İstanbul'da 7.5 büyüklüğünde deprem tehlikesi: Riskli yapıların sayısı 207 bine ulaştı!
İstanbul'daki riskli yapıların sayısı 207 bine ulaştı. Uzmanlar, en kötü senaryoda 7.5 büyüklüğünde bir deprem olabileceği uyarısında bulunuyor. İBB, kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırdı. İşte ayrıntılar... Özellikle 6 Şubat'ta yaşanan Maraş Depremleri, ülkeyi zor durumda bırakmış ve binlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesine yol açmıştı
Son zamanlarda Türkiye'de meydana gelen depremler, İstanbul Depremi endişesini tekrar gündeme getirdi. Özellikle 6 Şubat'ta yaşanan Maraş Depremleri, ülkeyi zor durumda bırakmış ve binlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesine yol açmıştı. Bu trajik olayın üzerinden 5 ay geçmesine rağmen, son günlerde ülkenin çeşitli bölgelerinde meydana gelen küçük çaplı depremler, İstanbul Depremi'nin beklentisini yeniden hatırlattı.
İBB, İSTANBUL'DA 207 BİN RİSKLİ YAPIYI TESPİT ETTİ!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), '6306 Sayılı Yasa Kapsamında İlan Edilen Alan ve Yapılara Yönelik Veri Toplama, Etki Analizi, Değerlendirme Çalışması' toplantısı düzenleyerek 'Kentsel Dönüşüm Stratejisi'ni uygulamak amacıyla önemli bir adım attı. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökce, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile çalışmanın detaylarını aktardı.
OdaTV'de yer alan habere göre; Dr. Buğra Gökce, İstanbul'un birinci derece deprem bölgesinde bulunmasının, yoğun nüfus ve yapı stoğuyla birleştiğinde kentsel riskleri artırdığını vurguladı. Ocak 2023 itibarıyla İstanbul genelinde toplamda 142 riskli alanda 207 bin riskli yapı olduğunu belirtti. Bu riskli binaların yüzde 30'unun 2000 yılından sonra inşa edildiğini ifade etti. Ayrıca, 1999 depreminden sonra yapılan yönetmelik değişikliklerine rağmen bu binaların sorunlu olduğuna dikkat çekti.
Riskli binaların ilçelere göre dağılımının büyük bir kısmının yüzde 40'ının Esenyurt, Büyükçekmece ve Küçükçekmece gibi batı koridorunda yer aldığı bilgisini paylaştı. Kentsel dönüşümün çevre dostu, sosyal ve ekonomik olmak üzere üç temaya dayandığını ve çeşitli paydaşların katılımıyla gerçekleştirildiğini belirtti. İBB, İstanbul'daki 39 ilçe yönetiminin bu çalışmada önerilen modeli örnek alarak kentsel dönüşüm ve bütüncül planlama anlayışını kendi projelerine yansıtmalarını amaçladığını ifade etti.
İstanbul'un benzersiz yapısının kentsel dönüşüm önünde finansal engeller yarattığının farkında olduklarını belirten Gökce, bu nedenle projenin "KENTFON" adıyla deprem riski altındaki alanların dönüşüm sürecine yeni bir finansman modeli sunduğunu açıkladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Deprem Dirençli Kent vizyonu doğrultusunda, afet problemlerini bilimsel temellere dayanarak, sağduyu, iş birliği ve çağdaş yöntemlerle aşma çabasında olduklarını vurguladı.
Çevre Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul depremi konusunda önemli bir uyarıda bulundu ve vatandaşları tetikte olmaya çağırdı. CNN Türk'e konuşan Özhaseki, Marmara Denizi'nde bulunan fay kırıklarının hareketli bir durumda olduğunu belirtirken, ne zaman gerçekleşeceği konusunda kesin bir tahmin yapmanın mümkün olmadığını ifade etti. Ancak, zamanın daraldığına dikkat çekti.
İstanbul'da yaklaşık 6 milyon bağımsız birim bulunduğunu belirten Bakan Özhaseki, bunlardan 600 bininin büyük bir risk altında olduğunu vurguladı.
Profesör Doktor Şükrü Ersoy, geçtiğimiz günlerde CNN Türk'e konuştu. Ersoy, İstanbul Depremi için zamanın hızla azaldığını belirtti. İstanbul'da gelecekte beklenen büyük depremin uzak bir tarih olmadığını ve en azından 7,0 büyüklüğünde bir depremle karşılaşabileceğimizi ifade etti.
Ersoy ayrıca, Marmara Denizi'nin içerisinde bulunan Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın 7,0'den büyük bir depreme gebe olduğunu hatırlattı. En kötü senaryonun ise 7,5 büyüklüğünde bir deprem olduğunu belirterek, bu riskle karşılaşmaya hazırlıklı olmamız gerektiğini vurguladı. Ayrıca, İstanbul'un deprem riskine karşı kentsel dönüşümün önemine de dikkat çekti.
Kartal Belediyesi'nin düzenlediği Kartal Kitap Fuarı'nda konuşan Bilim Akademisi Üyesi ve Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul depremi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Depremin doğal bir olay olduğunu belirten Görür, insanların tarih boyunca fay kuşağı olan bölgelere yerleştiğini ifade etti.
Prof. Dr. Görür, "Depremi afet yapan bizleriz. Tarihi dönemlerden beri ilk insanlar her nerede fay kuşağı varsa gidip oraya yerleşmişler. Fatih döneminde ilk insanlar da dahil, bizler de… Bilmeyerek oraya gitmişler onları çekmiş bu fay kuşakları... Neden dünyanın en güzel yerleri deprem kuşaklarıdır? Niye? Sıcak su oradadır, soğuk su oradadır, yeşillik oradadır. Onun için insanları çekmiş, oraya gitmişler ve deprem oldukça ölmüşler" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul depreminde yerel güçlerin önemine de değindi. Mahalle gönüllülerinin güvenilir bir şekilde müdahale edebileceğini belirten Görür, belediyelerin ve mahalle gönüllülerinin iş birliği yapması gerektiğini söyledi. AFAD'ın genel olarak İstanbul boyutunda afete müdahale etmekle ilgilenmesinin yanlış olduğunu ifade etti. Aksine, mahalle gönüllüleri ve belediyelerin el ele vererek gönüllü bir şekilde müdahalede bulunması gerektiğini vurguladı.
Görür, "Çünkü evi sağlam olan veya evinden canlı çıkan her insan önce kendi komşusuna yardıma gidecektir. Yani bize ilk gelen komşular olacaktır. Onun için afet gönüllülerini ihmal etmemek gerekir" dedi.