Genel

İstanbul, perakendede Moskova ve Çin ile yarışıyor!

Turkmall Üst Yöneticisi (CEO) Levent Eyüboğlu, gelecek 10 yılda perakendede İstanbul, Moskova ve Çinin en önemlimerkezler olacağını söyledi

 CardFinansın sponsorluğunda düzenlenen 11. Perakende Zirvesinde konuşan Eyüboğlu, Uzakdoğu pazarlarına değinerek, bu pazarlardan biri olan Çin pazarında fazla Türk perakendecisini göremediklerini kaydetti. Eyüboğlu, aslında Çinde büyümenin çok kolay olduğunu, gelecek 50 yılda perakende de Çin pazarının çok önemli bir yer tutacağına işaret ederek, "Bu yüzden Türk perakendecileri orada bekliyoruz" dedi.

Türkiyenin de önemli pazarlardan biri olduğuna işaret eden Eyüboğlu, "Gelecek 10 yılda İstanbul, Moskova ve Çin en önemli merkezler olacak. Güney Afrika, Endonezya hala tanımadığımız pazarlar. Oralarda da yatırımcılar için çok önemli fırsatlar olduğuna inanıyorum" dedi. Turkmall olarak Çinde Fiba Holding ile gerçekleştirdikleri Plaza Shenyangın 2012 yılında açılacağını anlatan Eyüboğlu, bu projenin Çinlilere örnek olduğunu, plazanın Shenyangdan sonra Çinlilerin en az 10 tane daha alışveriş merkezi yaptıklarını, kendilerinin de bundan sonra Çinde projelere devam edeceklerini söyledi.

"Çinde büyümek çok kolay" diyen Eyüboğlu, Türk perakendecilerini bu verimli pazarlara beklediklerini ifade etti. Yeni dönemde Türk perakendecileri ile AVM yatırımcıları arasındaki sinerjinin artacağına dikkati çeken Eyüboğlu, ortak giderler konusunda özel çalışma yapılması gerektiğini söyledi. Eyüboğlu, Türkiyede artık kurumsal yatırımcının geliştiğini, kurumsal
Türk yatırımcılarının da yatırımları yönlendireceklerini belirterek, Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı alanındaki Kazan-kazan formülünün bu sektörde de gelişeceğine işaret etti. Artık farklı değil, özel projelerin başarılı olacağını belirten Eyüboğlu,
 klasik AVMlerin çok ötesinde, özel, temalı, yenileme projelerinin öne çıkacağını belirtti.

Geçen yıl Türkiyedeki operasyonlarına tekrar başladıklarını anlatan Eyüboğlu, Çin, Rusya, Gürcistan ve Kuzey Afrikada inşaatları olduğu ve 2.5 milyar dolarlık yatırımı yönettiklerini belirtti. Eyüboğlu, gelecek yıl Türkiyede 9, Rusyada 2 ve Balkanlarda da 1 proje başlatacaklarını bu projelerin toplam yatırım bedelinin 3 milyar dolar olacağını kaydetti.

         AVM İLE PERAKENDECİ ARASINDAKİ SİNERJİ ARTACAK

Türkiyedeki AVM, perakendeci ilişkileri hakkında da bilgi veren Eyüboğlu, "Ben Türkiyede bundan sonraki dönemde perakendeci ile AVM yatırımcısı arasındaki sinerjinin daha da artacağını düşünüyorum. Ortak giderin azaltılması için ortak bir çalışma başlatılacağına eminim. Kiraların ortak giderlere dahil edilecek şekilde olması gerekiyor. Ben her zaman korkmadan yapılması gereken şeyleri söylerim. Bu bir sorumluluk. Türkiyedeki ortaklık sayımız 10u geçti. Türklerin verdiği paradan az para veriyor yabancılar. Şu dönemde artık kurumsal Türk yatırımcının gelişip yatırımları yönlendireceğini düşünüyorum. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ön planda olacak. Kazan-kazan formülü önemli hale gelecek. Sadece ben kazanayım derseniz bu işin ilerlemesi mümkün değil" diye konuştu.

Eyüboğlu, artık farklı projelerin değil de özel projelerin revaçta olacağına işaret ederek, en iyi projelerin Türkiyede yapılmaya başlandığını, şehir uçlarında outlet projelerinin ön plana çıkacağını anlattı. Türkiyede iyi bir pazar bulunduğunu vurgulayan Eyüboğlu, AVM cirolarına bakıldığında bir büyüme trendi olduğunu, 2009 yılında 21 milyar lira, 2010 yılında da 28 milyar lira olan AVM cirolarının 2011 yılında 35 milyar liraya, 2012 yılında 42 milyar liraya ve 2013 yılında da 49 milyar liraya ulaşacağını kaydetti.

Eyüboğlu, bu ciro artışlarının AVMlerdeki işgücüne de yansıyacağını dile getirerek, "2012 sonuna kadar 500 bin kişiye iş verilmesi planlanıyor. 2011 ilk 8 ayında gıda dışı perakende de yüzde 20lik bir artış olmuş bir önceki yılın aynı dönemine göre. Bu da AVMlerin artık ayrıştığını, perakendenin nabzını tuttuğunu gösteriyor" diye konuştu.

 MERKEZ BANKASININ NE YAPTIĞINI BEN BİLMİYORUM

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Kurucu Direktörü Güven Sak ise, Türkiyedeki gelişmelere bakıldığında konjonktürde bir çalkalanmanın olduğunu kaydetti.

 Sak, Merkez Bankasının piyasaya müdahalelerine ilişkin de "Merkez Bankasının ne yaptığını ben de bilmiyorum. Hükümetin açıkladığı bütçeyle ilgili tedbirler var. Benim baktığımda gördüğüm cari açık için kemer sıkması gerekiyordu. Biraz uzaktan bakışta yine milletin kemeri sıkılıyor, devletin kemerini sıkan yok gibi" dedi.

Yurt dışında da şartların iyi olmadığını, ikinci diple ilgili tartışmaların sürdüğünü dile getiren Sak, Türkiyenin de 1980lerde 8.
Cumhurbaşkanı Turgut Özalla başlayan dışa açılma süreciyle birlikte dünya ekonomisine açıldığını, dünyayla birlikte salındığını ifade etti. Sak, bu salınmaların piyasalarda kendisini biraz hissettirecek gibi göründüğünü dile getirerek, şunları söyledi: "Biraz temkinli olmak lazım. Türkiye 2009 yılında en hızla küçülen 10 ülke içindeydi, 2010 yılında da büyüyen ve krizden çıkan ilk 10 ülke içinde yer aldı. Gelişmiş ülkeler gibi krizden etkilendik. Ama gelişmekte olan ülkeler gibi dinamik bir şekilde krizin içerisinden çıktık. Çıkarken bir problem biriktirdik. Cari işlemler açığı. Aklımızda bunun olması lazım. Biz 1980 yılıyla kıyaslandığında bu bölgenin içerisinde çok büyük durumdayız. Tahayyül edilemeyecek dönüşümü gerçekleştirdik. Ama daha vatandaşlarınızı zenginleştirmeyi beceremedik.

Milletin daha fazla zenginleşmesiyle alakalı perakende sektörü de. Türkiye milli gelir açısından sürekli büyüdü ekonomi yapısında da bir değişiklik oldu. Sanayi malları ihracatının toplam ihracat içerisindeki payı sürekli büyüdü. 9 kat arttı. İhracat önemli bir şekilde arttı. Türkiye ekonomisi dünya ekonomisinin bir parçası haline geldi. Şirket sayısı arttı. Yalnızca ihracat artmadı malların niteliği de değişti."

         TÜRKİYE'NİN ÜRETME KAPASİTESİ DEĞİŞTİ

Türkiyenin bir şeyleri üretebilme kapasitesinin 1980den 2010 yılına kadar önemli ölçüde değiştiğini anlatan Sak, 1980li yıllarda Türkiyenin tarım ürünleri ihraç ettiğini, şimdi ise sanayi ürünleri üretmeye başladığını söyledi. Sak, "Türkiye ekonomisinin toparlanması Türkiye ekonomisini son derece güçlü iktisadi altyapısı olduğunu gösteriyor. Bunun korunması gerektiğini düşünüyorum. Bütün şehirlerin beceri kapasitesi dönüşümle beraber olumlu yönde değişiyor. Olmak istediğimiz yerde değiliz henüz. Daha iyi bir yere gitmemiz lazım. Ciddi bir sıçrama yapabilecek potansiyele sahibiz. Türkiyenin bölgede giderek önem kazanan bir sanayi bölgesi olması dünyada fırsatları Türkiyeye açıyor" diye konuştu.

         HAVALAR SOĞUDU, SATIŞLAR ARTTI

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Damat Genel Koordinatörü Osman Arar da bayramın daha mağazalarda satışlara yansımadığını, ancak kendilerinin "fit segmentinin" kimsede olmadığı için herkesin ilgisini çektiğini söyledi. Arar, Romanyada, özellikle dış pazarda, en çok tutulan markalardan bir tanesi olduklarını dile getirerek, "Her yıl en şık adamlar seçiliyor. Bunlardan bir tanesi mutlaka Damat oluyor. Hava soğudu, insanlar psikolojik olarak alıma yöneldi. Okul, tatil derken insanlar almaya susadı" dedi.

YKM Genel Müdürü Jaklin Güner de "Bütün yıla bakınca 8 ayda yüzde 20 büyüme oldu. Ağustos, eylül satışlarda yer değiştirdi. Ekimde havaların soğuması bize yaradı. Herkes alışveriş yapıyor. Yılı iyi kapatırız. Ümitsizlik yok. Fiyatları hep belirli seviyde tutuyoruz. YKM de fiyat artışı yok" diye konuştu.

Kiğılı Üst Yöneticisi (CEO) Hilal Suerdem de, "Havalar soğudu satışlar iyi gitmeye başladı. Doğa bizi olumlu etkiliyor. Erken kış yüzde 30 satış artışına yaradı. Son 9 haftada yüzde 30 artış oldu. Siyasi konjonktürde bir sorun olmazsa bizde her şey yolunda. Geçen yılın bu zamanlarıyla bu yılı kıyaslayamayız. Çünkü o zaman havalar henüz soğumamıştı" dedi.


AA