İzmir halkı yeni ev arayışında!
30 Ekim'de meydana gelen İzmir depreminde çok sayıda bina yıkıldı, birçok bina da kullanılmaz hale geldi. Bu yapılarda yaşayan vatandaşlar ise evlerini tahliye ederek yeni ev arayışına girdi.
İzmir, 30 Ekim'de meydana gelen şiddetli depremin yaralarını sarmaya çalışıyor. Çok sayıda binanın kullanılmaz hale geldiği İzmir'de vatandaşlar yeni ev arayışı içerisine girdi. Evrensel Gazetesi köşe yazarlarından Zeki Gül, bugünkü köşe yazısında İzmir halkının yaşadığı sorunu kaleme aldı. İşte Gül'ün o yazısı...
Deprem, eğer yıkımlara yol açıyorsa büyük bir travmadır. Yıkım ve ölümlerin yaşandığı bir deprem ardından, bırakalım depremzedeleri diğer bireylerin sağlığı da olumsuz etkilenir. Denebilir ki önlenebilir her sorunda olduğu gibi bu durumda da devletlerin sorumluluğu / sorumsuzluğu depreme uzak diyarlarda da bireyleri sağlıksızlaştırır, hasta eder.
Konut fazlası olan bir kentte yeni konutlardan bahsediyor yetkililer: İzmir...
Gayrimenkul PR aylık verileri şubat 2020’de 85 bin olan İzmir konut stokunu nisan 2020’de 5 bin artışla 90 bin olarak açıklamıştı. Geldik depreme...
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, hafta içi açıklamasında “3 bin 370 çadır başvurusunun karşılandığını ve bu çadırlarda yaklaşık 8 bin 500 kişinin kaldığını’ açıkladı. Kapitalizmin sureti: 90 bin konut stoku olan bir kentte 3 bin 379 çadırzede...
Deprem sonrası ilk icraat çöken binaların kimi müteahhitlerini tutuklamak oldu. Depremlerin sorumlusu inşaat sektörü ise boş olan 90 bin konutu daha pahalıya satmak veya fahiş fiyatla kiraya vermek için ellerini ovuşturuyor. Beri yanda inşaat sektörünün kâr hırsı ve devletin kimi kurumlarının sorumsuzluğu ile evsiz kalmış yurttaşlar...
Bakan açıklamaya devam ediyor: “Ağır hasarlı ve yıkık bina sayısı 283, orta hasarlı bina 308, az hasarlı bina 2 bin 508.”
Yani, bu kentte tüm mağdurları bir günde yerleştirecek boş ev var ama yapılmıyor. Kapitalizm ve onun kurumları ‘arsızca’ bize depremzedeler için yeni binalar inşa edileceğini vaaz ediyorlar.
Ocak 2020 verilerine göre “Türkiye’de kayıtlı 450 bin civarında müteahhit var. Almanya’da bu sayı 3 bin 550, tüm Avrupa’da ise 50 bin civarında”.
Yani Türkiye’deki müteahhit sayısı tüm Avrupa’dakilerin on katından fazla. Depremde yıkım ve ölümün matematiği bu olsa gerek. Onların ekseriyeti bir punduna getirip köşeyi dönmek isteyenler. Ya ‘ köşe dönmecilere’ yol veren kim? Biliyoruz onları; “Yönetemiyorlar, ölüyoruz”
Pandemi ve deprem bize yeniden hatırlatıyor: “Sağlık salt bedensel ve ruhsal iyilik hali olmayıp aynı zamanda sosyal ve siyasal iyilik halidir.”
İzmir sallandı! Deprem sigortasına talep yüzde 37 arttı!