Genel

İstinye Park AVM ünlülerin buluşma noktası oldu!

Görme ve görünme mekânı İstinye Park'ın sırrını Avi Alkaş veriyor: Bağdat, Abdi İpekçi ve İstiklal caddelerini birleştirdik, çok tuttu

To be in to be seen! Yani Türkçesiyle gözde olan mekânda görünmek. Bu ifade, son günlerde yıldızı iyice parlayan İstinye Park Alışveriş Merkezi için kullanılabilecek belki de en uygun ifade. Sanatçısından, futbolcusuna, siyasetçisinden işadamına herkes orada. Kimi alışveriş, kimi iş, kimi ise piyasa yapmak amacıyla gelse de bu alışveriş merkezi ilgi odağı olmaya devam ediyor. Bu ilginin nedenini ‘marka karmasını' yaparak bu alışveriş merkezine bir nevi ruhunu kazandıran isme sorduk. Yani Avi Alkaş'a... 1997'den beri alışveriş merkezleri ve perakendecilik sektöründe kiralama ve yönetim danışmanlığı hizmeti veren Alkaş, İstinyePark'a rehberlik ediyor. Alkaş, “İstinye Park'ın AVM anlayışında çıtayı en yukarıya ittirdiğimiz yer oldu. Paparazzilerin konumlandığı bir yer oldu. Gözde olan yerlerle insanlar görünmek ister” dedi.

'Prestij meselesi'
Gelinen noktada Orjin ve Doğuş gruplarının öngörüsünü de vurgulamak gerektiğini belirten İstinyePark'ın bir buluşma noktası olduğuna dikkat çekti. Alkaş, “Buraya her hafta sonu gelenler var. Piyasa yeri, aile buluşma yeri oldu. İstinyePark'taydım demek bir prestij meselesi oldu” diye anlattı. İstinye Park'ta Bağdat, Nişantaşı Abdi İpekçi ve İstiklal gibi üç alışveriş caddesini birleştirdiklerini ifade eden Alkaş, “Bu üç caddenin özelliğini bir araya getiren bir konsept sunduk ve bu konsept tuttu” dedi. Alkaş şöyle devam etti:
“Burada 300'e yakın mağaza var. Farklı yaşam alanları, dünya mutfaklarından çok seçenekli restoranlar bulunuyor. İçinde markalar sokağı, bulvar, meydan alanı ve nostaljik pazar yeri gibi farklı yaşam alanları bulunduruyor. İçinde market olmayan ama pazar yeri olan tek AVM. Manavıyla kasabıyla bu pazar yeri çok beğenildi. Yani tüm alternatifleri tek bir noktada barındırıyor.”

41 yeni marka geldi
İstinye Park'ta hedefin zenginle dar gelirlinin aynı alışveriş ortamında bulunması olduğunu ifade eden Alkaş, “Herkese her zevke uygun bir alışveriş merkezi oldu” dedi. 41 markanın Türkiye pazarına ilk defa İstinye Park ile girdiğini söyleyen Alkaş, alışveriş merkezine 2008 Ekim - 2009 Ekim arasında 16 milyon ziyaretçi geldiğini kaydetti. Alkaş, bu yatırımın en az 3 bin 500 kişiye istihdam sağladığını belirtti.

550 milyon dolar ciro
2008 yılını 550 milyon dolar ciroyla kapatan İstinyePark için 2009 yılı da çok iyi başladı. Belki de krizin en çok hissedildiği ocak-şubat ve mart aylarında yapılan cirolarda bir önceki yılla karşılaştırıldığında yüzde 15-20 arası artış yaşandı. Alkaş'ın verdiği bilgilere göre kapı girişi geçen yıla göre yüzde 25 arttı. Mağazaların cirosu da yine geçen yıla göre 35-40, toplam ciro ise yüzde 44 artış gösterdi.

Kira krizi yaşanmadı
İstinye Park, kriz döneminde mağazalarla kira konusunda sıkıntı yaşamayan az sayıdaki alışveriş merkezlerinden birisi. Sabit kirayı düşük tutup, ciro üzerinden geri kalanını tamamlama yöntemini benimseyen AVM yönetimi, bu nedenle ciroları artırmada markalara çeşitli faaliyetlerle destek veriyor.

Lüks sokağı krizde satışını yüzde 63 artırdı
İstinye Park'ın en çok ilgi gören bölümlerinden birisi de lüks sokağı. D&G, Dior, Ferre, Hugo Boss, Burberry, Chloe, Coach, Louis Vuitton, Ralph Lauren gibi ünlü markaların yan yana sıralandığı ‘park' bölümünde kriz satışları hiç etkilememiş. Alkaş'ın verdiği bilgiye göre lüks sokağı satışlarını son bir yılda yüzde 63, ziyaretçi sayısını da yüzde 32 artırmış. Alkaş, “Lüks sokağıyla insanların yurt dışına çıkmalarına gerek bırakmayacak bir alışveriş ortamı sağladık” diyor.

Soğuk hava dolu ‘Masa'
İstinye Park ünlülerin uğrak yeri olan Nişantaşı'nın pabucunu neredeyse dama attı. Bu alışveriş merkezi kadar ilgi çeken diğer mekânlar da İstinye Park'ın içindeki Borsa lokantalarının kurucusu Rasim Özkanca'nın oğlu Umut Özkanca'nın sahibi olduğu Masa Restoran ve sosyetik Lal Dedeoğlu'na ait Bej Cafe. İş, sanat ve sosyete dünyasının ünlü isimlerini 'çeken' bu iki mekân paparazzilerin de vazgeçilmez haber mekânı oldu. Havaların soğuması bile bu mekânlara ilgiyi azaltmamış görünüyor.

Mescit değil ‘dua odası' var
İstinye Park'ta diğer AVM'lerden farklı olarak mescit yerine ‘dua odası' bulunuyor. Alkaş bunun sebebini şöyle açıklıyor: “Her inançtan ziyaretçiler ibadetlerini yapabilsin istedik. Bunun için adına mescit değil dua odası denildi.”
Eylem TÜRK/Milliyet