Genel

İşte İstanbul'un en sıradışı evleri!

Ne Boğaz’ı onlarsız ne de onları Boğaz’sız düşünebilirsiniz. İstanbul yalılarının mimari güzellikleri bir yana, her birinin bambaşka bir hikâyesi var. Bugün size İstanbul’un sıradışı evlerini ve onların geçmişini anlatmak istiyorum.

AFİF AHMED PAŞA YALISI 

DİZİLERİN YALISI



İstanbul (Erkek) Lisesi, Osmanlı Bankası, eski Haydarpaşa Lisesi, Fatih Köprüsü’nün altındaki Tophane Müşiri Zeki Paşa Yalısı ve Pera Palas Oteli’ni yapan mimar Alexandre Vallaury tarafından 19. yüzyıl sonunda Doğu ve Batı tarzlarını harmanlayan bir üslupla inşa edilmiş. Agatha Christie ünlü ‘Doğu Ekspresinde Cinayet’ adlı romanını yazmak için İstanbul’u ziyaret ettiğinde Yeniköy sahilindeki bu yalıda misafir edilmiş. Neo-barok tarzında inşa edilen binayı Afif Ahmed Paşa’nın ailesinden Pera Palas Hotel’in eski sahibi Misbah Muhayyeş almış. Yalı daha sonra Uzan ailesinin mülkiyetine geçti. Biraz ilerideki Tahsin Uzer Yalısı’nda oturan Suzan Sabancı Dinçer tarafından yaklaşık 40 milyon dolara satın alındı. Bugün katlara bölünmüş olan yalıda kiracılar oturuyor. Müjde Ar’ın başrolde oynadığı, TRT yapımı ‘Aşk-ı Memnu’ dizisi burada çekilmişti. Yalı ‘Binbir Gece’ dizisinin son sezonunda da kullanıldı.


TAUT EVİ

BUDİST TAPINAĞINA BENZİYOR



Ortaköy sırtlarında Ali Vafi Korusu’nda yer alan ve bir ‘pagoda’ya (Budist tapınağı) benzeyen bir ev göz kırpacak size. Burası Alman mimar Bruno Taut’nun evi. Alman asıllı bir Yahudi olan Taut, 1880’de Königsberg’de doğmuş. 1932’de ülkesini terk etmeye zorlanmış. Sovyetler, İsviçre ve Japonya’da bir süre kaldıktan sonra 1936’da Türkiye’ye yerleşmiş.


RAGIP PAŞA KÖŞKÜ

PAŞA YAPTIRDI AMA SÜRGÜNE GİTTİ



Caddebostan’daki muhteşem Ragıp Paşa Köşkü, Sirkeci Tren İstasyonu’nu da yapan August Jasmund tarafından 1906’da tasarlanmış. Sultan II. Abdülhamid’in mabeyincisi olan Ragıp Paşa 1908’de Rodos’a sürgüne yollanmış, dolayısıyla evinin keyfini pek sürememiş. Köşkün yanındaki diğer köşk ise kızı Tevhide 

Hanım’a aitmiş.


DUVARLARINDA PICASSO, MIRO, MATISSE OLAN OTEL



Nice ya da Cannes’a yolu düşenlere sokakları sanat galerileriyle dolu, muhteşem bir kasaba tavsiye edeceğim: Saint Paul de Vence. Burada La Colombe D’or adında 13 odalı bir otel var. Restoranı da olan otelden içeriye girdiğinizde duvarlardaki resimleri önce röprodüksiyon zannediyorsunuz ama değil. Yemek yediğiniz yerde Picasso, Miro, Matisse’in eserlerini görmek mümkün. Otelin sahibi Paul bir ressammış. Mekânı 1940’larda ünlü düşünür ve sanatçıların uğrak yeri olmuş. Sanatçılar konaklama karşılığında tablolarını verince ortaya bu muhteşem koleksiyon çıkmış. Haftalar öncesinden rezervasyon yapmayı ihmal etmeyin. Fiyatlar 250 Euro’dan başlıyor. Kasabada öğle yemeği için Le Tilleul’ü tercih edebilirsiniz.


Saffet Emre Tonguç

Hürriyet Seyehat