İşte değişime direnen İstanbul Hanları!
İstanbul’un siluetinde önemli bir yere sahip olan tarihi hanları şimdi fotoğrafçı Timurtaş Onan’ın öğrencileriyle birlikte açtığı “İstanbul’da Hanlar: Geçmişin ışığında, geleceğe direnen İstanbul Hanları” adıyla sergiye konu oldu.
Fotoğrafçı, çekeceği karede bir estetik arar; geriye belge bırakmak, kurduğu hayalleri fotoğrafa yansıtmak ister. Oysa İstanbul, eski İstanbul değil; güzel fotoğraflar çekmek gün geçtikçe daha zorlaşıyor. Fotoğrafçı Timurtaş Onan, “Şehrin siluetini bozan bir sürü ayrıntı var artık” diyor. Onan, şehir fotoğraflarıyla tanınan bir sanatçı. Son olarak, öğrencileriyle birlikte şehrin yok olmaya yüz tutan hanlarını fotoğraflayarak “İstanbul’da Hanlar: Geçmişin ışığında, geleceğe direnen İstanbul Hanları” adlı sergiyi açtı. Ekip olarak bunun için 2.5 yıl çalıştılar ve zanaatkârların son temsilcilerini de belgelemiş oldular. Bir sonraki projelerini de ustalara ayırmaya karar verdiler.
54 fotoğraftan oluşan serginin nasıl ortaya çıktığını da öğrenmek istiyor ve önce bunu soruyorum... Timurtaş Onan’ın atölyesine katılan 27 fotoğraf tutkunu, 3-4 kişilik gruplar halinde her gün Eminönü, Sirkeci, Mahmutpaşa ve Perşembe Pazarı’nda fotoğraf keşfine çıkmış. İstanbul’un değişimine direnerek ayakta kalmayı başaran bu tarihi mekânların bazıları yorgun ve harap halde; çatısı akmış, duvarı çatlamış... Bazıları da zamana yenik düşerek kabuk değiştirmiş, ya bir lokantaya dönüşmüş ya da dokusuna hiç de uygun olmayan bir mağazaya ev sahipliği etmeye başlamış. Bakımsız hanların durumları çok üzücü. Bu yüzden, Kapalıçarşı’dan Mısır Çarşısı’na uzanan yolda Çakmakçılar, Fincancılar ve Mahmutpaşa Yokuşu ve Karaköy Perşembe Pazarı bölgesinde geniş, serin avlularıyla dikkat çeken hanların nihayet toplu halde fotoğraflanmış olması çok güzel.
BU FOTOĞRAFLAR GELECEĞE BİRER BELGE
1980’lerden bu yana eğitimler veren ve İstanbul’u fotoğraflayan Timurtaş Onan, “Eskiden çektiğim İstanbul fotoğrafları, artık birer belgesel niteliğinde. Mesela 10 yıl öncenin fotoğraflarında Beyoğlu, adeta Paris gibi görünüyor. Bugünse ne yazık ki bambaşka bir yapıya bürünmüş durumda, o eski güzellik fotoğraflarda kaldı. Bu hanların fotoğrafları da öyle olacak” diyor. Onan’a göre, Mercan, Çakmakçı Yokuşu’ndaki Valide Han ve Büyük Yeni Han fotografik açıdan mükemmel hanlar; insanı adeta fotoğraf çekmeye teşvik ediyor. Hele içlerindeki atölyelerde çalışan ustalarla birlikte... Hanlarda günün her saati fotoğraf çekilebiliyor çünkü güneş ışığı her saatte farklı bir yöne düşüyor.
En büyük hayal kırıklığını da soruyorum... Rüstem Paşa Hanı’nın eski dokusunu kaybettiğini hatta içine bir börekçi dükkânı açıldığını söylüyor Onan ve her şeye rağmen hanların çoğunun sağlam olduğunu, dolayısıyla iyi bir restorasyon çalışmasıyla varlığını eskisi gibi sürdürebileceğini ekliyor. “Ustalar, zanaatkârlar doğal dokularıyla dikkat çeken bu mekânlarda çalışmayı, üretmeyi sürdürmeli. Bazı hanların, yeme-içme sektörüne hizmet vermesi, otel veya lokanta haline getirilmesi çok yazık” diyor. Sanatçıya göre, bu hanlarda bugün görselliği bozacak bir sürü şey var; tabelalar, ışıklar, kablolar, klimalar... Bu sebeple buralarda iyi fotoğraf çekmek hakikaten çok zor olabiliyor.
‘ETKİLİ FOTOĞRAF ÇEKMEK İÇİN HİSSETMEK LAZIM’
“Etkili ve akılda kalıcı şehir fotoğrafları çekmenin en önemli unsuru nedir?” diye sorduğumda Onan’ın yanıtı şu oluyor: “İyi gözlem yapmak şehir fotoğrafçılığında önemli bir ayrıntı. Fotoğraf meraklısı, gittiği yerde ne görürse çekiyor. Oysa önce bir durup bakmak, insanların ne yaptığını anlayıp sonra çekmek gerekir. Yıllardır Dolapdere, Sulukule, Kâğıthane gibi semtlerde çalışırım ve bazen kahvede oturmaya bile giderim. Orada bulunmaktan zevk almıyorsan, o hikâyeleri dinlemediysen, fotoğrafın etkili olmaz, çünkü bir şey hissedemezsin. İstanbul benim doğup büyüdüğüm yer ve zaman içerisinde değişimine şahit oldum. 80’lerden sonra göçle birlikte İstanbul’un bozulduğunu söylüyorlar ama bana göre bu değişimin getirdiği değerler de var.”
Belli ki fotoğraf tutkunları İstanbul’u çekmeyi özellikle seviyor, çünkü şehirde sürekli bir değişim söz konusu. Bu yüzden ekip olarak şimdi “Mega-şehir” diye bir projeye başlamışlar. İstanbul’daki kentsel dönüşümü konu alan bu proje, önümüzdeki yıl görücüye çıkacak.
Ekin TÜRKANTOS/Habertürk