Kent Haberleri

İstanbul'da baharın tadını çıkarmak için birebir mekanlar!

Havaların iyiden iyiye ısındığı bugünlerde, şehrin tadını çıkarmak için acele edin. Bahar Kaleli’nin hazırladığı ‘İstanbul’un 100 Görülecek ve Yaşanacak Yeri’ kitabı, okuyucuya şehrin tarihi mekanlarıyla ilgili önemli bilgiler veriyor, farklı güzergahları

Fotoğraflarla desteklenen ‘İstanbul’un 100 Görülecek ve Yaşanacak Yeri’ kitabı, ‘Görülecek Yerler’ ve ‘Yaşanacak Yerler’ olarak iki bölüme ayrılıyor. Aralarında Topkapı Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Bozdoğan Kemeri, Tekfur Sarayı, Kılıç Ali Paşa Camii ve Neve Şalom Sinagogu’nun da yer aldığı tarihsel yapılar, ‘Görülecek Yerler’ başlığı altında toplanıyor. Bunların dışında tarihten gelen izlerle büyük olaylara ve anılara tanıklık eden Soğuk Çeşme Sokağı, Üsküdar, Yedi Tepe, Haliç, Zeyrekhane ve Salacak ise ‘Yaşanacak Yerler’ başlığı altında anlatılıyor. Samimi bir üslup ve detaylı bilgilerin hakim olduğu kitap, bahar aylarında İstanbul’u yeniden keşfetmek isteyenler için başucu rehberi.

Boğaz’da dilenci vapuru: İstanbul’u denizden görün ve ona bir kez daha aşık olun! ‘Dilenci vapuru’, İstanbul Boğazı’nın her iki yakasındaki iskelelere uğrayan, tarifeli Boğaz hattı vapurlarına verilen bir isim. Meşhur deyim, ‘dilenci vapuru gibi dolaşmak’ da buradan geliyor. Vapur Eminönü’nden Beykoz’a doğru Beşiktaş, Ortaköy, Arnavutköy, Bebek, Kandilli, Anadolu Hisarı, Paşabahçe, Çubuklu, Kandıra ve Yeniköy iskelelerine uğrayarak yol alıyor, İstanbullulara hem sabah hem de akşam Boğaz manzarasını seyretme fırsatı sunuyor. Niyetiniz gezmek, keyifli bir akşam geçirmek veya Kanlıca yoğurdu yiyerek demli bir çay içmek olabilir... Hepsi için Eminönü’nden kalkan bu vapurlara binebilirsiniz.

Osmanlı’da bir alışveriş merkezi ‘Arasta Çarşısı’: Osmanlı döneminde sipahi malzemeleri burada satıldığı için adı ‘Sipahiler Çarşısı’ olarak da biliniyor. Sultanahmet Camii’nin arkasında bulunan, bugün el sanatları eşyalarının satıldığı çarşıda, 70’ten fazla dükkan var. Dar sokağın her iki yanında halı, kilim, çanak-çömlek, İznik çinileri, tablolar, cam eşyalar, deri ceket ve boyun atkısı gibi geleneksel hediyelik eşyaları bulabilirsiniz. Bu ürünlerin önemli bir kısmı özel tasarımlar. Bu yüzden Kapalıçarşı gibi daha büyük yerlerde bile kolay kolay bulunmıyor.

Tekfur Sarayı: Blakhernai Saray Kompleksi’nden bugüne kalan son bölüm Tekfur Sarayı. Bugün çatısı olmayan üç katlı yapı, 12’nci yüzyılda inşa edilmiş. Önünden küçük kemerli bir yolla girilen avlunun bulunduğu renkli cephe, tuğla ve taş sıralarıyla dolu.

Günbatımının şahlandığı yer ‘Salacak’: Dünyanın en görkemli siluetlerinden biri, Ahırkapı’dan başlayarak, Sultanahmet ve Ayasofya manzarasını kapsıyor. Günbatımında Tarihi Yarımada’nın bu görüntüsü, en iyi karşı kıyıdan, Salacak’tan izleniyor. Salacak, Üsküdar’da. Şemsipaşa’yla Harem arasında, Kızkulesi’nin karşısında. 

Soğuk Çeşme Sokağı’nda nostaljik geçit: Sultanahmet’te eski evlerin bulunduğu bu küçük sokak, Naziki Tekkesi şeyhinin konağı ve cumbalı ahşap evlerden oluşuyor. İstanbul ahşap mimarisinin bütün özelliklerini taşıyan cumbalı ve kafesli evleri burada görebilirsiniz. Kimisi iki, kimisi üç katlı... Trafiğe kapalı olan sokak, Ayasofya Müzesi ve Topkapı Sarayı arasında yer alıyor. Adını yine bu sokakta bulunan, III. Selim dönemine ait 1800 tarihli mermer bir Türk çeşmesinden alıyor. Çeşme bugün tamamen yenilenmiş halde. Sokakta yapılan son kazılarda, Ayasofya’nın kendisi kadar eski bir Bizans sarnıcı ortaya çıkarıldı.

Galata Mevlevihanesi’nde sema gösterisi: Tünel’de bulunan eski mevlevihane, Şeyh Galib’in padişah III. Selim’le yakınlığı nedeniyle, 1700’lerde altın dönemini yaşadı. Bir dönem tekke olarak kullanıldı, 1994’teyse Divan Edebiyatı Müzesi haline getirildi. Yapının sağ tarafındaki çeşme ve cümle kapısı, özgün çizgileriyle ampir tarzında yapılmış. Burada belli dönemlerde sema gösterisi düzenleniyor. Bu ayin yalnız İstanbulluların değil, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerin de ilgisini çekiyor. Mistik estetiğin en güzel örneklerinden birini burada yaşayabilirsiniz.

Yahya Kemal bu tepelerin hangisinden İstanbul’a baktı: Roma İmparatorluğu’nun başkenti Roma gibi, İstanbul’un surlar içinde kalan bölümünün yedi tepe üzerinde kurulduğu biliniyor. Bu tepelerin yerleri şu şekildedir:

1- Topkapı Sarayı, Ayasofya ve Sultanahmet Camii’nin bulunduğu tepe.
2-  Çemberlitaş ve Nuruosmaniye Camii’nin bulunduğu tepe.
3-  Bayezıd Camii, İstanbul Üniversitesi ve Süleymaniye’nin bulunduğu tepe.
4-  Fatih Camii’nin bulunduğu tepe.
5-  Yavuz Selim Camii’nin bulunduğu tepe.
6-  Edirnekapı semtinde, Mihrimah Sultan Camii’nin bulunduğu tepe.
7-  Kocamustafapaşa semtinin bulunduğu tepe.

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer. oldukça gönül tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Nice revnaklı şehirler görünür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim en hoş ve uzun rüyada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.

Yahya Kemal Beyatlı

Milliyet