İzdemir Termik Santrali'nin yeni ÇED raporu çıktı!
İzmir Aliağa'da faaliyete geçmesi beklenen İzdemir Termik Santrali projesinin ÇED raporu iptal edilmişti. Santralin mühürlenmesi beklenirken proje için yeni ÇED raporu çıkarıldığı öğrenildi.
Aliağa ilçesi yakınlarında üç yıldır faaliyette olan İzdemir Termik Santralinin ÇED raporunun mahkemece iptal edilmesinin ardından santrale mühür vurulması beklenirken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından jet hızıyla yeni ÇED raporu çıkardı. Mahkeme kararının 21 Şubat 2017 tarihinde Bakanlığa tebliğ edilmesinden sonra, iki hafta içinde yeni bir ÇED raporu hazırlandı ve bakanlık İnceleme Değerlendirme Komisyonu'nda uygun bulundu. 22 Mart tarihinde de tüm itirazlara rağmen “ÇED olumlu” kararı verildi.
Bergama, Kışladağ, Efemçukuru Altın Madenleri davalarından, Allianoi'in sular altında kalmaması için verilen mücadeleye, Gaziemir nükleer atıklarından, Aliağa-Foça arasındaki termik santraline kadar onlarca çevre davasında yaşam savunucularının avukatlığını yapan EGEÇEP Hukuk Komisyonu üyesi Avukat Arif Ali Cangı, İzdemir Termik Santrali ÇED Raporu sürecindeki şaşkınlığını “Siz bu kadar hızlı bir ÇED izni sürecine tanık oldunuz mu? Ben olmadım!" sözleriyle anlattı.
DEMİRCİ DÜKKANI AÇILMAYACAK YERE TERMİK SANTRAL
Aliağa-Foça arasındaki demir çelik fabrikaları, haddehaneler, petro-kimya tesisleri, gübre sanayi, gemi söküm gibi birçok ağır sanayi kuruluşları tarafından kirletilen bölgede yapılan termik santrale karşı açılan davanın süreci de aslında ülkedeki hukukun nasıl işlediğine örnek niteliğinde. Bilim insanlarının, "Havası, suyu, toprağı, denizi kirlendi. Buraya, bırakın demirçelik fabrikasını, termik santrali, demirci dükkanı bile açılmamalı " dediği bir bölgede yapılan termik santral daha proje aşamasından itibaren yöre halkının ve İzmirlilerin tepkisine neden oldu. 27 yıl önce, örnek bir direniş göstererek termik santral girişimini püskürten yöre halkı, bir anda 7 yeni termik santral projesine karşı yeniden mücadeleye başlamak durumunda kaldı. İzdemir'in termik santraline karşı Menemen Belediyesi'nin yanı sıra yöredeki ziraat odaları, çeşitli dernekler ve EGEÇEP de dava açtı. Bu davalar devam ederken, bir taraftan da termik santralin inşaat çalışmaları hızla tamamlandı. Şirket, yaklaşık 3 yıl önce, inşaat çalışmasının hemen bitiminde de İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden alması gereken Gayri Sıhhi Müessese İzin belgesini bile almaya gerek görmeden üretime başladı.
MAHKEME 'DUR' DEDİ AMA
Tarım alanlarının üzerine, birçok antik kentin tam ortasına, uluslararası koruma statüleri olan tarihi ve kentsel sit alanlarına komşu bir konumda bulunan, bilirkişi raporlarıyla ÇED dosyasındaki birçok eksikliğin ortaya konduğu İzdemir-II termik santral projesinin 2010 yılında verilen “ÇED olumlu raporu” geçtiğimiz yıl Aralık ayında mahkemece iptal edildi. Mahkemenin kararı Bakanlığa 21 Şubat 2017 tarihinde tebliğ edildi. Yürürlükteki yasalar ve Anayasa gereği mahkeme kararına uyularak 30 gün içerisinde termik santralin mühürlenmesi gerekiyordu. Ancak öyle olmadı!
‘BÖLGEDE YAŞAYANLARLA ALAY EDİYORLAR’
2009/7 sayılı genelgeye dayanılarak santral için yeni bir ÇED süreci başlatıldı. Bir iki gün içinde yeni ÇED raporu hazırlandı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunuldu. Bakanlık İnceleme Değerlendirme Komisyonu'nda 6 Mart 2017 tarihinde yapılan toplantıya katılan EGEÇEP ve FOÇEP temsilcilerinin santralle ilgili itirazları ve buna dayanak olan bilimsel raporları aktarmalarının hiçbir işe yaramadığı ertesi gün ÇED Raporu'nun uygun bulunduğunun açıklanması ile ortaya çıktı. Duyurulan “Nihai ÇED Raporu” için 10 günlük itiraz süresi içinde EGEÇEP, İzmirliler ve yaşam savunucularının Bakanlığa yüzlerce itiraz dilekçesi göndermesi de fayda etmedi. Mahkeme kararı gereği en geç 23 Mart’ta termik santrali kapatması gereken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 22 Mart’ta santrale yeniden ÇED olumlu kararı verdiğini duyurdu.
Bu baş döndürücü süreci yorumlayan Av. Cangı, Bakanlığın mahkeme kararını yok saydığını dile getirdi. Cangı, "Çevre Bakanlığı ve şirket el ele vererek Aliağa’da mahkeme kararını çöpe attılar! Aliağa’nın, Foça’nın, Menemen’in Karaburun’un, İzmir’in sağlığını umursamıyor, bölgede yaşayan herkesle alay ediyorlar. Bu gidişe dur demek gerekiyor.
Bakanlık ile şirketin el ele yarattıkları hukuksuzluklara karşı direnmeye, yaşamı savunmaya devam etmeliyiz" diye konuştu.
Evrensel