İstanbul'da parklar nefes aldırıyor!

Bayram tatili sonrası metropol stresi üzerinize fazla geldiyse, kendinizi parklara atın. Şehrin her iki yakasına nefes aldıran geniş yeşil alanlar, yaz sonunun tadını çıkarmanız için birebir

Ulus Parkı

Ulus Parkı, İstanbul’un Boğaz’ı kucaklayan yeşil alanlarından biri. Beşiktaş’ın Ulus semtinde bulunan parktan Boğaz Köprüsü, Topkapı Sarayı ve Üsküdar’ı da kapsayan panaromik Boğaz manzarasını seyredebilirsiniz. Son derece bakımlı ve düzenli olan parkın misafirleri, genelde semt sakinlerinden oluşuyor ama hafta sonları civar semtlerden de birçok kişi dinlenmek için Ulus Parkı’nı tercih ediyor. Yalnız, uyaralım: Burada mangal ve piknik gibi aktiviteler pek hoş karşılanmıyor. Parktaki mekanlarda brunch yapabilirsiniz.

Fenerbahçe Parkı

Sabahın ilk esintilerini çiçek kokularıyla karşılamak isterseniz doldurun termosunuzu; doğru Fenerbahçe Parkı’na... Anadolu Yakası’nın bu en özenli yeşil alanı, tüm yaz birbirinden güzel çiçeklerle doluyor. Öğleden sonra temiz hava almaya çıkan ‘Cadde’li gençlerden, akşamları çekirdek çitleyen ailelere kadar günün her saati, her yaştan insana rastlamanız mümkün. Parkta spor aletlerinden, masalı piknik alanlarına kadar farklı aktivite seçenekleri var ama sıkılırsanız Bağdat Caddesi’nde turlamaya çıkabilirsiniz. Alışverişe dalıp romantik gün batımını kaçırmayın!

Gülhane Parkı

Ayasofya’dan Yerebatan Sarnıcı’na, Sultanahmet Camii’nden Mısır Çarşısı’na kadar yorucu bir Tarihi Yarımada gezisinden sonra Gülhane Parkı dinlenmeniz için en uygun yer. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Topkapı Sarayı’nın dış bahçesi olan parkta, yüzlerce yıllık ağaçların arasında ilerlerken, kendinizi bir zaman makinesinde gibi hissedebilirsiniz. Parkın içinde çeşitli heykeller ve Roma döneminden kalma Gotlar Sütunu bulunuyor. Atatürk’ün halka Latin harflerini ilk kez burada tanıttığını biliyor muydunuz? Laleler eşliğinde Sarayburnu’na çıkarak muhteşem Boğaz manzarasına karşı demlikte çay içebilir, gezinizi keyifle sonlandırabilirsiniz.

Emirgan Korusu

Sarıyer’deki Emirgan Korusu, 17’nci yüzyılda Osmanlı padişahı IV. Murad tarafından İranlı Emir Gün Han’a armağan edilmiş. O zamanlardan günümüze kadar şehrin en önemli yeşil alanlarından biri olmayı sürdüren koru, sabah saatlerinde onlarca kuş çeşidinin cıvıltılarıyla güne başlıyor. Bahçede 1800’lerden günümüze kadar ulaşan üç köşk yer alıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen 

Sarı Köşk, Pembe Köşk ve Beyaz Köşk, farklı yiyecek-içecek seçenekleriyle dinlenme 

molası verebileceğiniz yerlerden.

Selamiçeşme Özgürlük Parkı

Kadıköy Selamiçeşme’de 120 bin metrekareye yayılan Özgürlük Parkı, Anadolu Yakası’nın bir nevi akciğeri. Yeşilliğiyle bölge halkının ikinci evi olan park, hafta sonları tüm İstanbul’dan misafirlerini ağırlıyor. Parkta futbol ve basketbol sahası, tenis kortu, koşu parkuru, çocuklar için oyun alanları, spor aletleri, bisiklet yolu, süs havuzları, piknik alanı ve kafeteryalar bulunuyor. Evcil hayvanlar için tasarlanmış bölümüyle hayvanseverler de unutulmamış.

Park, amfitiyatrosuyla yaz aylarında birçok kültürel etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Her yıl düzenlenen Kadıköy Belediyesi Tiyatro Festivali bunlardan yalnızca biri. Etkinliklerden haberdar olmak isterseniz, sadece Selamipaşa Özgürlük Parkı müdavimlerinin paylaşımda bulunduğu bir internet sitesi ve 

eposta grubu bile var: www.ozgurlukparki.com

Caddebostan Parkı

Kadıköy’den dolmuşla ya da Bağdat Caddesi’nin her yerinden yürüyerek ulaşabileceğiniz Caddebostan Parkı, İstanbul’un en renkli yeşil alanlarından biri. Çimenlere uzanmak, deniz kenarında yürüyüş yapmak, çocukları eğlendirmek gibi bir parkta yapılabilecek her şeye uygun bir ortam sağlayan Caddebostan Parkı, özellikle yaz aylarında festival alanına dönüşüyor. Akşam saatlerinde müzisyenlerden kaykaycılara, piknikçilerden romantik çiftlere kadar çeşit çeşit insan parkta günün yorgunluğunu atıyor.

Milliyet