Kentsel Dönüşüm

İzmir Karabağlar'daki dönüşüm mahkemeye taşınıyor!

Karabağlar'ın Cennetçeşme ve Limontepe'de 540 hektarlık alanda başlayan kentsel dönüşüm karmaşası mahkemelik oldu. Rant projelerine karşı mücadele eden ve imar planına itiraz hakkı olmayan Karabağlarlı vatandaş, projenin iptali için yargıya gidiyor.

Son yapılan düzenlemelerle, kentsel dönüşüm imar planlarına karşı itiraz hakkı ellerinden alınan Karabağlar halkı, TMMOB'a bağlı odaların desteğiyle birlikte, bakanlığın mevcut projesinin tümden iptali için yargıya gidecek.


2012 yılındaki Bakanlar Kurulu kararıyla riskli alan ilan edilen Karabağlar'ın Cennetçeşme ve Limontepe semtindeki 540 hektarlık alanda başlayan kentsel dönüşüm karmaşası devam ediyor. Beşinci yılına giren ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen projeye halkın itirazları ise sürüyor. Şimdiye kadar, Bakanlığın, Cennetçeşme bölgesinde 1'inci etap olarak adlandırılan 101 hektarlık boş arazide, yapı stoğu yapmayı hedefleyen kentsel dönüşüm projesi için hazırladığı ilk dört plan gelen itirazların ardından iptal edildi.


Bakanlığın, son düzenlemesi ile birlikte imar planlarına itirazlarda kısıtlamaya gidildi. Bundan böyle yapılan imar değişikliğine sadece bölgede arsası ve evi olan hak sahipleri itiraz edebilecek. Cennetçeşme ve Limontepe halkı ise, bakanlığın düzenlemesinin aksine, 101 hektarda yapılacak değişikliğin kendi yaşam alanlarını da etkileyeceğini düşünüyor. Son gelişmelerin ardından yapılan toplantıda bölge halkı yaptıkları değerlendirme sonucunda yargıya giderek iptal davası açma kararı aldı.


Açılacak dava ile ilgili Karabağlar Mahalleler Platformu ve TMMOB İzmir İKK basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında konuşan TMMOB Dönem Sözcüsü Melih Yalçın, deprem kuşağı içerisinde yer alan İzmir’de yaşanabilecek olası bir deprem ihtimalinde dava konusu plan ile imara açılan heyelan alanlarında vatandaşların can ve mal güvenliğinin tehlikeye atıldığını belirtti.


'İZMİR'İN GELECEĞİ TEHLİKEYE ATILMAMALI'


Bakanlığın halkın ve bilim insanlarının tepkilerine kulak tıkadığını dile getiren Yalçın "540 hektarlık bir alanın sadece bir bölümüne, acele kamulaştırma yaparak, imar planını bilimden, hukuktan, eşitlikten, kamu yararından uzak hiçbir nesnel gerekçeye dayanmadan her yıl en az 2 kez yeniden onaylamaktadır. Bakanlık bu tavrının nedenini ise kamuya açıklama gereği dahi duymadan kapalı kapılar ardında yapılan imar planları ile İzmir Büyükşehir Belediye başkanının da desteğini alarak İzmir’in ve İzmirlinin geleceğini tehlikeye atmaktan kaçınmamaktadır" dedi.


'İZMİR’DEN RANT PROJELERİNİ GERİ ÇEK'


Kentsel dönüşüm alanlarındaki insanların huzursuz bir şekilde beklediğini de ekleyen Yalçın şunları söyledi "Burada, hem bilim insanları hem de bölgede yaşayan halk olarak; Bakanlık’ın “ne bilime ne halka sormam ben yaparım” zihniyetinin bu ülkeye, bu kente zarar verdiğini tekrar dile getiriyor ve artık rant için kentlerimizi, evlerimizi, doğamızı yağlamaktan vazgeçmelerini istiyoruz. Sadece rant amacı ile kamu kaynaklarının yok edilmesine, bölge halkının geleceğinin belirsizliğe itilmesine karşı olan mücadelemizi de sürdüreceğimizi ifade ederek Bakanlık’a da bir kez daha “İzmir’den rant projelerini geri çek” diyoruz".  


'ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI EDİYORLAR'


Yine basın toplantısında konuşan Karabağlar Mahalleler Birliği Sözcüsü Halil Ecevit, yaşadıkları süreci ve karşı karşıya kaldıkları sıkıntıları şu sözlerle dile getirdi “Beş yıldır orada yaşayan ilçe halkı olarak yetkili kurumlardan taleplerimiz hiçbir şekilde dikkate alınmadık. Planlara toplam dört kez itiraz ettik. Davalar açtık. Hiçbir şekilde bize yanıt verilmedi. 100 bine yakın insan tasfiye ile karşı karşıya. Bırakın insana dair bir şey yapmayı, ölümü gösterip bizi kansere razı ediyorlar. Bölgemizde çok büyük bir rant oyunu var. Birileri gelip semtimizde araştırmalar yapıyor. Halk kimsenin umurunda değil. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bölgemiz aslında üçüncü derecede deprem riskine sahip bir alan, ve konutların büyük kısmı müstakil yapılar. Burada başka bir amaç var. Düdük kimin elindeyse istediği gibi öttürüyor. Halkın çıkarını düşünen yok. Dava açma ve itiraz haklarımız elimizden alınmış durumda. Ben orada yaşıyorum. Bu nasıl iş? Kolluk kuvvetleriyle birlikte gelip bizi zorla gelip oradan atmadıkları müddetçe bu dönüşümün yasal olarak başlaması mümkün değil.”


Evrensel