Kentsel Dönüşüm

İzmir kentsel dönüşümde son durum ne?

6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi hakkındaki kanun; amacı ve felsefesiyle örtüşmeyen bir anlayışla dağınık bir biçimde ve hedefinden saptırılarak uygulandığı için İzmir'de işlerliğini kaybederek öngörülen hedeften uzaklaşıyor.

6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi hakkındaki kanun; amacı ve felsefesiyle örtüşmeyen bir anlayışla dağınık bir biçimde ve hedefinden saptırılarak uygulandığı için İzmir'de işlerliğini kaybederek öngörülen hedeften uzaklaşıyor. 


Bu sapma da; kentin geleceğinin "kötü" planlanması sonucunu doğuruyor. 

TUİK'den (Türkiye İstatistik Kurumu) elde edilen veriler doğrultusunda mevcut durum analizleri yapılmıştır. Bu analizler sonunda; sağlıklaştırma ve yenileme alanlarının İzmir İli genelinde 47 milyon m2 olduğu ve 313 bin binanın kentsel yenileme kapsamında, fakat; hala başlanılan durumdayız. Ne Bakanlık ne de belediyeler ısrarla hiçbir kurum ve kuruluşla işbirliği yapmamaya adeta çaba harcıyor. 


Uzmanlar her an yıkıcı bir depremin olabileceği konusunda ciddi ciddi uyarıyor. 

İş işten geçtikten sonra neyin dönüşümü yapılacak merak ediyorum. Uzmanların da söylediği gibi deprem değil çürük ve riskli binalar öldürüyor. 

Bilindiği gibi; kentsel dönüşüm ile ilgili 2 ayrı yasa bulunmaktadır. 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73.maddesi kapsamında ve son çıkan 6306 sayılı "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi" ile ilgili halk dilinde kentsel dönüşüm yasaları bulunmaktadır. Bu kapsamda 6306 sayılı kanun kapsamında; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkisinde 918 bin 16 hk, diğer taraftan Büyükşehir Belediyesi Kanunu kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkisinde 315 bin 47 hk olmak üzere toplam 1 milyon 233 bin 63 hektar alan dönüşüm alanı ilan edilmiştir. 47 milyon m2'lik riskli alanların şuana kadar sadece 1 milyon 233 bin 63 hektar ilan edilmiştir. 


Bu durumda; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkisindeki yıkılarak kentsel dönüşüme uğrayacak konut sayısı toplam 47 bin 036 konut riskli alan ilan edilmiş, bu çalışma İzmir halkı tarafından büyük bir heyecanla karşılanmıştı. Ancak; bugüne gelinen noktada bu vaatler hüsrana dönüşmüştür. 


Ülkemizde ve özelikle de İzmir'de kentsel dönüşüm; "bütüncül" olmayan, stratejiden yoksun, mevcut diğer yasaların da birbirini desteklemediği, dağınıklık içinde ve "rant"a dönüşen bir uygulama özelliği kazanmıştır. 


Rantsal dönüşüme mi dönüşüyor? 


- Kanun'un özü anlaşma usulüdür. 

- Uygulamanın temelde vatandaşlarca yürütülmesi amaçlanmış, devletin az müdahalesi temel alınmıştır. 

- Kanun'un uygulanmasında yerel yönetimler etkin yetkilendirilmiştir. 

- Kredi kullanılacak gerçek ve tüzel kişilerin bankalardan kullanacağı kredilere; faiz desteği verilecektir. 

- Riskli yapı ilan edilen bölgelerdeki konut sahiplerine 18 ay kira desteği sağlanacak, vergiler muaf olacak. 

6306 sayılı kanunun sağladığı tüm bu haklar maalesef bugüne kadar amacına uygun kullanılmamış, mülk sahipleri ve yüklenici firmalar sağlanan tüm bu avantajları kendi rantlarına dönüştürmüşlerdir. 

Sonuç olarak: İzmir'de 5 yıldır dönüşümün adı var, kendi yok. 


Habertürk Egeli/Hüseyin Aslan