İstanbul'da 2 yeni darülaceze inşa edilecek!
“Osmanlı’da Engelli Olmak” adlı panelde sunum yapan Darülaceze Başkanı Dr. Aylin Çiftçi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Anadolu ve Avrupa yakasına olmak üzere iki yeni Darülaceze inşa edeceklerini söyledi.
Osmanlı Devleti’nin 716. kuruluş yıldönümü münasebetiyle düzenlenen “Osmanlı’da Engelli Olmak” panelinde engellilere yönelik uygulamalar fotoğraflar eşliğinde anlatıldı. Programın açılışında bir konuşma yapan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, anlamlı bir panele ev sahipliği yaptıklarını belirterek, sevgi ve hoşgörü medeniyetinin mirasçıları olduklarını ifade etti. Çağırıcı, “Bağcılar ailesi olarak, insanı yönetimin merkezine alıyoruz. İlçemizi bir aile olarak görüyoruz. Düşünce farklılıklarını zenginlik olarak görüyoruz” dedi. Panelin moderatörlüğünü yapan Beyazay Derneği Genel Başkanı Lokman Ayva da, ABD’de iki kasaba olduğunu bu kasabanın yüzde 85’nin işitemediğini anlattı. O kasabaya dışarıdan gidenlerin engelli durumuna düştüğünü belirten Ayva “Her ortamın engellisi farklı. Ben de bu salonda körüm. Ancak ışıklar kapandığında durum farklılaşıyor. Yabancı bir ülkeye gittiğinizde de o dili bilmediğinizde zor duruma düşebiliyorsunuz. Çünkü o dili konuşamıyoruz.” dedi.
“İLK İŞARET DİLİ OSMANLI’DA KULLANILDI”
Her ortamına engellisinin farklı olduğunu ifade eden Ayva, “Michael Oliver, modernitenin başladığı çağa kadar engellilerin bu kadar çok sorunu olmadığını belirtir. Ancak sanayi sonrası sorun çıktı. Sanayi engeli olmayanlara göre düzenlendi. Engelliler de o toplumun zavallısı oldu. Geçimlerini de sağlayamayınca toplumun yükü gibi algılanmaya başlandı.” diye konuştu. Modernistlerin Allah’a (c.c) inanmadıklarını anlatan Ayva, dünyaya akıllı insanların şekil vermesi gerektiğini düşündüklerini belirterek, şöyle konuştu: “Çürük domatesleri ayıklamak istediler. Tüm tarih dönemlerini ele aldığınızda 20. Yüzyıl kadar insanlık dışı yüzyıl olmamıştır. Almanya’da 270 bin engelli kamplarda öldürüldü ve 30 bin engelli de kısırlaştırıldı. Bizim kendi medeniyetimizi yaşamamız ve anlatmamız gerekiyor.” Ayva, ilk işaret dilinin de Osmanlı Devleti’nde kullanıldığını da sözlerine ekledi.
‘120. YILINI YAŞAYAN darülaceze İNSANA DEĞER VERİLEN BİR YERDİR”
Sunum eşliğinde geçmişten günümüze Darülaceze’yi anlatan Darülaceze Başkanı Aylin Çiftçi de Abdülhamit han’ın annesinin küçük yaşta vefat ettiğini belirterek, herkesin derdine çare bulmaya çalıştığını anlattı. Çiftçi, “120. yılını yaşayan Darülaceze’yi hizmete açan Abdülhamit Han, Darülaceze’nin toplama kampı gibi değil yaşam alanı olarak planlanmasını istemiş.“ dedi. Darülaceze’nin iyi bir hazırlık neticesinde inşa edildiğini de belirten Çiftçi, o dönem 500 bin insanın ihtiyaç sahibi olduğunu da belirterek, “30 dönüm üzerine inşa edilen Darülaceze’nin ismi acizler evi anlamına gelmektedir. İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla İstanbul’a iki yeni darülaceze daha inşa edilecek. Projeleri hazır, bu yıl temeli atılacak” şeklinde konuştu. İnsanların cüzzamlı veya engelli diye dışlanmadığını kaydeden Çiftçi, sterilizasyon makinesinde kıyafetlerin dezenfekte edildiğini anlattı. Çiftçi ayrıca tesiste cami, kilise ve havranın da hizmet verdiğini kaydeden Çiftçi, göz ameliyatı yapılan bölümler, laboratuarlar ve doğumhanenin de bulunduğunu aktardı. Darülaceze’de dokuma, halı, kundura, çorap, ahşap gibi atölyelerin hizmet verdiğini de anlatan Çiftçi, ürünlerin sakinlere verildiğini belirtti. Çiftçi, “7 yaşına gelen her çocuk eğitim görüyordu. Müfredatta gerekli tüm dersler veriliyordu. Çocuklar okullarına ek olarak eğitim alarak meslek ustası oluyordu.” dedi. “Osmanlı Devleti’nde Engelli” adlı kitabını tanıtan Giresun Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sezai Balcı da ilk ve ortaçağlar Avrupa’sında engellilerin dışlandığını anlattı. Kartacalıların ‘güneşe kurban ediyoruz’ diye körleri yaktıklarını da anlatan Balcı, “Engelliler toplum dışında tutuldu.” dedi. İncil’de engellilerin korunmasına yönelik metinler olmasına rağmen sağır ve dilsizlerin Allah’ın (c.c), gazabına uğramış kişiler olarak görüldüğünü de anlatan Balcı, “Aziz Agustus, anadan doğma sağırların iman sahibi olamayacağını söylemiştir.” dedi. İslam inancına göre engelin bir kusur sayılmadığını anlatan Balcı, şunları söyledi: “Osmanlı’da körler cihatla mükellef sayılmadı. Cuma namazı kılmak ve hacca gitmekle yükümlü tutulmamışlar. Gayrimüslim kör ve dilsizlerden vergi alınmamış.”
SARAYDA SAĞIR VE DİLSİZLER GÖREV YAPTI
1350’li yıllarda Manisa’daki Körhane Mahallesi’nde görme engellilerin eğitildiğini de belirten Balcı, engelliler ile yaşlıların ihtiyaçlarının vakıf aracılığıyla karşılandığını kaydetti. Osmanlı’da görme engellilerin izinle dilendiğini de anlatan Balcı, bazı istismarlar sebebiyle de bu uygulamaya izin verilmediğini söyledi. Sultan 1. Ahmet’in, dilsizlerin dilini anlayabildiğini de kaydeden Balcı, Osmanlı sarayında sağır ve dilsizlerin görev yaptığını, kütüphanelerin de cücelere emanet edildiğini anlattı.
İLK ENGELLİ OKULU KAPATILDI
2. Abdülhamit’in kurduğu ilk engelli okulunun 1926’da kapatıldığını anlatan Balcı, ancak İzmir’deki okulun devam ettiğini söyledi. Balcı, “Ülkemizde ilk engelli okulu 1945’te açıldı. 1956’da 4 engelli okul hizmet veriyordu. bugün 143 devlet, 122 ana sınıfı ve 176 özel sektör okulu hizmet veriyor.” dedi.
Milliyet