26 / 11 / 2024

İstanbul'un toplanma alanları ne oldu?

İstanbul'un toplanma alanları ne oldu?

Dün Yalova'da meydana gelen 4.4 şiddetindeki deprem İstanbul'da da hissedildi. Uzmanlar, deprem sonrası toplanılacak alanların olmadığını gündeme getirdi.




Yalova'da dün meydana gelen 4.4 şiddetindeki deprem İstanbul'da da hissedildi. Yaşanan tedirginlik, muhtemel bir deprem sonrasında gerekli önlemlerin alınmadığını, halkın toplanacağı boş alanların kalmadığını gözler önüne serdi.



17 Ağustos 1999'da on binlerce kişinin yaşamını yitirdiği Gölcük depremi sonrası İstanbul'da Afet Acil Eylemi Planı çerçevesinde belirlenen 493 boş alan toplanma yerinin tamamına yakını satıldı. Alanların birçoğuna AVM’ler ve gökdelenler yapıldı. Alman Alfred-Wegener-Enstitüsü'nün doğal afetler konusunda dünyanın en tehlikeli 10 kentinden biri olarak gösterdiği İstanbul'da neredeyse acil durumlarda kullanılabilecek boş alan kalmadı.


CHP’li Gürsel Tekin, 1999 depreminden sonra, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in İstanbul’daki kamuya ait tüm arsaların dökümünü yaptırıp, buraları “deprem anında toplanma ve yardım merkezleri” olarak belirlediğini ancak AKP hükümetlerinin bu yerlerin tümünü, rant için sattığını talan ettiğini söyledi.


Toplanma alanları değil AVM'ler arttı


TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cemal Gökçe de toplanma ve çadır kurma alanlarının üçte ikisinin yapılaştığına dikkat çekti. Gökçe, "Toplama alanları AVM'lere, rezidanslara ve gökdelenlere dönüştü. Bu alanların sayısının artması gerekirken AVM'lerin sayısı arttı. İstanbul depreme hazır değil. İnsanların evlerinden çıkıp, gidebilecekleri bir yer yok. Van'da ki depremde insanların çadır kurabileceği yerleri vardı ama ne yazık ki bu İstanbul'da yok" diye konuştu.


Kaçış noktaları tıkalı


Şehir Plancıları Odası İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Kahraman ise toplanma alanlarının plan değişiklikleriyle satıldığını ve arazilerin yüzde 90'ının dolduğunu söyledi.


Kahraman, "Satılan bu toplanma alanları, sadece deprem durumunda değil, diğer afetlerde de toplanma alanları olarak belirlenmişti. Bu alanlar boş alanlardı. İstanbul'un yeşil alanlarıydı. Arazilerin satılmasıyla, İstanbul'un kaçış noktaları da tıkanmış oldu" şeklinde konuştu. İstanbul’un betonlaşmasının başka afetlerin önünü de açtığını söyleyen Kahraman, “İstanbul’u artık, yağmur yağınca su basıyor. Bunun sebebi yağan yağmuru alacak toprağın kalmaması. Yapılan düzenlemeler plana ve akla değil, ranta dayalı” dedi.


Marmara Depremi'nin üzerinden geçen 16 yılda, İstanbul için bir çok planın yapıldığını fakat bu programların yerine getirilmediğini belirten Kahraman şöyle devam etti: "Ne yazık ki hiçbir eylem planı ve program yerine getirilmedi. İstanbul hala bu tehditle karşı karşıya.”


Birgün


Geri Dön