İstanbul’da imar faaliyetleri!
İstanbul’da 19. yy ortasından beri çeşitli planlama çalışmaları gerçekleşmiştir. Bu dönemden sonra İstanbul ile ilgili önemli imar kararları alınmış olup uygulanmaya başlanmıştır..
İstanbul’da 19. yy ortasından beri çeşitli planlama çalışmaları gerçekleşmiştir. Bu dönemden sonra İstanbul ile ilgili önemli imar kararları alınmış olup uygulanmaya başlanmıştır. Tarih boyunca önemli siyasi ve iktisadi bir şehir olan İstanbul’un şehir dokusu, günümüze kadar durmadan devam eden iskânlar ve göçlerle şekillenmiştir. Şehrin konumu nüfusunun artışı, eksilişi ve doğu - batı ekseninde sürdürülen siyaset ve politikalara bağlı olarak devam etmektedir.
Günümüz İstanbul’un şekillenmesi iki temel aktöre bağlıdır. Bu faktörler; göçlere bağlı nüfus artışı, şehri planlama faaliyetleri olarak gösterilebilir. 1960 yılından itibaren yaygınlaşan apartmanlar İstanbul’un ikametgâhını değiştiren bir simge olmuştur. Özellikle 1960 yılından sonra ahşap yapıların yerini apartmanlara bıraktıktan sonra ki bu dönüşüm önemli bir sektör olarak bugüne kadar devam edip süregelmiştir. 1990 sonrasında, Doğu Marmara bölgesi kentsel yerleşmelerinde Sovyet Sisteminin çözülüşü ve AB projesinin derinleşmesiyle paralel bir ekonomik yoğunlaşma gerçekleşmiştir. Fakat 1994 yılına kadar şehir içindeki demografik sorunlar, alınan kararların uygulanmasına büyük ölçüde engel teşkil etmiştir.
İstanbul’da zaman zaman oluşan izinsiz imar hareketleri de planlamanın verilerini oluşturmada etkin rol üstlenmiştir. Bu dönüşüm sürecinde İstanbul’daki demografik eğilimlerin (nüfus hareketleri, düşük doğurganlık, yüksek yaşam beklentisi) Avrupa şehirleriyle birlikte bir uyum içine girdiği görülmektedir. 2000 yılından sonra ise İstanbul’da yapısal, konumsal farklılaşmalar etkisini daha çok göstermiştir.
Bugün eski İstanbul diye tabir edilen (Tarihi Yarımada) şehrini, gecekondu semtleri kuşatmıştır. Bu semtler yeni ilçeler olarak şehre ilave olmuştur. Günümüze kadar süregelen ve bitmeyen gecekondulaşma süreci şekil değiştirerek varlığını bugün de devam ettirmektedir. Nüfus yapıları ve şehirle ilişkileri açısından eski gecekondulardan çok farklı olan ve varoş diye adlandırılan bu yerleşim birimlerinin eski İstanbul hatta Tarihi Yarımada diye tanımlanacak bölgelerle hiçbir bağlantısı bulunmamaktaydı. Bugün ise bu mesafe artık kaybolmuştur.
Sürekli yer değiştiren ve asıl sanayi alanları yanında “türedi” tabiriyle nitelendirilen organize sanayi siteleri veya bölgeleri zamanla hem şehrin içinde hem de dışın da kalarak kentsel dönüşümden payını alan bölgeler olarak günümüzde ki planlamada yerini almıştır. Günümüz İstanbul’unda dikkat çeken temel özellik geçmişte olduğu gibi yaşanan nüfus artışları olmasına rağmen İstanbul zamana ayak uydurabilen bir şehir olmuştur Türkiye’nin gelişen yüzünü gösteren bir şehir olan İstanbul, cazibe merkezi olmaya devam etmektedir. Bu bağlamda İstanbul’a “çeki düzen verme faaliyetleri” her dönem olduğu gibi bugünde “kentsel dönüşüm “ adı altında uygulanmaktadır.
İstanbul'da kentsel dönüşüm dört farklı şekilde gerçekleşmektedir.
Kendiliğinden dönüşüm; Yap-sat, yık -yap ya da esaslı onarıma dayalı bu süreç kurumsal inşaat sektörünün büyümesi ve küçük ölçekteki inşaat şirketlerinin güç kaybetmesi ile giderek azalmakta olsa da hala hâkim dönüşüm biçimi olarak devam etmektedir. Yani mahalle müteahhitleri görevine devam etmektedir hala.
Büyük metropoliten projeler;Olimpiyat Parkı, Formla 1, Sabiha Gökçen Havaalanı, büyük alışveriş merkezleri, metro ve diğer ulaşım yatırımlarını bu projeler arasında sayılabilir. Bunlara Marmaray Hattı, 3. Köprü de eklenerek büyük projeler devam etmektedir. Yakında yapılması planlanan “Kanal İstanbul” Projesi de henüz proje ve fizibilite aşamasındadır.
Planlı dönüşüm; Çevre Düzeni Planı ile tarif edilen gelişme alanları, alt merkezler, lojistik bölgeler, ve büyük yatırımlar, nazım ve uygulama planları ve tadilat planları ile getirilen yeni işlev ve yoğunluk kararları üzerinden yaşanan değişimlerdir. Belediyelerin yaptıkları plan notları değişimleri de bunlara dahildir.
Dönüşüm projeleri; Doğrudan dönüşüm ya da yenileme projeleridir. Bunlar bugün “kentsel dönüşüm projeleri” adı altında gerçekleşen projelerdir. Anlaşılması ve halka en çok açıklanması gereken projeler bu projeler olmaktadır.
Burada kısaca İstanbul’daki planlama faaliyetlerine akademik bir çerçeveden yaklaşmış olsam da ilk aşamada bilmemiz gereken konuların bunlar olduğunu düşünüyorum. Sonra terimler yerli yerine oturduğunda İstanbul’daki imar sorunlarının nereden kaynaklandığını ve hangi çerçeve içinde değerlendirme yapmak gerektiğini bulmamız böylelikle daha kolay olacaktır sanırım.
Milat