlere benzerlik gösteriyor. İdare ve finansman sorunlarında 2002'den bu yana iyileşme yaşanan şehirde ulaşım, arazi kullanımı, su ve atık yönetimini geliştirmeye yönelik pek çok büyük proje başlatıldı. Ama daha yapılması gereken çok iş var.
Türkiye'nin en büyük şehri ve iş dünyasının başkenti, hem karayolu hem deniz ticaretinin kesişim noktası olan İstanbul'un, mücadele etmesi gereken pek çok sorun var. Türkiye'nin aynı zamanda en büyük sanayi merkezi olan İstanbul'da, sınaî işgücünün yaklaşık beşte biri çalışıyor. Yerel sanayi tekstil, kimyasal maddeler, otomotiv, gıda ve içecek gibi çok farklı alanları içeriyor. Nüfus açısından Avrupa'nın en büyük şehri konumunda olan İstanbul, 1970'den beri en az yüzde 400'lük bir artışla Avrupa'daki en hızlı nüfus artışını yaşadı. Şehrin nüfusu, büyük ölçüde kırsal bölgelerden aldığı göçün sonucunda, 2008 yılında resmi olarak 12,6 milyona ulaştı. Bu, büyük ölçüde plansız bir genişlemeydi. Büyüme birincil olarak, şehrin çeperlerindeki devlet arazilerinin işgal edilmesiyle gerçekleşti. Bu mahallelerin elektrik ve suyu bile sonradan getirildi.
İstanbul, Avrupa Yeşil Şehir Endeksi'nde, 100 üzerinden 45,20 puanla 25'inci sırada yer alıyor. Şehrin pek çok sorunu, Avrupa şehirlerinden çok gelişmekte olan ülkelerdeki şehirlere benzerlik gösteriyor, idare ve finansman sorunlarında, 2002'den bu yana iyileşme yaşandı. Bu dönemde ulaşımı, arazi kullanımını, su ve atık yönetimini geliştirmeye yönelik pek çok büyük proje başlatıldı.
C02 salınımları
İstanbul, karbondioksit (C02) salınımı kategorisinde 16'ncı sırada olmakla birlikte, kişi başına C02 salınımı alt kategorisinde ikinci sırada yer alıyor. Bununla birlikte bu durum, büyük ölçüde kişi başına düşen otomobil sayısının ve enerji kullanımının düşük olmasından kaynaklanıyor. Kişi başına yıllık C02 salınımının, şehir sakini başına 3,3 ton olduğu tahmin ediliyor. Bu rakam 30 şehrin ortalaması olan 5 tonun altında (şehir belediyesinin C02 salınımları konusunda bir sorumluluğu yok ve şehir için özellikli salınım rakamları yayımlanmıyor). Herhangi bir C02 azaltma hedefinin mevcut olmaması ve üretilen GSYİH birimi başına salınımların, büyük ölçüde yerel sanayinin oldukça verimsiz çalışması nedeniyle oldukça yüksek olması, İstanbul'un genel enerji ortalamasını aşağıya çekiyor. Şehir geni diğer büyük şehirlere göre kötü, ama diğer düşük gelirli şehirlere göre iyi bir performans sergiliyor.
İstanbul'daki bazı bilim insanları Avrupa Komisyonu'nun 2012'nin sonuna dek binek otomobillerin C02 salınımlarını kilometrede 120 grama düşürme teklifine nasıl ulaşılabileceği konusunda araştırmalar yürütüyor. Bunun için C02 salımlarında, 19'a kadar düşüş sağlayacak yeni motor  modelleri üretildi.
Enerji tüketiminde 1 numara
İstanbul toplamda 11'inci sırada ve enerji tüketimi alt kategorisinde birinci sırada yer alıyor. 2008 itibarıyla Türkiye'nin elektriğinin yaklaşık yüzde 17'si yenilenebilir kayıklardan (bunun yüzde 99'u hidroelektrik enerjiden) yüzde 42'si doğalgazdan ve yüzde 29'u kömürden geliyor., İstanbul'un kişi başına enerji tüketimi 36 36 gigajul olduğu tahmin ediliyor. Bu rakam 30 şehrin ortalaması olan 81 gigajulün yarısından daha az. İstanbul'un belediye sınırlarının içinde birkaç küçük elektrik santrali bulunmakla birlikte bunlar, enerji kaynağı olarak çok yetersiz. Şehir, enerji ihtiyacının büyük bir kısmını ulusal şebekeden karşılıyor ve şehrin enerji politikasını tamamen merkezi yönetim yürütüyor.
2009'un sonlarında kabul edilmesi beklenen yeni yenilenebilir enerji yasası, yeni hidroelektrik, rüzgâr, jeotermal ve güneş enerjisi projeleri için önemli elektrik kontratı garantileri sunacak. Bunun ardından 450 megavatlık mevcut kurulu kapasiteyi, 2013'te 11.600 megavata çıkarması beklenen rüzgâr enerjisi projeleri için izin müzakereleri başlayacak.
İstanbul Belediyesi, trafik ışıklarında ve bazı sokak lambalarında enerji tasarruflu ampullere geçişi gerçekleştirdi ve belediyeye ait dört atık alanını, metandan elektrik üretimi sağlayacak şekilde dönüştürdü.
Yerel yönetim, şehrin dışında kara üzerinde 19 megavatlık bir rüzgâr çiftliği kurmak için izin başvurusu yaptı. Şehir sınırları içinde halihazırda devlet arazisi üzerinde özel sektör tarafından işletilen 60 megavatlık bir rüzgâr çiftliği var. 24 megavatlık yeni bir rüzgâr çiftliği de yapım halinde.
Binalar ve ulaşımda tablo nasıl? İstanbul, Avrupa Yeşil Şehir Endeksi'nde binalar konusunda 28'inci sırada yer alıyor. Şehirdeki binaların çoğunluğu 1960'lardan kalma ve enerji verimliliğine çok az önem verilerek kalitesiz bir şekilde inşa edilmiş. Şehirde sıcaklıklar yazın 40°C'ye kadar çıkabiliyor ve kışın günlerce 0°C civarında kalabiliyor. Bu nedenle ısıtma ve iklimlendirme, çoğu hane için başlıca harcama kalemleri arasında. Duvar ve çatı izolasyonu çok az kullanılıyor. Çift cam yaygın ama genellikle o kadar kötü yerleştiriliyor ki, etkisi çok aza iniyor. Bazı yeni binalar enerji verimliliği düşünülerek inşa ediliyor, ama bu alanda yasal olarak şart koşulan standartlar yok.
Binalara enerji kullanımlarının verimliliğini gösterecek "enerji belgeleri" verme konusu tartışılmaya başlandı.
İstanbul, 1980'lerden bu yana katlanarak artan özel otomobil sayısı ve yetkililerin toplu taşımaya artan ihtiyacı karşılayacak yatırımlar yapamamaları nedeniyle, bu kategoride 23'üncü sırada yer alıyor. Son derece ağır olan trafik sorunu, ulusal düzeyde siyasi istikrarsızlığın yaşandığı 1990'larda ve ekonominin çöktüğü 2001'de daha da kötüleşti. Sonrasında yeni projeler finanse edilebilmeye başlandı ama ulaşım politikasının sorumluluğu hâlâ merkezi hükümet ve ulusal ulaştırma kuruluşları ile belediye arasında ikiye bölünmüş durumda. 2007'de, İstanbul'da kayıtlı olan yaklaşık 2,6 milyon araç vardı ve bunlardan 1,7 milyonu özel araçtı. Yine 2007'de şehir içi yolculukların yaklaşık yüzde 62'si toplu taşımayla, yüzde 38'i özel araçlarla gerçekleştiriliyordu, İstanbul'da trafik sıkışıklığı hâlâ en ciddi sorun ve ulaşım alanındaki tüm girişimlerde bu sorun aşılmaya çalışılıyor.
Bu konuda öne çıkan girişimlerden biri, 2008'de Marmara Denizi'nin kuzey ucunda trafiğin şehir merkezine girmeden akmasını sağlayacak bir karayolu tünelinin inşa edilebileceğinin açıklanması oldu. Tünel, yük taşımacılığına kapalı olacak. Bu trafiğin inşa edilecek üçüncü köprüye aktarılması bekleniyor. Bu köprüde, yük ve yolcu trenlerinin geçebileceği bir demiryolu hattı da olacak. Köprü planı Temmuz 2009'da açıklandı.
Şehrin metro ve tramvaygenişletme çalışmaları da devam ediyor. 50 kilometrelik yeni hattın inşaatı 2012'de tamamlanacak. 64 kilometrelik hattın inşaatı için ihale açılacak. 30 Kilometre için planlar tamamlanmak üzere ve 293 kilometrelik planların geliştirilmesi için tartışmalar devam ediyor.
Suda yüksek performans su kategorisinde 23'üncü sırada olmakla birlikte, kişi başına su tüketimi açısından iyi bir performans sergiliyor. Şehir bu art kategoride toplamda yedinci, ortalama sıcaklıkların olduğu yüksek olduğu kentler arasında birinci durumda. İstanbul'da su, Avrupa standartlarına göre ucuz olmakla birlikte, büyük hane halkları için başlıca masraf kalemlerinden biri ve bu da dikkatli bir şekilde kullanılmasını sağlıyor.
Aynı zamanda belediyenin su kuruluşu İSKİ, alacaklarını tahsil etmekte ve borcunu ödemeyenleri tespit etmekte başarılı. Son 10 yılda İstanbul'un su tedarik sistemi büyük ölçüde geliştirildi. Mevcut içme suyu hacmi yüzde 40, içme suyu dağıtım sisteminin kapasitesi yüzde 25 artırıldı. Buna ek olarak, İSKİ'nin işleme soktuğu lağım hacmi, 2007'den önceki 10 yılda dokuz kat arttı. Bununla birlikte, kent sızıntılardan kaynaklanan kayıpları azaltmakta ve lağım arıtma sistemine bağlantı düzeyinde daha az başarılı (hane halklarının yüzde 81'i sisteme bağlı; endeks ortalaması ise yüzde 95 civarında). Bu alanda halen yapılması gereken çok fazla iş var.
2008'de İSKİ, 2012'ye kadarki planlanan girişimlerini listelediği bir belge yayımladı. Bu girişimler arasında, depolanan suyun toplam hacminin 864 milyon metreküpten 1,2 milyar metreküpe çıkarılması, kaçak kullanımdan kaynaklanan zararın yüzde 1'e düşürülmesi ve 3.000 kilometrelik yeni ana kanalizasyon hatlarının inşaatı da bulunuyor.
İSKİ'nin planları arasında, günde 70 bin metreküp işleyerek sanayide ve bahçecilikte kullanılmak üzere bir arıtılmış su depolama tesisine verecek yedi yeni biyolojik arıtma tesisinin inşaatı da yer alıyor.
İSKİ ayrıca 2009'da radyo dalgalarıyla çalışan su sayaçlarına geçişi başlattı. Bu sayaçlar borçların ödenmemesi durumunda suyun uzaktan kesilebilmesini ve sayaçla oynamaların hemen tespit edilebilmesini sağlayacak.
Çok az yeşil alan
İstanbul atık ve arazi kullanımı kategorisinde 25'inci sırada yer aldı. Bu durum, büyük ölçüde yeşil alanın az olmasından (şu anda kişi başına sadece 6,4 metrekare) ve şehrin geri dönüşüm ve atık yönetimindeki kötü performansından kaynaklanıyor. Bununla birlikte İstanbul'un kişi başına atık hacmi, Avrupa'dakinin çok altında (en yeni rakamlara göre kişi başına orta-lama 383 kg). Ancak yakılabilecek bir tutuşa-bilirlik düzeyine sahip değil. Bunun yerine atıklar, kabaca tasnif edilip katı atık depolama sahalarına gömülüyor. Bu da kentin atık geri dönüşüm puanını düşürüyor. Şehrin atıklarının yaklaşık yüzde 3'ü geri dönüştürülüyor. Bu konudaki endeks ortalaması ise yaklaşık yüzde 18. Bu geri dönüşüm, büyük ölçüde, depolama sahalarına yakın yerlerde yaşayan ve kâğıt, PET ve metal atıkları toplayan yoksul insanlarca gerçekleştiriliyor.
İstanbul Belediyesi, 2007 yılı strateji planında, 2006'da yüzde 15 olan ambalaj malzemesi geri dönüşüm oranını, 2011'de yüzde 61'e çıkarma hedefini açıkladı. Bu çerçevede, 2011 'e kadar beş katı atık ayırma tesisinin inşa edilmesi, inşaat ve bina yıkım atıklarının yüzde 40'ının geri dönüşüme girmesi planlanıyor. Planda şehir sınırları içerisindeki 2.000 hektarlık devlet arazisinde yeniden ormanlaştırma çalışmasının yürütülmesi sözü de veriliyor.
2009 ortalarında, kullanılmış pillerin toplanması için yürütülen bir girişim çerçevesinde, eczanelere pil toplama kutuları yerleştirildi. Belediyenin yürüttüğü ayrı bir pilot girişimde, işlek noktalara geri dönüştürülebilir malzemeler için ayrı toplama konteynırları yerleştirildi.
Kamuoyunun katılımı sınırlı
İstanbul hava kalitesinde 23'üncü sırada yer alıyor. Şehrin büyüklüğü ve büyüme şekli düşünüldüğünde bu iyi bir derece sayılabilir. Bu puan, büyük ölçüde şehir belediyesinin son 20 yılda İstanbul'un hava kalitesini iyileştirmeye yönelik çabalarının bir sonucu. Düşük kaliteli linyitin satışını yasaklayan belediye, doğalgaz kuruluşu İGDAŞ vasıtasıyla kentin gaz dağıtım ağını da genişletiyor. Bazı binalarda yüksek kaliteli ithal kömür ve fuel oil hala kullanılıyor ve bu durum kentin partikülatlar konusunda kötü bir dereceye sahip olmasına yol açıyor. Bununla birlikte, şehrin yakınlarında büyük enerji santrallerinin olmaması, hava kalitesini olumlu yönde etkiliyor. Taksi ve küçük teslimat araçlarında dizel motor kullanımını azaltmak amacıyla 10 yıldı likit petrol gazı (LPG) vergileri bilinçli olarak düşük seviyede tutuluyor. Bu politika trafik salınımlarını azaltmaya yardımcı oldu. Belediye 2007 strateji planında, hava kalitesi izleme istasyonlarının sayısını 10'da' 17'ye çıkarmayı ve hava kalitesini kamuoyuna açıklamaya yönelik sistemler kurma hedefini açıkladı. Şehir belediyesi, halkın bu konudaki artan endişelerine yanıt vermek amacıyla hava kalitesi sonuçlarını web sitesine; yayımlayarak bu bilgilere erişimi kolaylaştırmaya çalışıyor, İstanbul'da kamuoyunun çevre konusunda konusundaki tartışmalara katılımı sınırlı.
Çevresel yönetişim kategorisinde 29.ncu sırada yer alan İstanbul için bu durum, düzenlemelerin sürekli olarak göz ardı edilmesinden kaynaklanıyor.
Kamuoyunun çevre konusundaki tartışmalara katılımı teşvik edilmiyor ve çevre sorunları konusunda yeterli eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yürütülmüyor. Halkın belediye yetkilileriyle etkileşimi, özel şikâyet büroları aracılığıyla özendirilmekle birlikte coğu zaman düzenlemeleri ihlal edenlere karşıda karşı gelenlere karşı bir yaptırımla sonuçlanmıyor.
Şehrin 2007 ile 2011 arasındaki döner kapsayan ve bir dizi çevre sorununun ele aalındığı beş yıllık bir stratejik eylem planı da var. Enerji, atık geri dönüşümü ve ulaşım alanlarındaki büyük projelerin yanı sıra 2006 ile 2011 arasında 1 milyon ağaç dikme ve hava, su ve toprak kirliliğinin nedenlerini tespit etme hedefleri de kondu.
İstanbul Belediyesi, 2010'a kadar sürecek ve metropolitan yerleşimin çevre üzerindeki etkisini belirlemeyi amaçlayan yeni bir düzenleme planı da uyguluyor.
Capital

Geri Dön