Eğitim

İstanbul New York olmasın

İstanbul Kültür Tarihi Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Süleyman Faruk Göncüoğlu, "İstanbul'u yönetenlerin şehirde yaşamakta olanların o şehri anlaması için proje üretmesi gerekiyor. Aksi takdirde İstanbul tüketen ve tüketilen bir şehir olur"

İstanbul 2010'a hazırlanırken, azalan zamanı ve 2010 kapsamında yapılan projeleri yorumlayan İstanbul Kültür Tarihi Araştırmaları Merkezi Başkanı tarihçi yazar Dr. Süleyman Faruk Göncüoğlu, yetkilileri uyardı: "İstanbul'u yönetenlerin şehrin içerisinde yaşamakta olanların ve yeni gelenlerin o şehri anlaması ve idrak etmesi için proje üretmesi gerekiyor. Aksi takdirde şehir tüketen ve tüketilen bir şehir olur. İstanbul'un yaşam kalitesini artırmadan şehri markalaşma adı altında ilk önce rant gözü ile bakılan bir kent haline dönüştürülüyor. 'İstanbul şehri' 'istanbul kenti' olursa durum kötü demektir." İstanbul'un tarihteki gibi dünya üzerinde insanları geliştiriren ve değiştiren birkaç nadir şehirden birisi olma özelliğini kaybetmeye başladığını vurgulayan Dr. Göncüoğlu, "Şehirler birkaç kelime ile de ifade edilebilecek yerleşimler de değildir. İçerisinde yaşadığımız şehir İstanbul'dan bahsederken, son zamanların yaygın kelimesi "kent" sözcüğünü ekliyoruz. Gayet yavan ve bir derinliği ifade edemeyecek kadar sıradan kelime olan kent ile İstanbul yanyana gelemez" diye konuştu.

ŞEHİR NEDİR NEW YORK MU TEKSAS MI?
Dr. Göncüoğlu, 'Peki şehir nedir?' sorusuna da şu açıklamayı getiriyor: "Bunu kısaca kimliği olan insanların yerleşim yeri diye tanımlayabiliriz. Nedir kimliği olan şehirler? Geçmişi ve derinliği olan, içerisinde yaşayanların tanıdıkça sevecekleri, sevdikçe sahiplenecekleri mekânları içeren yerleşimlerdir. Bu tanımlama İstanbul'u, Halep'i, Bağdat'ı ve Saraybosna'yı ne kadar hatırlatıyorsa Newyork'u Teksas'ı o kadar hatırlatmıyor."


ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ YAPMAK HİZMET DEĞİL
Şehirleri yönetmeye talip olanların ne kadar şehirli olduğunun sorgulanması gerektiğini ifade eden Göncüoğlu, "Yönetilecek şehirlerin ne kadarını ve neresini içlerine sindirebilmişlerdir. Onu ne kadar tanırlar? Ama şu bilinmelidir ki şehir ve şehri yönetmek iman ile itikat arasındaki ilişki gibidir. Allah'a iman edebilirsiniz. Fakat itikadi sıkıntılarınız vardır. Dini inançta ilk sağlıksızlık buradan başlamaktadır. Şehirler de böyledir. Yollar yapmak, yeni imar alanları açmak, alışveriş merkezleri inşa etmek o şehre hizmet değildir. O şehre yapılması gereken hizmet sorumluluğudur. O şehrin şehir kelimesi ile ifade edilmesini oluşturan tarihi ve kültürel derinliğini içerisinde yaşayan insanı ile manevi değerler çerçevesinde insanlığın hizmetine sunmaktır."


ŞEHRİN YÜZDE 70'İ YIKILDI
Son 100 yıl içinde, İstanbul'da, antik dönem, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserlerin yüzde 70'inin yıkılarak yok edildiğini ifade eden Süleyman Faruk Göncüoğlu, uzun süredir, İstanbul'un katledilen tarihi varlıklarıyla ilgili yıllar süren araştırmaları sonucu İstanbul'un özellikle sur içinde, yok edilen tarihi varlıkları, fotoğraflarla tek tek tespit etti.
Abdullah YILDIRIM/Yeni Şafak