İşte dev kütüphanenin yapılacağı Rami Kışlası'nın hikayesi!
Dün Kültürel Eylem ve Kalkınma Planı'nı açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul Eyüp'te bulunan Rami Kışlası'na dev bir kütüphane yapılacağını açıkladı. İşte Rami Kışlası ve hikayesi...
Dün Kültürel Eylem ve Kalkınma Planı'nı açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul Eyüp'te bulunan Rami Kışlası'na dev bir kütüphane yapılacağını açıkladı.
Müzeye dönüştürülmek üzere restorasyonu süren Rami Kışlası'nda 10 milyon kitap kapasiteli bir kütüphane kurulacağını ifade eden Davutoğlu, “Türkiye'nin en büyük kütüphanesini hayata geçireceğiz" dedi.
Kütüphane ayrıca, dünyanın da sayılı kütüphanelerinden biri haline gelecek.
İstanbul'un en güzel manzaralarından birine sahip olan Rami Kışlası, konum olarak da oldukça merkezi bir yer olan, İstanbulluların uğrak noktası Eyüp'te bulunuyor.
250 yıllık tarihe sahip
Yakın bir zamana kadar yani 1980'nin başlarına kadar TSK'nın kullanımında olan Rami Kışlası'nın 250 yıllık bir geçmişi var. Kışla ilk olarak 1757-1774 yılları arasında 3. Mustafa döneminde yapıldı.
Daha sonra 2. Mahmud 1828-1829 yılları arasında kışlayı yenileyip büyüttü. Yeniçeri ocağını kaldıran 2. Mahmud, yerine kurduğu Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusunu bu kışlaya yerleştirdi ve kışla, Asakir-i Mansure-i Muhammediye Kışlası (Hz. Muhammed'in yardım edilmiş askerlerinin kışlası) adını aldı.
1836'da Mühendishane öğrencileri buraya taşınınca kışlanın adı bu kez Fünun-ı Harbiye-i Mansure olarak anılmaya başlandı.
Cumhuriyet döneminde de kışla olarak kullanıldı
Cumhuriyet döneminde de orduya hizmet veren Rami Kışlası 1980'li yılların başlarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne, dinlenme alanı yapılmak şartıyla devredildi. Bunun için çeşitli projeler hazırlansa da, hayata geçirilemedi ve kışla gıda toptancılarına tahsis edildi ve kışla uzun süre toptancılar tarafından kullanıldı.
Son olarak ise müze ve kütüphane yapılmak üzere restorasyonuna başlanan Rami Kışlası, başta İstanbul ve Türkiye olmak üzere dünyanın cazibe merkezlerinden biri olmaya hazırlanıyor.
Yeni Şafak
Haber Eyüp Belediyesi'nde şu şekilde yer aldı;
32 farklı eylem planından oluşan Kültürel Eylem ve Kalkınma Planı’nı açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul Eyüp’te bulunan Rami Kışlası’na dev bir kütüphane yapılacağını açıkladı.
Müzeye dönüştürülmek üzere restorasyonu süren Rami Kışlası’nda 10 milyon kitap kapasiteli bir kütüphane kurulacağını ifade eden Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Türkiye’nin en büyük kütüphanesini hayata geçireceğiz” dedi. Kütüphane ayrıca, dünyanın da sayılı kütüphanelerinden biri haline gelecek.
Rami Kışlası müze, kütüphane, alışveriş ve 200 bin metrekarelik peyzaj düzenlemesiyle İstanbul'un en önemli odak noktalarından biri olmaya aday gösteriliyor. Proje kapsamında, tarihi binanın yeri, boyutları, ulaşılabilirliği, müze programına uygunluğu göz önünde bulundurularak, "Şehir Müzesi" olacak.
MODERN TEKNOLOJİ KULLANILACAK
Kışlanın tamamlanmasıyla birlikte çevresindeki yapıların da iyileştirilmesi öngörüldü. Tek bir kapıdan girişin yapılacağı müzede, bununla birlikte ziyaretçilerin gezebileceği büyük bir avlu ve iç mekanlar inşa edilecek. Koridorlarla geçişlerin sağlanacağı avluda, sergi salonları ve gezi mekanları yapılacak. Ayrıca, ziyaretçiler için kafeteryalar, kitapçı dükkanları, hediyelik eşya satış birimleri ile geleneksel el sanatlarının yapımını, tanıtımını ve satışını içeren atölyeler de bulunacak. Tarihi binanın dokusunu bozmamak için bitişiğine kışla yapısına uygun, modern teknoloji kullanılacak.
Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın da müze ile ilgili çalışmaların aralıksız devam ettiğini belirterek, en kısa zamanda restorasyonun tamamlanarak açılışının gerçekleştirileceğini ve vatandaşların hizmetine sunulacağını söyledi.
KIŞLANIN DÜNÜ VE BUGÜNÜ
1980’nin başlarına kadar TSK’nın kullanımında olan Rami Kışlası’nın 250 yıllık bir geçmişi var. Kışla ilk olarak 1757-1774 yılları arasında 3. Mustafa döneminde yapıldı. Daha sonra 2. Mahmud 1828-1829 yılları arasında kışlayı yenileyip büyüttü. Yeniçeri ocağını kaldıran 2. Mahmud, yerine kurduğu Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusunu bu kışlaya yerleştirdi ve kışla, Asakir-i Mansure-i Muhammediye Kışlası (Hz. Muhammed’in yardım edilmiş askerlerinin kışlası) adını aldı. 1836’da Mühendishane öğrencileri buraya taşınınca kışlanın adı bu kez Fünun-ı Harbiye-i Mansure olarak anılmaya başlandı.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE DE KIŞLA OLARAK KULLANILDI
Cumhuriyet döneminde de orduya hizmet veren Rami Kışlası 1980’li yılların başlarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne, dinlenme alanı yapılmak şartıyla devredildi. Bunun için çeşitli projeler hazırlansa da, hayata geçirilemedi ve kışla gıda toptancılarına tahsis edildi ve kışla uzun süre toptancılar tarafından kullanıldı.
Son olarak ise müze ve kütüphane yapılmak üzere restorasyonuna başlanan Rami Kışlası, başta İstanbul ve Türkiye olmak üzere dünyanın cazibe merkezlerinden biri olmaya hazırlanıyor.
32 eylem planından oluşan Kültür Paketi’ni açıklayan Başbakan, ‘Sanatçıya vefa’ projesini hayata geçireceklerini söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, yaşamlarının son dönemlerini sıkıntılı geçiren Yadigar Ejder, Yüksel Gözen, Sami Hazinses, Kazancı Bedih örneklerini vererek, “Sanatçıya vefa” adlı bir projeyi hayata geçireceklerini ve sanatçıların emekliliklerini kolaylaştıracaklarını söyledi.
Davutoğlu, Ankara Palas’ta Kültür Paketi’ni açıkladığı toplantıda sözlerine Atilla Özdemiroğlu’na Allah’tan rahmet dileyerek başladı. Toplantıya Orhan Gencebay, Yavuz Bingöl, Ercan Saatçi, Metin Şentürk’ün de aralarında olduğu sanatçılar katıldı. 32 eylem planından oluşan pakette yer alan düzenlemeler özetle şöyle:
Sanatçıya vefa: Emekliliği gelmiş sanatçılar geriye dönük borçlandırılarak emekli olmaları kolaylaştırılacak. Sosyal güvenliği olmayan sanatçıların emekli olmalarına yönelik çalışma başlatılacak. Telif hakları yasası mayısta Meclis’e sevk edilecek. Davutoğlu, sanatçılara emekliliğe ilişkin, “Yıllarını sanata adamış sanatçılarımızın evsiz, barksız bir şekilde bin bir zorlukla hayata tutunmaya çalışması hepimizi derinden üzüyor. Yadigar Ejder, Yüksel Gözen, Sami Hazinses, Kazancı Bedih gibi sanatçılarımızın yaşadığı mağduriyetleri hepimiz biliyoruz. Sami Hazinses’in hazin vedası da yüreğimizde bir acı” dedi.
- Tarihi kentlere ‘öngörüm’ alanları: “İnsan Merkezli Kültür Odaklı Şehir Yenileme ve Koruma Programı” hayata geçirilecek. Şehirlerin tarihi bölgeleri, bütüncül bir yaklaşımla, kültürel kimlik korunarak yenilenecek. Kültür yapılarının modern şehir alanlarından kaybolmasını engellemek için “öngörüm alanları” belirlenecek. Davutoğlu, bu başlık altında Bursa İznik, İstanbul Tarihi Yarımada, Diyarbakır Sur, Amasya, Mardin ve Edirne gibi şehirlerin tarihi bölgelerine ilişkin düzenlemeleri örnek gösterdi.
- İstanbul ve Ankara’ya külliye: Ankara’daki AKM alanında arkeoloji, güzel sanatlar ve geleneksel sanatları içerisinde barındıran müzelerin bulunduğu bir külliye yapılacak. İstanbul’da Hasdal Kışlası’nda İslam eserleri, arkeoloji, güzel sanatlar ve geleneksel sanatları içerisinde barından müze kompleksi, yazma eserler kütüphanesi ve restorasyon teknikleri araştırma ve uygulama merkezinin yer alacağı kültür külliyesi yapılacak.
- Depolardaki eserler özel müzelere: Müzelerde 225 bin eser sergilenirken depolarda 2.9 milyon eser bekletiliyor. Sağlanacak destekle bu eserler özel müzelerde sergilenecek. Bu yıl 18 müze açılacak.
- Kütüphane seferberliği: Kütüphane yapımına destek sağlayan kişi ve kurumlara teşvik sağlanacak. Râmi Kışlası 10 milyon kitapla Türkiye’nin en büyük kütüphanesi olacak. 30 büyükşehirde 1 milyon kitaplık kütüphaneler kurulacak.
- Destek artacak: “Kültürkart” hayata geçirilecek. 81 ile tiyatro ve diğer sahne sanatlarıyla ilgili projelere destek verilecek. Özel tiyatrolara 2015’te verilen 4,5 milyon destek 9 milyon TL’ye çıkarılacak.
Müfredat değişecek: Şehir ve kültür konuları, ilköğretim ders programına alınacak.
600 kadro sözü
Gençlerin kültür ve turizm alanında iş alışkanlıklarını geliştirmeye dönük olarak bin 200 genci, 6 aylık süreyle geçici olarak istihdam edeceklerini açıklayan Davutoğlu, “Bu gençlerimizin 730’u ören yerlerimizde, 470’i de havaalanlarında turizm faaliyetlerine destek olacaklar. Kültür ve Turizm Bakanlığımızda istihdam edilmek üzere 600 kişilik yeni kadro açıyoruz. Bunların 200’ü kütüphaneci, 100’ü sanat tarihçisi, 100’ü arkeolog olacak. 200 kişi de restorasyon ve şehirlerin yeniden inşası projelerinde görevlendirilecek” ifadesini kullandı.
‘Taksim maalesef estetik değil’
Başbakan Davutoğlu, yıllardır kapalı olan Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’ne ilişkin soruya da şu yanıtı verdi:
“Taksim Meydanı üzerinde, 2013’te yaşadığımız olaylardan da hareketle ifade ediyorum, ideolojik çatışma alanı, siyasal görüş ayrılıklarının yansıdığı bir meydan olarak ele almamak durumundayız. Dünyada çok güzel meydanlar vardır. İstanbul’un güzel bir meydana ihtiyacı var ama Taksim ve civarındaki yapılaşmalarda bu özellikleri görmek kolay değil. Atatürk Kültürü Merkezi o anlamda hem statik problemler yaşanan, binanın yapısı gereği, hem hukuki bazı süreçlerin olduğu bir konu. Bulunduğu şekliyle güçlendirme opsiyonu kadar, oraya İstanbul’un ihtiyacı olan büyük bir sanat merkezinin, bir opera salonu veya benzer bir şeyin, yine istişare edilerek yapılması ihtimallerini de hiçbir sansür veya zihnimizde bir önyargı taşımadan konuşmak durumundayız. Taksim Meydanı ve etrafındaki yapılaşmalar, bu anlamda modern Türkiye’nin önemli alanlarından biridir. Ama estetik olarak da herhalde hiç kimsenin ‘dünyanın en iyi meydanlarından biridir ve olduğu gibi korunmalıdır’ diyebileceği bir özelliğe sahip değildir. Maalesef İstanbul’u temsil eden bir estetik yapıya sahip değil. Otel, diğer yapılar... İstanbul’u güzel meydanlara kavuşturalım. İstanbul tarihi bilen bütün dostlarımızla ele alıp birlikte değerlendirebiliriz.”