İzmir Limanı'nın turizm limanına dönüştürülmesi isteniyor
Kenan Yavuz, İzmir Limanı'nın master planda yapılacak düzenlemeyle turizm limanına dönüştürülmesini savundu
Socar&Turcas Üst Yöneticisi (CEO) ve PETKİM Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Yavuz, İzmir Limanı özelleştirmesinin 3 yıldır sürüncemede kaldığını ve bu durumun Aliağa Nemrut limanlar bölgesinde yapılması planlanan liman projesini gölgede bıraktığını belirterek, "İzmir Limanı'nın master planda yapılacak düzenlemeyle turizm limanına dönüştürülmesini ve İzmir'in ticari liman ihtiyacının Nemrut Limanı Projesiyle karşılanması gerektiğini savundu.
Yavuz, yaptığı yazılı açıklamada, İzmir Limanı'nın Ege Bölgesi'nin ihtiyaçlarını karşılayacak fiziki ve hukuki yapılanmadan yoksun olmasının, kentin ve bölgenin sahip olduğu potansiyelin çok gerisinde kalmasına neden olduğunu ifade etti.
İzmir Limanı'nın bu nedenle ticari liman olarak değil, turizm limanı olarak kullanılmasının daha yararlı olacağı görüşünü dile getiren Yavuz, "Limanın, bölgenin geleceği için yapılacak master planlarda belirlenecek görev tanımı, özelleştirme sürecinden daha önemli. İzmir Limanı, master plan ile turizm limanına dönüşmeli. Böylece kentin ve Çeşme'nin turizm potansiyelini kentsel dönüşüm ile birlikte destekleyecek bir yapılanmaya gidilebilecektir" dedi.
Yavuz, İzmir Limanı'na kilitlenen tartışmalar, Nemrut Körfezi'ni gölgede bıraktığını ve İzmir Limanı'nın en az 5 katı potansiyele sahip bu doğal limanlar körfezinin bu nedenle hak ettiği değeri bir türlü yakalayamadığını belirtti.
Nemrut Körfezi'nde PETKİM Limanı ile 6 liman ve iskele bulunduğunu ve bölgede 2009 yılında 17 milyon ton sıvı ve katı yük elleçlemesi yapıldığını, ancak bölgedeki potansiyelin 100 milyon ton civarında olduğuna dikkati çeken Yavuz, şunları kaydetti:
"Aliağa, Türk petrokimya üretiminin tamamını, demir-çelik üretiminin yüzde 40'ını, rafineri kapasitesinin yarısını temsil etmektedir. Yine Aliağa, Türkiye'nin en büyük Organize Sanayi Bölgesi olan ALOSBİ'ye sahip ve İzmir kent merkezine sadece 55 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Tıkanan Marmara Denizi ve Boğazlar trafiğini dikkate aldığımızda, Bursa, Manisa, Balıkesir, Denizli sanayilerinin kara ve demir yollarıyla Aliağa ve Çandarlı lojistik merkezlerine bağlanması halinde, Doğu Akdeniz ve Ege Denizi'nin en büyük lojistik merkezine sahip olmamız işten bile değil. Bugün büyük konteyner gemileri önce Yunanistan limanlarına yanaşarak daha küçük gemilere bölünüyor ve ardından Türkiye limanlarına girebiliyor. Nemrut Körfezi'nde ise böyle bir sorun yok. Üçüncü kuşak olarak tanımlanan Post-Panamax, VYCC ve ULCC tipi gemilerin dahi girebileceği kapasiteye ve derinliğe sahip. Kaldı ki İzmir Limanı'nın özelleştirmesinde hiçbir sorun yaşanmasaydı, derinlik sorununu çözmek için yapılacak dip taraması yatırımı ve çıkacak milyonlarca ton çamurun nereye döküleceği yine öngörülemez sorunları beraberinde getirecekti. Nemrut ve Çandarlı körfezlerini demir ve kara yollarıyla daha etkin şekilde bağlayarak, hem İzmir'i, hem de Marmara ve boğazları rahatlatabiliriz. Karadeniz'den çıkan küçük gemilerin buluşup, büyük gemilere transfer olarak kıtalar arası taşımacılık yapılan gerçek anlamda bir lojistik merkez haline getirebiliriz."
-PETKİM LİMANI KAPASİTESİ 1 MİLYON TEU'YA ÇIKARILACAK-
Yavuz, açıklamasında PETKİM'in sürdürdüğü liman yatırımı hakkında da bilgi vererek, sahip oldukları limanı Nemrut Körfezi'nin potansiyelini harekete geçirme strateji dahilinde 1 milyon TEU konteyner ve 20 milyon ton sıvı yük elleçleme kapasitesine ulaştıracaklarını kaydetti.
Bu amaçla tüm hisseleri PETKİM'e ait olacak yeni bir şirket kurulmasına karar verdiklerini ve firma olarak Aliağa için Singapur'daki Jurong Adası modelini önerdiklerini ifade eden Yavuz, şu görüşleri dile getirdi:
"Singapur'da ne petrol, ne doğal gaz var. İçecek suları bile yok. Buna karşılık Aliağa'nın yarısı kadar bile olmayan Jurong Adası'nda 80 milyar dolarlık bir lojistik merkez yaratıldı. Denizi doldurup fabrika, denizin altına da tank çiftlikleri yaptılar. Bölgeyi rafineri, petrokimya, enerji, lojistik entegrasyonu ile Uzak Doğu'nun en önemli üretim merkezlerinden biri haline dönüştürdüler. Bu muhteşem başarı hikayesinin başlangıç noktası ise 1985 yılı. Ülkemizin sanayileşmesine katkı koymak isteyen herkesi bu modeli incelemeye ve bizim neden böyle bir başarı hikayesine sahip olamadığımız noktasında düşünmeye davet ediyorum."
AA